12 Haziran 2000 21:00

Ezgiler kendi kimliğine kavuşunca...

Kürt ezgilerinin alınarak üstüne yeni ve içi boş sözlerin yazılması, uzun zamandır süren bir uygulama. Ancak kimi zaman dergilerde, gazetelerde, söyleşilerde dile getirilen bu düşüncenin maddi temelini oluşturabilecek bir albüm çıkarıldı MKM tarafından.

Paylaş
Ezgiler kendi kimliğine kavuşunca...
Sinan Gündoğar
Kimi ayrıntılar vardır, bize sunulan puslu görüntülerin ardındaki parlaklığı, netliği, gerçekliği sunan. Belki küçük bir kesim tarafından bilinen, ancak toplumun büyük bir bölümünün haberdar olmadığı bir gerçekliktir, sözünü ettiğimiz. Öyle bir gerçekliktir ki, buna sahip olanlar tarafından farklı şekillerde algılanır. Kimi, puslu görüntüyü görmezden gelip var olan parlaklığı temel olarak kabul ederken, kimisi ise, parlaklığın hammaddesinin puslu görüntü olduğunu düşünür.
Eğer söylediklerimiz, yandaki albüm kapağı için düşünülecek olursa, iş tamamen sarpasarar. Çünkü silik ev görüntüleriyle daha net ev görüntüleri iç içe girmiştir. İsterseniz, silik ev görüntülerinin net ev görüntülerinin kaynağı olduğunu kabul edin, isterseniz net ev görüntüsünün silik ev görüntüsünü yok ettiğini düşünün. Ama unutmayın ki, bu bakış açınız sizi bir yol ayrımına götürecektir, varacağınız nokta, bir sanatsal üretim ise. Birinin varlığı ötekinin varlığını yok sayma amacıyla kullanılıyorsa, temel üretim alınıp daha süslü, daha allı pullu şekillere sokulurken, üretimin temel dağarcığı olan kültür yok sayılıyorsa; size düşen, hangi bakış açısını kullanacağınıza karar vermektir.
Nitelikli araklamalar
Yıllarca kimi dergilerde, kitaplarda, ama özellikle de söyleşilerde dile getirilen bir düşünceydi, Kürt ezgilerindeki müziğin alınıp üzerine sözlerin yazılma yöntemi. Bu öyle bir hal almıştı ki, kimi sanatçılar yaptıkları bu 'nitelikli araklamalarla' ödüller bile aldılar. Yılların Kürt ezgilerinden biri olan "Rabe Cotyar (Cotkar)-Kalk Çiftçi", Türkçeye "Beyaz Gül, Kırmızı Gül" olarak uyarlanmış ve yılın en iyi ezgilerinden biri seçilmişti. Ancak küçük bir sorun vardı. Çünkü ezginin kendisi bir iş türküsü iken, eserde "herkesin güneşin doğmasıyla tarlalarına gidip çalışmaya başladığı vurgulanarak, çiftçinin uyanıp işine gitmesi" anlatılırken, yılların çiftçisi, Türkçe versiyonunda ise "cuma namazından gelen sevgili" haline geliyordu.
Klasik bir yöntem
Farklı dillerden yapılmış olan araklamalarda, sözü bulmak da çok zor olmadı hiçbir zaman. Çünkü, maniler bu ihtiyacı karşılıyordu. Kimi zaman bir maninin 10-15 türküde birden karşımıza çıkmasında bu yöntemin de hayli etkisi vardı. İlk zamanlar milliyet farkı gözetilmeksizin (Ermeni, Kürt, Laz) geleneksel halk ezgilerinden yapılan "özgün çalışmalar" öyle bir hal aldı ki, son dönemlerde Kürt sanatçılar tarafından yapılmış olan bestelere de bir yönelim başladı. En basitinden, Şivan Perwer'in "isyanı, direnişi, yiğitliği" anlattığı bestesi, Burhan Çaçan'ın dilinde, "dağlarda sevgiliyle beraber romantik bir gezinti" haline gelebiliyordu.
Kökü geçmişte bir uygulama
Yıllar önce Tempo dergisinin kapak konusu yaptığı ve "Müziği Serbest, Sözleri Yasak Müzik: Kürdübesk" olarak sunulan yazıda, hangi sanatçının hangi eseri yorumladığı küçük bir liste olarak sunulmuştu. Küçük bir liste diyoruz, çünkü bu yönelim cumhuriyet dönemindeki derlemelerle birlikte başlamıştı. O dönemin en bilinen sanatçılarından biri olan Celal Güzelses'in yorumladığı birçok eser, bu yönelimin izlerini taşıyordu.
Neden şimdi?
Bu konuyu neden şimdi dile getirdiğimize gelince. Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) bünyesinde çalışmalarını sürdüren çeşitli müzik gruplarının bir araya gelmesi sonucunda, bir albüm çıkarıldı. Bu albüm, bugüne kadar Türkçeye uyarlanmış olan ezgilerin orijinallerinin yorumlanmasıyla oluşturuldu. Kullanılan enstrümanlar ve müzik gruplarının bugün içinde bulundukları koşullarla oluştu, albümün düzenlemeleri. Ancak özellikle Kürt müziğindeki geleneksel özün kaybolmaması için gerekli özen gösterilmiş. Albümde ayrıca, eserlerin Türkçe versiyonlarının isimleriyle, orijinallerinin hangi yöreye ait olduğu, hangi sanatçılar tarafından okunduğu da belirtilmiş. Hem solo hem de koronun yorumladığı Kürt ezgilerinin yer aldığı albüm, "Şahiya Staranan 1" adını taşıyor. Bugüne kadar yapılmış olan devşirme eserler düşünüldüğünde, bu serinin hayli uzayacağını söylemek mümkün. Albüm, hem solistlerin sesleri hem de seçilen eserlerin müzikal yapıları yönüyle kolaylıkla dinlenebilecek nitelikler taşıyor. Ancak küçük bir aksaklıktan da söz etmek gerekiyor.
Geleneksel kayıtlara ulaşılamaz mıydı?
Bugüne kadar yapılmış olan yanlış uygulamayı dile getirmek için, belgesel niteliği daha ağır basan bir çalışma gerçekleştirilebilirdi. Türkiye'de olmasa bile, yurtdışında yapılmış olan kayıtlara ulaşılarak, bu parçaları daha önceden yorumlamış olan sanatçıların kayıtlarından bir seçki oluşturulabilirdi. Gerçi, hâlâ çok geç değil. Bundan sonraki çalışmalarda böyle bir albüme yönelimin olması gereklidir. Aksi takdirde, yakın bir zaman diliminde, parçanın hangi dilden hangi dile çevrildiği tartışması başlayabilir.
İki farklı yaklaşım
Farklı kültürlere ait müziklerin yeni sözlerle kullanılması olgusu sürekli olarak tartışılır. Birileri, o kültüre ait ezgilerin farklı dillerde de kullanılmasının yararlı olduğunu, çünkü o ezginin farklı insanlara ulaştığını savunurken, birileri ise, her kültürel ürünün kendi üretimi şeklinde yayılması gerektiğini savunurlar. Her iki bakış açısının doğru tarafları vardır. Çünkü birinci bakış açısı, müziğin evrenselliğini farklı ülkelerdeki insanlara ulaştırmanın gerekliliğini savunur. İkinci bakış açısı ise, müziğin yozlaştırılmasının önüne geçilmesi, bir kültürün üretimleriyle devamını sağlama amacına hizmet eder. Bu iki bakış açısının sentezi bize doğru yolu gösterecektir şüphesiz. Bir eser müzikal yapısı ve sözleriyle bir bütünlük taşır. Böyle olunca da, bir ezgi alındığı zaman -kaynağı, kimden alındığının belirtilmesi şartıyla- içeriğinin de ona göre oluşturulması gereklidir. Başka bir deyişle ezginin farklı kültürlere ulaştırılmasında, içerik anlamında yozlaştırılmamasına dikkat edilmelidir. Tabii bir de, söz konusu kültürün yağmalanarak, onun yok sayılmasına imkân verilmemelidir.
ÖNCEKİ HABER

'Herkese sınavsız üniversite'

SONRAKİ HABER

MHP: İdam 5 yıl kalkmayacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa