05 Temmuz 2000 21:00

Af cezaya dönüştü

DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit tarafından yaklaşık iki yıl önce ortaya atılan 'af' konusunda hükümet sürekli 'umut ve beklenti yaratma' siyaseti izledi.

Paylaş
Af cezaya dönüştü
Meclis'in geçtiğimiz hafta kapanmasıyla birlikte, "af yasası" da yeni yasama yılına kaldı. Tekrar DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit tarafından gündeme getirilen ve daha sonra da çeşitli vesilelerle politikacıların "Çıktı, çıkacak" dediği genel af umutları bir süre daha donduruldu. Meclis'e tepkilerini dile getiren tutuklu yakınlanları, Meclis'in bir gecede "kıyak emeklilik yasası"nı çıkardığını, fakat söz konusu şey af olunca bunu aylarca ertelediklerini ifade ediyorlar.
Bayrampaşa Cezaevi'nde yakını bulunan Neşe Çakır, Meclis'in şu an tatile girse bile af çıkacağı yönünde söylentiler olduğunu belirterek, Meclis açıldıktan sonra mutlaka af çıkacağına inanıyor. Çakır, eşinin uyuşturucu kullanmaktan cezaevinde olduğunu belirterek, eşinin de kendisinin de aylardır af beklediklerini, fakat bir türlü çıkmadığını kaydediyor. "Bu saatten sonra af çıksa ne olur, artık eşimin cezaası bitti" diyen Çakır, yine de af çıkmasını istediğini, çünkü içerde eşinin dışında bir sürü insan olduğunu dile getiriyor. Cezaevinde oğlu bulunan Gülten Çelik ise, "Zaten hükümet kendi kendine iş yapıyor" diyerek, af çıkarmadan Meclis'in tatile girmesi konusundaki kızgınlığını dile getiriyor. "Ölmeden bir af çıksa da görebilsem" diyen Çelik, af çıkması isteniyorsa herkesin birlik olması gerektiğini de sözlerine ekliyor.
Kıyak emeklilik bir gecede çıkıyor
Mehmet Tezeker, kardeşinin gasp suçundan cezaevinde olduğunu belirterek, af çıkmadan Meclis'in tatile girmesini "Demek ki vekillerin tatile ihtiyacı var" diye değerlendirirken, bu ülkeyi değiştirmek için birilerinin bir şeyler yapması gerektiğini belirtiyor. Tezeker, "Asıl suçlu olanlar devletin başına gelenler" diyerek, içerde bulunan insanlar arasında suçsuz insanlar da olduğunu söylüyor. "Milletvekillerini bizler seçiyoruz ama bilinçsiz hareket ediyoruz" diyen Tezeker, devletin başındaki insanlardan hiçbirinin verilen sözleri tutmadığını sözlerine ekliyor.
Dayısı cezaevinde olan Jülide Yılmaz da, görüş günlerinde bekleme salonunda üst üste beklediklerini belirterek, "Burası böyleyse içerisi nasıldır, düşünemiyorum bile" diyor. Bu memlekette hiçbir şeyin doğru yürümediğini ifade eden ve "Milletvekillerini başımıza biz getiriyoruz ama getirirken galiba düşünemiyoruz" diyen Yılmaz, af çıkmasından hiç ümitli olmadığını söylüyor. Yılmaz, vekillerin af çıkarmadan tatil gittiğini, fakat kıyak emeklilik yasasını bir gecede çıkardıklarını belirterek, söz konusu şeyin, kendi maaşları olunca da aynı hassasiyeti göstereceklerini söylüyor. Af çıkacak söylentileriyle hem dışardakilerin hem de içerdekilerin duygularıyla oynandığını belirten Yılmaz, insanların her şeye karşı çok tepkisiz davrandıklarını kaydediyor.
Adalet çetelerden yana
İçerde ve dışarda bir sürü insanın af beklediğini belirten Şahin Bağır, birçok insan gibi af sözünü ortaya atan yetkililerin sözünde durmalarını istediklerini söylüyor. Meclis'in tatil ve paradan başka bir şey düşünmediğini ifade eden Bağır, Meclis'in istediği zaman affı hemen çıkarabileceğini fakat insanlara çile çektirdiklerini söylüyor. Ersin Çavuş, mutlaka af çıkacağını bundan kesinlikle emin olduğunu belirtirken, Meclis açıldıktan sonra alınacak ilk kararlardan birinin af olacağını çünkü içerde ve dışarda birçok insanın af beklediğini söylüyor.
Çiçek Başar isimli tutuklu yakını ise, oğlunun örgüt üyeliğinden cezaevinde olduğunu belirterek, "Affı kim istemez ki" diyerek, Ağca ve onun gibi birçok insanın suçlarının görmezden gelindiğini belirtiyor. Başar, "Onlara af var. Fakat bizim çocuklarımız gerçekleri söyledikleri için onlara idam var" diyerek, adaletin sadece mafya ve çetelerden yana olduğunu ifade ediyor. Oğlu Pir Sultan Abdal Derneği'nden çıkarken gözaltına alınan ve daha sonra tutuklanan Hürü Yüce, oğlunun hiçbir suçu olmadığı halde ömür boyu hapse mahkûm edildiğini dile getiriyor. "Devlet fakiri fukarayı eziyor, fakat zenginleri ayakta tutuyor" diyen Yüce, Meclis'in tatile girmesinin ise insanların umutlarını söndürdüğünü belirtiyor.
Şükran Kuş, af çıkarmadan Meclis'in tatile girmesinin çok olağandışı bir şey olmadığını, devletin bütün organlarının bu şekilde çalıştığını söylerken, çıkacak affın sadece adli tutuklulara yönelik olduğu sürece affa da karşı olduğunu belirtiyor. Amcasının oğlunun cezaevinde olduğunu ve "bölücülük"le suçlandığını dile getiren Kuş, adliler için af konusunda bir umut doğduğunu, fakat siyasiler için böyle bir umut olmadığını söylüyor.
Tutuklu yakınlarından Menekşe Demir de, aftan önce bu ülkede tartışılması gereken şeyin yargılanma sistemi olduğunu belirterek, Çakıcı'nın 7 davadan çok kısa bir sürede beraat ettirildiğini, fakat diğer insanlar için aynı adaletin uygulanmadığını dile getiriyor. Abisinin hiçbir suçu olmadığı halde 7 yıldır cezaevinde olduğunu dile getiren Demir, toplum için, halk için mücedele eden insanların bir kenara itilip, tecavüzcülere, ülkeyi dolandıranlara af çıkarılmasının adaletsiz olduğunu belirtiyor. Topluma zarar veren insanların çeteciler ve mafyacılar olduğunu ifade eden Demir, bu insanların elini kolunu sallaya sallaya dışarda dolanmalarını istemediği için sadece onlara çıkacak bir affı da istemediğini ifade ediyor.
ÖNCEKİ HABER

TEAŞ üçe bölünecek

SONRAKİ HABER

Bayrampaşa Cezaevi'nde eylem

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...