28 Haziran 2000 21:00

Bu ses burada kalmayacak

Bu ses burada kalmayacak
Özlem Ergun
Adnan Özyalçıner, Alpay Kabacalı, Burhan Günel, Cengiz Bektaş, Kemal Özer, Prof. Dr. İzzetin Önder, Rutkay Aziz, Egemen Berköz, Engin Ayça, Şükran Kurdakul'un dahil olduğu bir grup aydının girişimiyle başlatılan ve pazartesi günü düzenlenen bir toplantı ile kamuoyuna duyurulan 'Emperyalist Kültür Kuşatmasına Karşıyız' başlıklı bildiriye imza koyanlardan Şair Bedrettin Aykın, aydınlar olarak ilk sesi kendilerinin çıkarması gerektiğini ifade ederek, "Bu ses burada kalmayacak" diye konuştu.
Aykın, herkesin günlük yaşamında tanık olduğu, artık tahammül sınırlarını aşan bir kirlenme, bir kültür saldırısı ile karşı karşıya olunduğuna dikkat çekerek. "Aydınlar olarak ilk sesi bizim çıkarmamız gerekiyordu. Tabii bu ses burada kalmayacak. Her gün tanık olduğumuz şeylerin anında üzerine gidilme kararının alınması çok güzel bir şey. Zaten insanların şimdiye kadar yaptığı buydu, bugün burada yapılan ise bu bireysel tepkinin örgütlenmesi" dedi.
Gelecekten ümit kesilmez
Bildirinin girişimcilerinden Şair Şükran Kurdakul da, Anadolu topraklarının emperyalizme karşı mücadelede önemli bir geçmişe sahip olduğunu aktararak; "Anadolu'nun çocukları emperyalizme karşı savaşın ne olduğunu hayata geçirdiler. Tahkim yasasıymış mahkim yasasıymış sökmez... Kısa vadede söker gibi görünür, uzun vadede sökmez. Bu da bizim bilincimizi silah gibi kullanmamıza bağlıdır. Sizlerin var olduğu bir ülkenin, bir Türkiye'nin geleceğinden ümit kesilemez" diye konuştu.
Birlikte mücadele yapılırsa
Yazar Feyza Hepçilingirler ise, "Ben üç yıl önce bunun savaşımını başlatmıştım zaten. Beni avutan tek şey, artık yalnız olmadığım, aydınların, sanatçıların da bu sorunu fark etmiş olmaları... Onun için şimdi ben kendimi daha güçlü hissediyorum. Birlikte bir mücadele yapılabilirse, her şeyin üstesinden gelinir diye düşünüyorum" sözleriyle ifade ediyor başlatılan girişimin kendisi için anlamını.
Her şeyin, bilimin, sanatın, kültürün, şarkının, türkünün dille bağlantılı olduğunu aktaran Hepçilingirler, suyun başından kirletildiğini aktardı. Hepçilingirler, "Dili kirlettiğiniz zaman hiçbir şeyin temiz kalması mümkün değil. Bir şehrin suyunu zehirlerseniz, o şehirde hayat biter. Dil de bize yaşam veren su... O zehirlendiği zaman hiçbir şeyin sağlıklı ve temiz kalması mümkün değil."
Hayatımızın derinliklerine girdi
Gazetemiz yazarlarından Güngör Gençay da kültür emperyalizminin farkında olarak ya da olmadan hayatımızın derinliklerine girdiğine dikkat çekerek, bunun esas amacının ekonomik sömürünün gerçekleştirilebilmesi için bir araç olarak kullanılması olduğunu aktardı. Gençay, "Şimdi şöyle diyelim; Tünel'den Taksim'e doğru çıkarken bizim geleneksel yemeklerimizden kurufasulye pilav satan dükkân bulamazsınız. Hayatımıza hamburger diye bir şey girmiştir ve bizim geleneksel kültürümüzü yok etmiştir. Ayaküstü bir kültür yerleştirilmeye çalışıyor ve hayatamıza o kadar yavaş ve olağanmış gibi giriyor ki, biz bu kaypak zeminin üzerinde durmayı başarmalıyız. Böyle bir girişim bunun için çok önem taşıyor" diye konuştu.

Evrensel'i Takip Et