Türk Metal ile MESS baş başa, diz dize

Türk Metal ile MESS baş başa, diz dize
Şengül Karadağ
Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek, işveren gazetesi MESS'in son sayısında bir yazı yazmış. Hem de kapaktan. Konu; herkesin tahmin edeceği gibi, grup toplu iş sözleşmeleri.
Özbek diyor ki; "Türkiye'de sendikal hareketin açlık duyduğu konuların başında diyalog gelmektedir. Artık işçilere de sendikalara da zarar veren ve onların hak ve çıkarlarını koruyamayan sendikaların ve sendikacıların başlattığı monolog dönemi geride kalmıştır. Sadece işçiler ve sendikaları konuşmayacaktır. İşveren de konuşacak, işverenin sendikası da konuşacaktır."
"Bu dönemi aşmak ve işyerlerini yeni ve eskisinden daha güçlü bir üretim sürecine kavuşturmak için, bir işçinin en az işveren kadar işyerine; aynı şekilde bir işverenin de işçisine sahip çıkacağına inanmamız ve soruna aynı içtenlik ve tutarlılık içinde yaklaşmamız yeterli olacaktır."
Özbek ne demek istiyor?
Bunu anlamak için aynı gazetenin diğer sayfalarına bakmak yeterli.
Gazete sayfalarında en çok yer kaplayan konu esnek çalışma. İşçilere daha yoğun sömürü, izin ve fazla mesai gibi kazanılmış hakların gaspı olarak yansıyan esneklik, MESS'in gazetesinde "yaşamın renklerine uyum sağlamak" olarak tanımlanıyor ve esnekliğe karşı çıkmanın 'çağ dışı' olduğu ileri sürülüyor.
İşçiyle diyalog da yok, işbirliği de
Ardından MESS-Türk Metal Diyalog ve İşbirliği Toplantısı'nın haberini görüyoruz. Daha önce ocak ayında yapılan bu periyodik "diyalog ve işbirliği toplantıları"nın sonuncusu 28-30 Mayıs 2000 tarihlerinde gerçekleştirilmiş. Toplantının ardından Türk Metal Genel Başkanı Mustafa Özbek ve MESS Başkanı Erdoğan Karakoyunlu imzalı bir ortak basın açıklaması yayınlanmış. Toplantının da açıklamanın da özü şu cümlede: "Enflasyonla Mücadele Programı'nın ülkemiz, işletmelerimiz ve çalışanlarımızın ortak çıkarları açısından desteklenmesi gereklidir."
Daha sonra MESS-Türk Metal Ortak Eğitim Projesi kapsamında ne kadar çok metal işçisinin 'ülkemizin ve çağın gerçeklerine uygun' bir şekilde 'eğitildiği'ni görüyoruz. Arçelik A.Ş. Buzdolabı İşletmesi Kalite Çemberleri çalışmaları da aktarılıyor. İşçilerin sınıf bilinci alması yönünde kılını bile kıpırdatmayan Türk Metal, esnek çalışmanın daha iyi uygulanabilmesi için patron örgütleriyle "eğitim çalışması" düzenliyor.
MESS'in hedefi belli
Ama gazetenin ilk sayfasında yazan Özbek'in sözlerinin en iyi şekilde anlaşılmasını sağlamak için son sayfaya bakmak gerekir. Burada, MESS Başkanı Erdoğan Karakoyunlu'nun Star gazetesinde çıkan 8 Haziran 2000 tarihli açıklamaları yer alıyor. Karakoyunlu'nun açıklamalarına göre, "MESS'in oturacağı toplusözleşme görüşmelerinde verilecek zam enflasyon hedefine uyacak."
Bugüne kadar yapılan yüksek oranlı zamların "zamanlama hatasından kaynaklandığını" söyleyen Karakoyunlu, sendikaların da enflasyonun düşmesini istediklerini düşündüklerini söylüyor, ancak iş pazarlığa geldiğinde "ihtiyatlı" davranarak yüksek zam talep ettiklerinden yakınıyor. Ve yine "kriz" söylemine sığınan Karakoyunlu, krizden çıkmaya çalışan bir sektörün yüksek zam verdiği taktirde bundan hem şirketlerin hem de işçilerin etkileneceği uyarısını yapıyor.
Hükümetin toplu iş sözleşmelerine "müdahale" değil ama "telkin"de bulunması gerektiğini savunan Karakoyunlu, "Hükümet tarafları ikna edemediği için grevler başladı. Eğer bu durum devam ederse yani işletmeler grev olmasın diye yüksek zam verirlerse bu, piyasalar ve işçiye yansıyacaktır. İşletmeler fiyatlarını yükseltecek, durum daha da zorlaşırsa, işçi çıkarmak zorunda kalacaklardır" diyerek de tehdit ediyor.
Taş nereye?
"Her dönemde olduğu gibi bu sözleşme döneminde de yüklendiğimiz görev ve sorumluluğun bilincindeyiz" diyen Özbek, MESS'in gazetesindeki yazısında kendisine bir atasözünü dayanak yapıyor; "Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz." 'Baş'lar belli.
Sorun; o 'baş'ların kaldırmaya çalıştığı 'taş'ı gediğine oturtmakta...