24 Haziran 2000 21:00
Çan'a şaibeli temel
Çanakkale-Çan Termik Santrali'nin temeli, uzmanların, yöre halkının tüm itirazlarına rağmen bugün atılıyor.
Çan'a şaibeli temel
Sibel Hürtaş
Çevreci örgütlerin karşı çıkmasına rağmen Çanakkale-Çan Termik Santrali'nin temeli bugün atılıyor. Temel atma törenine katılacak olan Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'in törenin ardından Bozcaada'da 10 megawattlık Rüzgâr Çiftliği'nin açılış etkinliğine de gidecek olması ise "Çan'daki yanlışın üzerini örtme gayreti" olarak yorumlanıyor.
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Genel Sekreteri Tezcan Abay, "Enerji planlaması ve yatırımı noktasında ciddi bir planlama kararına dayanmayan Çan Termik Santrali yörede yeni bir ekolojik yok ediciliğe" neden olacağını belirterek, termik santralin yapımına kesinlikle karşı çıkılması gerektiğini kaydetti. Abay, santral sürecinin, ÇED raporlarının hazırlanışının, ticari bir kazanç kapısı olmaktan çıkartılması ve gerçekten bilimsel bir yaklaşımla çevre etkilerinin değerlendirildiği bir yapıya dönüştürülmesi gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdiğine dikkat çekti. Termik santralle beraber Troya Efsanesi, Dardanelles Coğrafyası ve Kaz Dağları'nın ekolojik yaşam ortamının yeni bir talan ve işgal ile karşı karşıya bırakıldığına işaret eden Abay, 26 Kasım 1998 tarihinde TEAŞ ve TUBİTAK yetkilileri ve profesörler ile Çevre Bakanlığı'nda yapılan toplantıyı hatırlatarak burada ortaya konulan kuşkuların henüz giderilmemiş olduğuna ve santralin bu şekilde açılıyor olmasına dikkat çekti.
ÇED kuşkulu
Gazi Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Bekir Zühtü Uysal söz konusu toplantıda, Çan linyitlerinin yüzde 6 kükürt ihtiva eden, Türkiye'nin en kötü kömürlerinden olduğunu belirtmiş, bu noktada baca gaz emisyonlarının tekrar gözden geçirilmesi gerektiği noktasına işaret etmişti. Uysal, ayrıca santralin yüzde 98 ısıl verimli olamayacağını ancak yüzde 54 ısıl verim sağlanacağını da dile getirmişti. ÇED raporunu ekolojik yönden incelemekle görevli olan Prof. Dr. Ali Demirsoy da planlanan santralin Kaz Dağları'na çok yakın olmasının, biyolojik rezerv alanı ilan edilen bu bölge için tehlikeli olduğunu bildirmişti. Demirsoy, ayrıca ÇED'de yayınlanan fauna listesinin hayali bir liste olduğunu ve listede yer alan türlerin en az yarısının planlama alanında bulunmadığın, bazı türlerin ise son 10 yıl bölgede hiç görülmediğini açıklamış ve bölgede ciddi bir biyolojik araştırma yapılmadığını kaydetmişti. ÇMO da rüzgâr enerjisine yönelik bilgilerin objektif olarak hazırlanmadığına dikkat çekmişti. Toplantıda ayrıca santralin 1. derece deprem kuşağında olması, geçiş bölgesi olma özelliği ve zemin etütlerinin eksikliği konusunda tartışmalar yaşanmış, santralin hava emisyonlarının ve kül barajları ile ilgili sorunlarına da vurgu yapılmıştı.
Sibel Hürtaş
Çevreci örgütlerin karşı çıkmasına rağmen Çanakkale-Çan Termik Santrali'nin temeli bugün atılıyor. Temel atma törenine katılacak olan Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'in törenin ardından Bozcaada'da 10 megawattlık Rüzgâr Çiftliği'nin açılış etkinliğine de gidecek olması ise "Çan'daki yanlışın üzerini örtme gayreti" olarak yorumlanıyor.
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Genel Sekreteri Tezcan Abay, "Enerji planlaması ve yatırımı noktasında ciddi bir planlama kararına dayanmayan Çan Termik Santrali yörede yeni bir ekolojik yok ediciliğe" neden olacağını belirterek, termik santralin yapımına kesinlikle karşı çıkılması gerektiğini kaydetti. Abay, santral sürecinin, ÇED raporlarının hazırlanışının, ticari bir kazanç kapısı olmaktan çıkartılması ve gerçekten bilimsel bir yaklaşımla çevre etkilerinin değerlendirildiği bir yapıya dönüştürülmesi gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdiğine dikkat çekti. Termik santralle beraber Troya Efsanesi, Dardanelles Coğrafyası ve Kaz Dağları'nın ekolojik yaşam ortamının yeni bir talan ve işgal ile karşı karşıya bırakıldığına işaret eden Abay, 26 Kasım 1998 tarihinde TEAŞ ve TUBİTAK yetkilileri ve profesörler ile Çevre Bakanlığı'nda yapılan toplantıyı hatırlatarak burada ortaya konulan kuşkuların henüz giderilmemiş olduğuna ve santralin bu şekilde açılıyor olmasına dikkat çekti.
ÇED kuşkulu
Gazi Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Bekir Zühtü Uysal söz konusu toplantıda, Çan linyitlerinin yüzde 6 kükürt ihtiva eden, Türkiye'nin en kötü kömürlerinden olduğunu belirtmiş, bu noktada baca gaz emisyonlarının tekrar gözden geçirilmesi gerektiği noktasına işaret etmişti. Uysal, ayrıca santralin yüzde 98 ısıl verimli olamayacağını ancak yüzde 54 ısıl verim sağlanacağını da dile getirmişti. ÇED raporunu ekolojik yönden incelemekle görevli olan Prof. Dr. Ali Demirsoy da planlanan santralin Kaz Dağları'na çok yakın olmasının, biyolojik rezerv alanı ilan edilen bu bölge için tehlikeli olduğunu bildirmişti. Demirsoy, ayrıca ÇED'de yayınlanan fauna listesinin hayali bir liste olduğunu ve listede yer alan türlerin en az yarısının planlama alanında bulunmadığın, bazı türlerin ise son 10 yıl bölgede hiç görülmediğini açıklamış ve bölgede ciddi bir biyolojik araştırma yapılmadığını kaydetmişti. ÇMO da rüzgâr enerjisine yönelik bilgilerin objektif olarak hazırlanmadığına dikkat çekmişti. Toplantıda ayrıca santralin 1. derece deprem kuşağında olması, geçiş bölgesi olma özelliği ve zemin etütlerinin eksikliği konusunda tartışmalar yaşanmış, santralin hava emisyonlarının ve kül barajları ile ilgili sorunlarına da vurgu yapılmıştı.