21 Haziran 2000 21:00
İHD: Şüpheli asker ölümleri aydınlatılsın
İHD'den yapılan açıklamada, faili meçhul cinayetlere bir de şüpheli asker ölümlerinin eklendiği bildirildi.
İHD: Şüpheli asker ölümleri aydınlatılsın
İHD'den yapılan açıklamada, faili meçhul cinayetlere bir de şüpheli asker ölümlerinin eklendiği bildirildi. Derneğin İstanbul Şubesi, konuyla ilgili hazırladığı raporu dün basına sundu. Raporda, askerde intihar eden 13 gençten bahsediliyor.
Vicdani ret tanınsın
Son yıllarda derneklerine, çocukları askerde şüpheli bir şekilde ölen birçok insanın başvurduğunu belirten İHD İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin, bu ölümleri resmi makamların "intihar' olarak açıkladığını, ancak bu açıklamaları inandırıcı bulmadıklarını söyledi. Keskin, Kopenhag Kriterleri'ne uyacağını açıklayan Türkiye'nin, bu belgenin 18/1. maddesinde yer alan askerlik hizmetiyle ilgili "vicdani ret" hakkına uymak zorunda olduğunu kaydetti. Ülkeyi sevmek ya da ülkeye hizmet etmenin sadece askerlik yapmakla sınırlandırılmaması gerektiğini de ifade eden Keskin; eline silah almak istemeyen, ancak topluma hizmet etmek isteyen binlerce gencin başka şekilde hizmet verebileceğine dikkati çekti. Keskin, "vicdani ret"in bir hak olarak tanınıp gerekli yasal düzenlemelerin yapılması halinde "şüpheli" ölümlerin azalacağını kaydetti.
İHD'nin basına sunduğu rapor, askere giden çocuklarının ölüm haberlerini alan ailelerin yasal mercilerden bir cevap alamamaları üzerine hazırlanmış. Raporda, İHD'ye başvuran 13 ailenin, kendilerine söylenen "Silahıyla intihar etme", "Silahındaki mandalın düşmesi sonuçu çıkan kurşunla vurulma", "Köprüden atlama", "Firar" iddialarını da kabul etmediği aktarılıyor. Raporda bulunan vakalardan iki örnek ise şöyle:
Olmayan nişanlı için intihar!
28 Nisan 1999 tarihinde Hollanda'dan sınır dışı edildikten sonra askere alınan Süleyman Aksoy'un, 12 Temmuz 1999'da görev yaptığı GATA'da bulunan köprüden intihar ettiği bildirilmiş ailesine. Aksoy'un ailesine, "Süleyman, nişanlısı tarafından terk edilmesi üzerine girdiği bunalımdan çıkamayarak intihar etti" denilirken, aile, Aksoy'un nişanlısının olmadığına dikkat çekiyor.
Beraat etti
Askerdeyken intihar ettiği açıklanan askerlerden birisi de Maşşallah Yılmaz. Ailesi, Yılmaz'ın, telefon ederek kendisine kötü davranıldığını ve hayatından endişe ettiğini söylediğini anlatmış. Aile, oğullarının ölüm haberi üzerine bir araştırma yapmış. Rapordaki anlatımlara göre, Yılmaz ailesi, oğullarının, JİTEM mensubu Uzman Çavuş Murat Avcı tarafından kasten öldürüldüğünü öğrenmiş. Avcı, önce ailenin açtığı dava sonucu 'müessir fiil' suçundan 5 ay hapis cezası almış, daha sonra karar Yargıtay tarafından bozulmuş. Ailenin Avcı'ya tekrar açtığı dava beraatle sonuçlanmış. Avcı, aynı suçtan bir süre Diyarbakır Kapalı Cezaevi'nde kaldıktan sonra serbest bırakılmış.
İHD'den verilen bilgiye göre, Hollanda'dan sınır dışı edildikten sonra askere alınan Süleyman Aksoy ve Savaş Çelik'in de intihar ettiği haberlerine ilişkin dün Amsterdam'da da bir basın toplantısı düzenlendi.
İHD'den yapılan açıklamada, faili meçhul cinayetlere bir de şüpheli asker ölümlerinin eklendiği bildirildi. Derneğin İstanbul Şubesi, konuyla ilgili hazırladığı raporu dün basına sundu. Raporda, askerde intihar eden 13 gençten bahsediliyor.
Vicdani ret tanınsın
Son yıllarda derneklerine, çocukları askerde şüpheli bir şekilde ölen birçok insanın başvurduğunu belirten İHD İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin, bu ölümleri resmi makamların "intihar' olarak açıkladığını, ancak bu açıklamaları inandırıcı bulmadıklarını söyledi. Keskin, Kopenhag Kriterleri'ne uyacağını açıklayan Türkiye'nin, bu belgenin 18/1. maddesinde yer alan askerlik hizmetiyle ilgili "vicdani ret" hakkına uymak zorunda olduğunu kaydetti. Ülkeyi sevmek ya da ülkeye hizmet etmenin sadece askerlik yapmakla sınırlandırılmaması gerektiğini de ifade eden Keskin; eline silah almak istemeyen, ancak topluma hizmet etmek isteyen binlerce gencin başka şekilde hizmet verebileceğine dikkati çekti. Keskin, "vicdani ret"in bir hak olarak tanınıp gerekli yasal düzenlemelerin yapılması halinde "şüpheli" ölümlerin azalacağını kaydetti.
İHD'nin basına sunduğu rapor, askere giden çocuklarının ölüm haberlerini alan ailelerin yasal mercilerden bir cevap alamamaları üzerine hazırlanmış. Raporda, İHD'ye başvuran 13 ailenin, kendilerine söylenen "Silahıyla intihar etme", "Silahındaki mandalın düşmesi sonuçu çıkan kurşunla vurulma", "Köprüden atlama", "Firar" iddialarını da kabul etmediği aktarılıyor. Raporda bulunan vakalardan iki örnek ise şöyle:
Olmayan nişanlı için intihar!
28 Nisan 1999 tarihinde Hollanda'dan sınır dışı edildikten sonra askere alınan Süleyman Aksoy'un, 12 Temmuz 1999'da görev yaptığı GATA'da bulunan köprüden intihar ettiği bildirilmiş ailesine. Aksoy'un ailesine, "Süleyman, nişanlısı tarafından terk edilmesi üzerine girdiği bunalımdan çıkamayarak intihar etti" denilirken, aile, Aksoy'un nişanlısının olmadığına dikkat çekiyor.
Beraat etti
Askerdeyken intihar ettiği açıklanan askerlerden birisi de Maşşallah Yılmaz. Ailesi, Yılmaz'ın, telefon ederek kendisine kötü davranıldığını ve hayatından endişe ettiğini söylediğini anlatmış. Aile, oğullarının ölüm haberi üzerine bir araştırma yapmış. Rapordaki anlatımlara göre, Yılmaz ailesi, oğullarının, JİTEM mensubu Uzman Çavuş Murat Avcı tarafından kasten öldürüldüğünü öğrenmiş. Avcı, önce ailenin açtığı dava sonucu 'müessir fiil' suçundan 5 ay hapis cezası almış, daha sonra karar Yargıtay tarafından bozulmuş. Ailenin Avcı'ya tekrar açtığı dava beraatle sonuçlanmış. Avcı, aynı suçtan bir süre Diyarbakır Kapalı Cezaevi'nde kaldıktan sonra serbest bırakılmış.
İHD'den verilen bilgiye göre, Hollanda'dan sınır dışı edildikten sonra askere alınan Süleyman Aksoy ve Savaş Çelik'in de intihar ettiği haberlerine ilişkin dün Amsterdam'da da bir basın toplantısı düzenlendi.