04 Temmuz 2000 21:00

Zenginler rahat etsin diye!

Ömerli Barajı su havzasına, villalar dikilecek. FP'li Büyükşehir Belediyesi'nin aldığı bu karar ile içme suyu kaynakları kirlenecek ve azalacak; bitki türleri ve doğal güzellikler yok olacak...

Paylaş
Zenginler rahat etsin diye!
Muzaffer Özkurt
Ömerli Barajı'nın Paşaköy kolunun kuzeyinde bulunan ve barajın su toplama havzası olan 300-1000 metre alanına giren 650 hektar açık alana villalar yapılacak. Ömerli Yapı ve Turizim AŞ tarafndan yapılacak olan 763 konuta İstanbul Valiliği ve Çevre Bakanlığı da karşı çıkıyor. Ancak inşaatın yapımı İSKİ'nin ÇED yönetmeliğine dayandırılıyor. Bölgeyi imara açan İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İSKİ, burada yapılacak inşaatı örnek göstererek, İstanbul'da bulunan 7 su havzasını da talana açabilecek.
İSKİ'nin ve Çevre Bakanlığı'nın olmak üzere iki ÇED yönetmeliği bulunuyor. İSKİ yönetmeliğine, 1995'te Şehir Plancıları ve Mimarlar Odası'nın açtığı dava İSKİ aleyhine sonuçlanmak üzereyken İSKİ, yönetmeliğini fesh ederek, 1998 yılında eskisine yakın yeni bir yönetmelik çıkarttı. Ancak mahkemeye verilen kısımlarında bir değişiklik yapılmadı. Büyükşehir Belediyesi'ne gelen inşaat planı Plan Daire Başkanlığı'nca kabul edilmezken İmar Daire Başkanlığı tarafından onaylanarak geçirildi. Çevre Bakanlığı'nın ve valiliğin karşı çıkmasına rağmen yapılacak olan inşaat da 1998 yılında çıkartılan bu yönetmeliğe dayandırıldı. Ancak Bakanlığın ÇED Yönetmeliği'nde diğer yönetmelikleri ortadan kaldıran bir hüküm olmadığı için, yasal boşluk bu tür inşaatların yapılmasını sağlıyor.
Suyumuz tehlikede
Bu bölgeye Ömerli Yapı ve Turizim AŞ tarafından yapılması öngörülen çiftlikevleri zaten problemli olan İstanbul'un su stoğunu daha da kötü duruma getirecek. Üstelik mutlak koruma alanında olan su havzasına yapılack bu inşaat İstanbul'un diğer su toplama havzaları için de örnek gösterilecek. Bu planın hayata geçmesi halinde diğer havzalara da lüks villalar yapılacak. Bu durum ise İstanbulluların içme suyu depolarını tehdit ediyor. Özellikle depremden sonra hedef gösterilen bu bölgeler yönelik talan politikası çerçevesinde daha pek çok projenin onay beklediği söyleniyor.
Tüm kurumlar karşı
Doğal Hayatı Koruma Derneği, konu ile ilgili pek çok yetkili ile görüştü ve bu görüşmeleri bir rapor haline getirdi. Bu raporda Vali Yardımcısı Bülent İşözen'in de görüşleri var. İşözen, asıl sorunun Bakanlığın ÇED Yönetmeliği'nde diğer yönetmelikleri bağlayacak hükmü yer almaması olduğunu belirtti. Üstelik bu imar girişiminin yasadışı olduğunu kaydeden İşözen, Çevre Bakanlığı'nın konuya ilişkin dava açması gerektiğini ifade etti. Bunun dışında raporda yer alan ÇED ve Planlama Genel Müdürlüğü, İstanbul Şehir Plancıları Odası gibi kurumlarında görüşleri yer alıyor. Bu görüşlerde uygulamanın yasadışı olduğu ve bunun engellenmesi gerektiği yönünde.
İstanbul Mimarlar Odası Kentleşme ve Kentli Hakları Komitesi, bu uygulamanın durdurulması gerektiğini vurguladı. İstanbul'un su havzalarının tehdit edildiği belirtilen açıklamada, nadir bitki türlerinin tehlike altında bulunduğu vurgulandı. Uygulamanın İstanbul'u geri dönülmez bir dar boğaza sokacağı kaydedilen açıklamada, konu ile ilgili olarak başta İSKİ olmak üzere sivil ve resmi kurumlara başvurduklarını ancak henüz bir yanıt alınamadığı belirtildi.
Kesin koruma alanı
İmara açılan bu bölgenin su havzası olması dışında özellikleri de var. Üstelik Türkiye'nin imzası olan ve taraf olduğu Bern Anlaşması'na göre buralar kesin koruma alanına giriyor. Burada bulunan fundalıklar ve bunun dışında dört bitki çeşidi dünyada az rastlanır türlerden. Bu nadir türlerin dışında da 16 çeşit bitki de yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Valilik, buranın ekolojik önemi ve mevzuat açısından villa yapımına uygun olmadığını belirtti.
ÖNCEKİ HABER

Deri işçisine yine saldırı

SONRAKİ HABER

Irkçı lider Haider fikirleriyle iktidarda

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...