3 Temmuz 2000 22:00
Çile bitmedi!
Leyla Uçar
17 Ağustos Marmara Depremi'nin ardından bir yıla yakın zaman geçmesine rağmen çilesi bitmeyen depremzedeler, kışın soğuğundan sonra, şimdi de yaz sorunları yaşıyor. Kışın dondurucu soğuğunda yazlık çadır ve barakalarda kalan depremzedeler, şimdi de yaz sıcaklarıyla fırına dönen çadır ve prefabriklerde güç günler yaşıyor.
Gün içinde sıcaklığın 45 dereceye kadar çıktığı çadırlarda ve prefabrik konutlarda kalan depremzedeler, yüksek sıcaklık nedeniyle uyku uyuyamıyor, gece barınaklarına giremiyor. Depremzedeler, "150 günde bitecek" sözü verilen sağlıklı kalıcı konut projesinin bir an önce tamamlanmasını bekliyor.
Toz, toprak, haşerat...
Yaz ile birlikte susuzluk da büyük bir problem haline geldi. Bu durumdan özellikle çocuklar etkileniyor. Tüm bu sorunlara, çoğalan sinek, haşerat ve toz da katılınca hayat depremzedeler için iyice çekilmez duruma geliyor. Kent dışındaki prefabrik konutlarda oturanlar, yılan ve farelerle de uğraşmak zorunda kalıyor. Depremzedeler Marmara Depremi'nin sonrası Türkiye'den ve dünyanın her yerinden toplanan katrilyonlarca yardıma dikkat çekerek, halen bu sıkıntıları çektiklerini ve yardımların kendilerine ulaştırılmadığını söylüyor.
Çadırda perişan oluyorlar
Derince Emek Çadırkenti'nde oturan Ayşe teyze, gelini ve kızıyla beraber ayrı çadırda barınmaya çalışıyor. Giderek artan sıcaklar ve salgın hastalıklar tehlikesi yüzünden zor durumda kaldıklarını söyleyen Ayşe teyze, "Şu an kiralık ev arıyoruz, ama kiralar çok yüksek. Zaten ev de bulunmuyor" diyerek, sıcaktan çadırda duramadıklarını ve geceleri dışarıda yatmak zorunda kaldıklarını belirtiyor. "Susuzluk ayrı bir dert" diyen Ayşe teyze, susuzluk yüzünden özellikle çocukların hastalıkla yüzyüze olduğunu söyledi.
Prefabrik konut için başvurdukları halde bir sonuç alamadıklarını ve prefabrikleri alanların çoğunun maddi durumlarının iyi olduğunu belirten Ayşe teyze, "Belediyede adamımız olmadığı için bir yıldır sürünüyoruz" dedi. Ayşe teyze prefabriklerin açık artırmaya çıkarıldığı ve çadırların, yetkililer tarafından sökülerek ellerinden alınmaya çalışıldığını anlattı.
Bir başka depremzede ise, "Yunanlıların çadırlarında kalıyoruz, onların ekmeğini yedik inkar etmiyoruz. Bizim devlet bize ne yardım etti ki! Bir lamba verdi, onu da çok görüp elektriğimizi kesti" diyor.
Dersler yapılamıyor
1000 kişinin kaldığı Esentepe Prefabrik Kenti'nde görüştüğümüz Halk Eğitim Merkezi'ne bağlı dikiş nakış öğretmeni Yasemin Eker de, prefabrikteki çalışmalarının sıcaklardan dolayı verimsizleştiğini ve öğrencilerin ilgisinin azaldığını söylüyor.
Çocuklar sürekli hasta
"Kurs verdiğim prefabrik iki odalı, tuvalet ve banyosu yok, su sıkıntısı var, ve birçok hastalık sözkonusu, çalışmalarımızı yürütemiyoruz" diyen Yasemin Eker, bu sorunların bir an önce giderilmesini istiyor.
Aynı prefabrik konutlarda görüştüğümüz bir anne ise çocuğunu sürekli hastalandığını belirterek, "Çocuğum sıcak ve mikroptan sürekli rahatsızlanıyor. Yakında hastane falan olsaydı çocuklarımız için çok iyi olurdu. Yabancılar geldiğinde herşey daha iyiydi" diyor ve şöyle devam ediyor: "Eşinin 50 milyon maaş alıyor. Bu maaşla ne yapalım? Bunu devletin düşünmesi gerekir. Ayrıca salgın hastalık tehlikesinden de çok korkuyoruz".

Evrensel'i Takip Et