29 Haziran 2000 21:00

Bu anayasa kimin?

12 Eylül Anayasası, cumhurbaşkanından başbakana ve adalet bakanına kadar tüm yönetenler tarafından eleştiriliyor. Ancak tüm antidemokratik kısıtlamaların temeli olduğu için halkın uzunca bir süredir değişmesini istediği 'sahipsiz' Anayasa, 18 yıldır devlete yön veriyor.

Paylaş
Bu anayasa kimin?
Konrad Adenauer Vakfı ve Türk Demokrasi Vakfı'nca düzenlenen "Türkiye'de Anayasa Reformu-Prensipler ve Sonuçlar" başlıklı kongre TBMM'de başladı. Eski Senato Salonu'nda saat 10.00'da başlayan kongrede konuşan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk değişmesi gerektiğini söyledikleri Anayasa'yı 'sahipsiz' bıraktılar. Ancak halkın yıllardır değişmesi yönündeki taleplerini dile getirdikleri Anayasa, 18 yıldır tüm "ihtişamıyla" grev ve toplusözleşme hakkından diğer demokratik haklara kadar her alanda sınırlayıcılığını sürdürüyor.
Kongrenin açılış oturumuna katılan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Türkiye Cumhuriyeti'nin, insan hak ve özgürlüklerini evrensel standartlara uydurması, geliştirmesi ve koruması gerektiğini belirterek, "Bunun için, uluslararası sözleşmeler karşısında Anayasa yeniden gözden geçirilerek, sözleşmelerde öngörülen evrensel standartlar hukukumuza kazandırılmalıdır" dedi.
Sezer: Reformlar Anayasa'dan başlamalı
Hukuk devleti ilkesinin, çağdaş demokrasilerin belirleyici niteliği olduğunu kaydeden Sezer, "Hukuk devletini ve hukukun üstünlüğü ilkesini gerçekleştirmenin en önemli öğelerinden biri yargı bağımsızlığıdır. Yargı bağımsızlığını tam olarak sağlayamayan anayasa, demokratik hukuk devleti ilkesini yaşama geçirmeyi başaramaz. Kimse hukukun üstünde değildir, hukukun üstünlüğü herkesi bağlar" diye konuştu.
1961 Anayasası'nda 1971 ve 1973 yıllarında yapılan değişikliklerle temel hak ve özgürlükleri sınırlama olanaklarının artırılıp, yargı bağımsızlığı ilkesinin zedelendiğini söyleyen Sezer, bu durumun 1982 Anayasası'nda artarak sürdüğünü kaydetti. Sezer, 1982 Anayasası'nda yer verilen, hukuk devleti ilkesinin, temel hak ve özgürlükler ve demokrasiyle çelişen kuralların değiştirilerek gerçekleştirilecek bir Anayasa reformunun, vatandaşlarına evrensel ölçütlere uygun çağdaş bir yaşam olanağı sunma amacındaki devletin önünde duran en önemli konulardan biri olduğunu vurguladı.
"Avrupa Birliği'ne girme sürecinde Türkiye'nin eksikliklerini tamamlayarak, uyum sürecini başarıyla gerçekleştirebilmesi için de kapsamlı bir reforma gereksinim vardır" diyen Sezer, Türkiye'nin reformlara Anayasa'dan başlayarak bu kararlılığını ortaya koyması gerektiğini ifade etti.
Akbulut da beğenmiyor
TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut da, yürürlükteki Anayasa ile hükümetin, Meclis'in üstünde bir konuma getirildiğini söyledi. Akbulut, "İnsan hak ve hürriyetlerinin teminatı, iktidarın yetkilerini Meclis'in alabilmesinde görülmüştür" dedi.
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik sürecinde Anayasa'da yapılması gereken değişikliklere ilişkin kapsamlı önerilerde bulundu ve bunların tartışılmasını istedi. Anayasa'nın tamamen mi, yoksa gelişen ihtiyaçlara göre mi değiştirilmesi gerektiği tartışmalarına da değinen Türk, şöyle konuştu: "Yeni bir Anayasa estetik açıdan iyi olur. Ancak, bunun için toplumsal bir uzlaşma şart. Anayasa'nın anlam bütünlüğünü bozmadan değişen şartlara göre değiştirilmesi daha uygun olur. Anayasa'da bir cümle veya sözcükle yapılacak anlamlı bir değişiklik daha önemli olabilir. Önemli olan, 1982 Anayasası yerine Türkiye'yi 21. yüzyıla kavuşturacak bir Anayasa yapmaktır."
ÖNCEKİ HABER

Kültürel miras: Adıyaman

SONRAKİ HABER

Sağlık emekçisi sesini yükseltiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...