29 Haziran 2000 21:00

Öğrenci affı yürürlükte

Öğrenci affı, dün Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Af kapamında, lisans-lisansüstü eğitimi düzeyinde öğrenim gören öğrencilerden...

Paylaş
Öğrenci affı yürürlükte
Çeşitli nedenlerle okullarından ayrılan veya uzaklaştırılan yükseköğretim öğrencilerine sınav hakkı tanıyan kanun, Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanarak, yürürlüğe girdi. "Yükseköğretim Kanunu'nun Bir Maddesinin Değiştirilmesi ile Bu Kanuna Geçici Maddeler Eklenmesi'ne Dair Kanun" ile yükseköğretim kurumlarında, hazırlık ve ara sınıflar dahil bütün sınıflarda lisans-lisansüstü eğitimi düzeyinde öğrenim gören öğrencilerden 12 Eylül 1980 tarihinden 1999-2000 öğretim yılı sonuna kadar, her ne sebeple olursa olsun ilişiği kesilen veya kesilme durumuna gelmiş öğrencilere, ilişkilerinin kesilmesine neden olan bütün dersler için devam, iki sınav ve bütünleme hakkı verildi. Öğrenciler, daha önce başarısız oldukları kaldırılan derslerin yerine kurumlarınca konulacak muadil başka derslerden sınava girecekler. Öğrencilerin bu sınavlarda başarılı olmaları halinde öğrenciliğe intibakları yapılacak.
Sınıf geçme sistemi...
Uygulamalı eğitim-öğretim yapan okullardan ayrılan öğrencilere, devam edemedikleri dersler ve uygulamalar için, ilgili yükseköğretim kurumunca devam imkânı sağlanacak. Bu öğrenciler için yönetmeliklerdeki devam şartını tamamladıktan sonra Kanun'un öngördüğü sınav süresi başlayacak. Sınıf geçme sistemi uygulayan okullarda en çok üç dersten başarısız olup bir üst sınıfa geçemeyen öğrencilere, üst sınıfa devam etme ve alt sınıfta başarısız oldukları dersler için iki sınav ve bir bütünleme hakkı verilecek. Not ortalaması sebebiyle sınıf geçemeyen veya mezun olamayan öğrencilere, istedikleri üç dersten not yükseltmek için bir sınav hakkı tanınacak.
Sürelerini dolduranlar
2547 sayılı Kanun'la öngörülen azami öğrenim sürelerini doldurdukları için, kurumları ile ilişiği kesilen öğrencilere; alamadıkları dersler için, bir defaya mahsus olmak üzere devam etme ve sınav hakkı tanınacak. Bu öğrencilere normal öğrenim sürelerine ilave olarak iki yıl ek süre verilecek. Öğrenimlerine devam eden öğrencilerden dönem veya yıl kaybetme durumunda olanlar da bu haktan yararlanacaklar. Bu öğrencilere istemeleri halinde derslere devam hakkı tanınacak. Bunlardan ara sınav şartı istenmeyecek ve diğer öğrencilerle birlikte final ve bütünleme sınavlarına girecekler.
Sınav hakkı veriliyor
1988-89 öğretim yılından 2000 yılı sonuna kadar lisansüstü öğrenim görürken her ne sebeple olursa olsun kurumları ile ilişiği kesilen öğrencilere, başarısız olduğu dersler için iki sınav hakkı; yüksek lisans öğrencileri için bir yıl, doktora öğrencileri için iki yıl tez hazırlama süresi verilecek.
Ayrıca 1996-1997 öğretim yılı başlangıç tarihine kadar yabancı dil sınavına giremeyenler ve ilgili Kanun'un yürürlük tarihine kadar yabancı dil şartını yerine getiremeyerek kaydı silinen öğrenciler, yeniden kayıt yaptırabilecekler. Doktora yeterlilik sınavına girebilmek için dil sınavında başarısız olanlara 3 sınav hakkı verilecek.
Yardımcı doçentlik kadrosunda görev yapan öğretim elemanlarının çalışma sürelerindeki sınırlama kaldırıldı. 1996 yılından itibaren yüksek lisans ve doktora yabancı dil sınavında 100 puan üzerinden 50 ve daha yukarı, doçentlik yabancı dil sınavında ise 65 ve daha yukarı puan veya Üniversitelerarası Kurul tarafından kabul edilen ve YÖK tarafından uluslararası alanda geçerli sayılan diğer yabancı dil sınavlarından bunlara denk puan alanlar, başarılı sayılacaklar. Lisansüstü öğrencilik sıfatını yeniden kazananlar, bu hakkı kazandıkları tarihten itibaren araştırma görevlisi olanlar, araştırma görevliliği kadrosuna yeniden atanacaklar. Çalıştıkları üniversitenin bulunduğu şehir dışındaki başka bir üniversitede, lisansüstü eğitim-öğretim programına kayıtlı iken, kayıt-kabul işlemlerinden sonra yürürlüğe girmiş YÖK kararı ve talimatlarına göre kaydı silinenler, bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 ay içinde müracaat etmeleri halinde öğrenimlerine kaldıkları yerden devam edecekler. Bu kanundan yararlanmak üzere müracaat eden öğrencilerden askerlik erteleme süreleri sona erenlerin askerlikleri bir defaya mahsus olmak üzere bir yıl daha ertelenecek.
Disiplin cezaları kaldırıldı
1989-1990 eğitim-öğretim yılı başından, bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihe kadar yükseköğretim kurumlarının hazırlık sınıfı önlisans ve lisans eğitim-öğretim programları ile yüksekokulların herhangi bir sınıfında kayıtlı öğrencilerin 2547 sayılı YÖK Kanunu ve bu Kanun'a atıf yapan Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği hükümlerine göre aldıkları disiplin cezaları, bütün sonuçlarıyla kaldırıldı. Bunların, sicil dosyalarındaki cezai kayıtlar, ilgililerin müracaatı aranmaksızın dosyalarından çıkarılacak. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Deprem politikası oluşturulmalı
Türkiye nüfusunun yüzde 98'inin deprem riski yüksek bölgelerde yaşadığı belirtilerek, olası bir deprem felaketine karşı öncelikle bir deprem politikasının oluşturulması gerektiği bildirildi. Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Cavit Demirkol, yaptığı açıklamada, ülkemizin jeolojik yapısının bir sonucu olarak, dünyadaki önemli deprem kuşakları üzerinde yer aldığını, bu nedenle de son yıllarda yaşanan deprem felaketlerinin ne ilk ne de son olacağını söyledi.
Ülke nüfusunun yüzde 98'inin deprem riski yüksek olan alanlarda yaşadığını, bu nedenle bu tür felaketlere hazırlıklı olunması gerektiğini belirten Demirkol, "Ancak bugünkü tablo, yaşadıklarımızdan ders alınmadığını açıkça ortaya koymaktadır" diye konuştu.
'Deprem politikası'
"Türkiye'de deprem politikası oluşturulmalıdır" diyen Demirkol, şöyle devam etti: "Meslektaşlarımızın uzunca yıllara varan emeklerinin bir ürünü olarak yenilenmiş olan 'Türkiye Diri Fay Haritası ve Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası' önemli jeolojik veriler oluşturmalarına rağmen büyük altyapı projelerinin gerçekleştirilmesinde, ciddi bir şekilde kullanılmamaktadır. Bu haritalar göz önüne alınarak, ayrıntılı zemin ve jeoloji etütlerinin yapılması konusu halen yasal bir zorunluluk olarak ülkemizin tam gündemine girebilmiş değildir. Son 10 yılda yaşanan depremler deprem politikasızlığının ve teknolojiden yararlanılmamasının nelere mal olduğunu göstermiştir."
'Kamu binasına denetim yok'
Deprem felaketlerinin ardından çıkarılan "Yapı Denetimi Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnameyi" de değerlendiren Demirkol, bu kararnamede bazı eksikler ve yanlışlıklar bulunduğunu anlattı. Kararnameye göre, yapı denetiminin kamuya ait binaları kapsamadığını belirten Demirkol; "Oysa her depremde en büyük hasarlar kamuya ait yapılarda meydana gelmiştir. Bu anlamda, devletin kendisi için önemsemediği denetimi vatandaşlar için nasıl uygulayacağı sorusu zihinlerde yanıtsız olarak kalmaktadır" dedi.
Demirkol, aynı kararnamede jeoteknik etütlerin yapılma zorunluluğu ve yapı denetim kuruluşlarının bu etütlerde hangi kriterleri arayacakları konusunda yer bilimcilerinin dışlandığını anlatarak, "Yapı denetim firmalarına jeoloji mühendisi çalıştırma zorunluluğu dahi getirilmemiştir" dedi.
Demirkol, deprem sigortası zorunluluğu ve inşaat denetimleriyle ilgili bazı zorunluluklar getirmesi açısından kararnamenin olumlu yönleri bulunduğunu da kaydetti. Depremden korkarak bir yere varılamayacağını belirten Demirkol, herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi halinde ülkemizde ABD, Japonya ve Meksika'da olduğu gibi depremden madden ve manen görülen zararın en aza indirilebileceğini sözlerine ekledi.
ÖNCEKİ HABER

Urfa TEDAŞ valiye peşkeş çekilecek

SONRAKİ HABER

Kültürel miras: Adıyaman

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...