03 Temmuz 2000 21:00

SEKA mitinginde sendikacı aymazlığı

Çaycuma SEKA'nın özelleştirilmesi girişimlerine karşı Selüloz-İş Sendikası'nın yaptığı "Sosyal devlete sahip çık. İşsizliğe ve göçe hayır" mitingi, sendikacıların tavırları nedeniyle fiyaskoyla sonuçlandı.

Paylaş
SEKA mitinginde sendikacı aymazlığı
Özer Akdemir
Çaycuma SEKA'nın özelleştirilmesi girişimlerine karşı Selüloz-İş Sendikası'nın yaptığı "Sosyal devlete sahip çık. İşsizliğe ve göçe hayır" mitingi, sendikacıların tavırları nedeniyle fiyaskoyla sonuçlandı.
Mitingden önce, gazetemize görüşlerini açıklayan Şube Başkanı Recep Çapkın, "SEKA'ların özelleştirilmesine karşı tüm Çaycuma halkını, sendikaları ve tüm siyasi partileri yanımızda görmek istiyoruz. Bunun için Çaycuma ve Zonguldak'taki sendika ve siyasi partilerle görüşerek destek istedik, onlar da yanımızda olacaklarını söylediler" derken, her ne hikmetse miting günü kendilerine destek vermeye gelen EMEP ve ÖDP'nin alana girmesini polisin de yardımıyla engelleyip gazetemizin dağıtımını da "yasakladı"lar.
Haberi sadece Evrensel verdi
Gazetemiz Evrensel hariç, miting günü çıkan tüm gazetelerde, küçücük bir köşede dahi "haber değeri" görülmeyip yer verilmeyen Çaycuma SEKA mitingi Evrensel'de, "Fabrikamız özelleştirilmeye kapalıdır!" başlığıyla geniş olarak yer almıştı. Özelleştirmeye karşı tüm Çaycuma halkını SEKA işçileriyle dayanışmaya çağıran haberde, SEKA işçileri ve bizzat Recep Çapkın'ın görüşlerine de yer verilmişti.
Özelleştirme saldırısına karşı SEKA işçisinin sesini duyurduğu tek gazete olan Evrensel'in de yine Seluüloz-İş Genel Başkanı Ergin Alşan ve Recep Çapkın tarafından, 'görevliler' eliyle işçilere ulaştırılması engellendi.
Tüm çabalara rağmen "miting komitesi gazetenin alana girmesini istemiyor" gerekçesiyle, miting alanına dahi sokulmayan Evrensel, SEKA işçilerine ve Çaycuma halkına, ev ev, dükkân dükkân götürüldü.
EMEP ve ÖDP'ye engelleme
Evrensel gazetesinin miting alanına sokulmamasına tepki gösteren EMEP il yöneticisi Tevrat Karaören gözaltına alınırken, partililer de "pankart ve flamalarınızla alana giremezsiniz" denilerek uzun süre alana sokulmadı.
EMEP'lilerin tepkileri üzerine, miting komitesiyle görüşmeye giden bir başkomserin, "EMEP'liler mitinge destek vermeye gelmişler, içeri alalım mı?" sorusuna Recep Çapkın'ın "alınmaması gerekiyorsa alınmasınlar" dediği belirtilirken, EMEP ancak, pankart ve flamalarını bıraktıktan sonra alana girebildi.
ÖDP'liler de aynı şekilde, pankart ve flamalarıyla alana alınmadılar. Parti ablemlerinin bulunduğu flama ve dövizleri bıraktıktan sonra alana girebilen ÖDP'liler gazetemize yaptıkları açıklamalarda, "Sendikacıların mitingden önce partilerine davetiye göndererek kendilerinden destek istediklerini, alana girişte ise miting komitesinin kararıyla polis tarafından alana alınmak istenmediklerini, polisin ve sendikacıların bu tutumlarını protesto ettiklerini" söylediler.
'Urfalı Zeyno' eşliğinde protesto
Öte yandan miting alanında da 'Türkiyem Türkiyem cennetim' ve 'Urfalı Zeyno' şarkıları eşliğinde işçilerin halay çektiği bir görüntü hakim kılınmak istendi.
Sendika yönetiminin tüm bu çabalarına karşın, SEKA ve maden işçileri attıkları sloganlarla IMF'ye, hükümete ve özelleştirmecilere karşı öfkelerini haykırdılar.
Miting boyunca çalınan oyun havaları nedeniyle, yandaşlarının da oynamaktan yorulmaları ve sağa sola dağılmaları üzerine Selüloz-İş Genel Başkanı'nın konuşmasını çok az kişi dinledi. Bu duruma bozulan Alşan'ın, "Gelin, dinleyin" türündeki çağrıları da yanıtsız kaldı.
Alşan, mitingden sonra sendikadaki işçilere Evrensel'i götüren bir gence, "Her yerde sizi görmek zorunda mıyım" diye saldırarak tartakladı.
EMEP, sendikacıların tutumunu kınadı
EMEP Zonguldak İl Örgütü, Alşan, Çapkın ve "görevli" kolluğu taktıkları kişilerin partilere ve Evrensel'e tutumlarını kınadı.
Zonguldak EMEP'ten yapılan açıklamda; "SEKA işçilerinin özelleştirmeye karşı yaptıkları mitinge bizzat şube başkanı tarafından çağrılan partilerin, alana girişte yine aynı kişilerin tavırlarıyla engellenmesini, şiddetle kınıyoruz. Bu Genel Başkan Alşan ve Şube Başkanı Çapkın'ın gerçek niyetlerinin, özelleştirmeye karşı çıkmak değil, yasak savmak türünden bir miting düzenlemek olduğu anlaşılmıştır. SEKA'lardaki özelleştirme saldırısına karşı kararlı bir şekilde mücadele eden, bunun için işçilerle görüşmeler yapan, mitinge katılımı arttırmak için Çaycuma, Zonguldak ve diğer ilçelerle yoğun bir faaliyet yürüten partimizin çalışmaları, bu sendika yöneticilerini rahatsız etmiş görünüyor.
Ancak EMEP, SEKA işçisinin özelleştirmeye karşı verdiği mücalede SEKA işçisinin yanında olmayı sürdürecektir" denildi.
ÖDP Zonguldak İl Başkanı Gürsel Albayrak'ta gazetemize; "Gerek sendikanın gerekse polisin tavrını şiddetle kınıyoruz. Emekten yana siyasi partilere ve Eğitim-Sen'e yönelik bu çirkin tavra en kısa zamanda teşhir edeceklerini" söyledi.
Sendikanın tutumu mitinge katılımı zayıflattı
SEKA özelleştirilmesinin bölgeyi olağanüstü etkileyeceği bilindiği halde, mitinge halkın yeterli katılım göstermemesi; sendikanın bu dost düşman bilmez ve karasız tavrının sonucu olduğu yorumları yapıldı.
Tüm bu olumsuzluklara karşı ellerinde "İş-Ekmek-Özgürlük", "Geleceğimize sahip çıkalım" dövizleriyle en önde yürüyen SEKA işçilerinin çocukları, onların arkasında "SEKA bizimdir kapatılamaz" diye slogan atan kadınlar ve "İşçilerin birliği sermayeyi yenecek" diye haykıran SEKA işçileri, mitingin sendikacılar tarafından saklanmak istenip de becerilemeyen gerçek yüzüydü.
Ayrıca, GMİS üyesi maden işçilerinin SEKA'lı işçiler gerek kitlesel katılımlarıyla, gerekse attıkları sloganlarla verdikleri destek ile sınıf dayanışmasının bölgede özlenen, nadir örneklerinden birini gösterdiler. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Birgen davası sürüncemede bırakılıyor
Beyoğlu Adli Tabibi olduğu dönemde işkenceyi gizlediği için 6 ay meslekten men cezası alan Nur Birgen'in, tutuksuz olarak yargılandığı davaya dün devam edildi. İşkence gören altı kişinin avukatlarından Behiç Aşçı, dosyanın incelenmek üzere bilirkişi heyetine verilmesini eleştirerek, erteleme nedeninin son derece keyfi olduğunu belirtti. Aşçı,davanın sürüncemede bırakıldığını söyledi.
Beyoğlu Adli Tabibi olduğu dönemde, gözaltında bulunan 6 kişiye vücutlarında darp izi olduğu halde aksi yönde rapor vererek işkenceyi gizleyen Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi Başkanı Dr. Nur Birgen'in, "görevi ihmal" suçundan yargılanmasına dün devam edildi. Beyoğlu 9. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz olarak yargılanan Dr. Nur Birgen katılmadı. Dosyanın, incelenmek üzere bilirkişi heyetine verilmesini kararlaştıran hakim, bu amaçla duruşmayı erteledi. Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 13 Temmuz 1995'te, Yeni Demokrasi Hareketi (YHD) İstanbul İl Merkezi'ni işgal ettikleri gerekçesiyle gözaltına alınan Mahir Karaçam, Bülent Güzel, Barış Arslan, Tekin İme, Gülsare Akkuş ve Asur Tavşan'ın, 18 Temmuz 1995'te Beyoğlu Adli Tabibi Dr. Nur Birgen tarafından sağlık kontrolünden geçirildiği ve ''Sanıklarda, cebir ile darp izlerinin bulunmadığı'' yolunda rapor düzenlendiği belirtiliyor.
Erteleme kararı keyfi
Gözaltında bulunan 6 kişinin, 19 Temmuz 1995 tarihinde İstanbul DGM Adli Tabipliği'nce yeniden kontrolden geçirildiğinde, darp ve cebir izlerine rastlandığı ve bu izlerin birkaç gün öncesine ait olduğuna dair rapor düzenlendiği kaydedilen iddianamede, Birgen'in, kamu hizmetini yasalara uygun yerine getirmediği gerekçesiyle ''görevi ihmal'' suçundan, 3 ay ile 1 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor. İşkence gören altı kişinin Avukatı Behiç Aşçı, erteleme nedeninin son derece keyfi olduğunu belirterek, mahkemenin adli tıpa darp izlerinin çıplak gözle görülüp görülemeyeceğini sorduğunu, fakat buna karar vermesi gereken yerin mahkeme olduğunu belirtti.
Birgen'in terfi ettiğini de hatırlatan Aşçı, Birgen hakkında verilen meslekten men cezasının da uygulanmadığına dikkat çekti. Aşçı, "Bütün bunlar düşünüldüğü zaman davanın neden sürüncemede bırakıldığı anlaşılıyor" dedi.
ÖNCEKİ HABER

Ağıt umuda evrildi

SONRAKİ HABER

'Kibar Feyzo' öldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...