07 Haziran 2000 21:00

Geçmişte takılıp kalmayan bir efsane

Hem enstrümantal çalışmaları hem de eleştirel yaklaşımı içeren sözleriyle tanıdık Moğollar'ı. Geçmiş dönemlerden söz edildiğinde sürekli akla gelen Moğollar, yaptığı son albümle, geçmişle bir hesaplaşmaya giriyor.

Paylaş
Geçmişte takılıp kalmayan bir efsane
Sinan Gündoğar
Moğollar'ın, "Anadolu pop" türünün en iyi temsilcisi olduğunu, üstelik hem enstrümantal çalışmaları hem de toplumsal duyarlılığı yansıtan sözlü eserleriyle kendilerine has bir yer edindiklerini bilmeyen yoktur. Moğollar, "1968-2000" adlı iki kaset ve iki CD'lik bir albüm gerçekleştirdiler. Biz de, hem son albümlerinin niteliği, hem geçmişten günümüze müzikal yapılarının değerlendirilmesi hem de gelecekteki yönelimleri ile ilgili olarak bir görüşme yaptık.
Bundan önce yaptığımız röportajımızda, "best of" albümlerine karşı olduğunuzu söylemiştiniz. Yaptığınız albüm, bir arşiv çalışması mı, bir "best of" mu? Neden böyle bir albüm gerçekleştirdiniz?
Bu albümü gerçekleştirmemizin birkaç sebebi var. Birincisi arşiv niteliği taşıması çok önemli. Çünkü bizim daha önce yaptığımız birçok albümümüz çeşitli plak firmalarına dağılmış durumda. Biz, '93'te grubu bir araya topladığımız eski albümlerimizi de toplamak istedik. Ancak o zamanki anlaşma biçimlerinden dolayı hiçbir şey yapamadık. Bu şirketler de uyumsuz davranınca, bunu yapma imkânımız olmadı.
İkinci sebep ise şu. Bundan önceki "30. Yıl" albümümüzü yaptığımız zaman, plak şirketi bizden bir "best of" yapmamızı istemişti. Ama hep yeni parçalar ürettiğimiz için, eskilerle uğraşmak istemedik. En sonda geçen sene için, "Bunu yapmanız lazım" dedi. Ama biz "best of" olmaması için elimizden geleni yaptık, parçalarımızı kendimiz seçtik. Bazı parçaları yeniden düzenledik, bazılarının eski düzenlemelerinin aralarına sololar katarak, biraz da o dönem yaptıklarımızla eğlenerek oluşturduk albümü. Sonuçta zorlama bir albüm değil de, çok uzun zaman içinde kısa kısa çalışmalarla bitirdiğimiz bir albüm oldu.
Bir bakıma geçmişle bir hesaplaşma, belki de, geçmişle bağlarımızı kopartmak gibi bir şeydi bu. Çünkü '60'lı, '70'li yıllarda başlamış olan bir akım vardı. Biz çalışmalarımızı yaparken, hem o günü hem de geleceği düşünüyorduk. Çünkü biz koltuklarda oturup kıpırdamadan, geçmişi anan insanlar değiliz, sürekli hareket halinde, herkes başka türlü bir üretimin içinde. Geleceği çok önemsiyoruz. Çünkü yaşımız ilerledikçe, zamanın ne kadar önemli olduğunun daha çok farkına varıyoruz. Üstelik 2000'li yıllarda sorunlar daha da artmış durumda. Onlara olumlu çözümlere katkıda bulunmak için elimizden ne gelirse yapmaya çalışıyoruz.
Albümde, enstrümantal müzikten türkülerin düzenlenmesine, sözlerin kullanıldığı şarkılardan halk müziğindeki "taşlama, mani" tarzını andıran çalışmalardan örnekler yer alıyor. Repertuvarı oluştururken neler düşündünüz?
Albümün oluşturulmasında belli özellikler düşünülmedi. Bir araya gelerek birlikte karar verdik repertuvara. Ama sözünü ettiğiniz nitelikler zaten bizim genel yönelimlerimiz. '68-'76 arasındaki birinci bölümde, bir kimlik arayışı ve deneysel yapı her zaman Moğollar'da hakim olan bir yön. '93-2000 arasındaki ikinci bölümde de deneysel yapıyı her zaman korumaya çalıştık. Bu dönemde yaptığımız albümlerde de enstrümantal çalışmalar var. Albümün yarısı enstrümantal yarısı ise sözlü çalışmaları içeriyor. Bunu bir avantaj olarak da düşünüyoruz, çünkü bunu yapabilen pek grup da yok aslında. Birinci bölümde, hepimiz daha çok gençtik. O dönemde, Moğollar da, İngilizce bestelerle başlamıştı, o dönem kurulmuş olan her yeni grup gibi. Ancak zamanla kendi ülkesinin değerlerine bir yöneliş belirdi. Ve orada ilk aşama, türkülerin alınıp yeniden düzenlenmesi aşamasına gelindi. Ondan sonra, bir Fransa dönemi var ki, o deneysel özellik daha da ön plana çıktı.
Ama '93'te yeniden kurulan Moğollar, eski birikimlerini doğru değerlendirebilen, onların içindeki önemli özellikleri alıp bugüne aktarmaya çalışan bir kaygı taşıyordu. Bir de senelerin birikimiyle kafalarımızda iyice oluşmuş olan dünyayı algılama şeklimiz, sorunları hem ulusal hem de evrensel bir bakış açısıyla yorumlamamız, bazı konularda tepki göstermeye zorladı bizi. Bazı sözlü şarkılar ortaya çıktı. Moğollar'ın eskiden de bir solist sorunu vardı. Zamanında bu yüzden Cem Karaca, Barış Manço, Ersen gibi solistlerle birlikte çalıştık. Ama hiçbiriyle istediğimiz gibi sonuca ulaşamadık. '93'te grubu yeniden bir araya getirirken, bir karar aldık. Kendi parçalarımızı, iyi veya kötü, kendimiz söylemeye karar verdik.
Görüşmemizin başında biraz da geçmişle bağları kesmekten söz ettiniz. Gelecekle ilgili ne gibi projeleriniz var?
Geçmişle ilgili ilişkimiz biraz kopacak. Yaşadığımız güne ve geleceğe yönelik çalışmalar yapmak istiyoruz bundan sonra. Tabii ki, eski bir grubun, halk tarafından en çok istenen yönü, ilk bilinen halidir. Bunu aşmak biraz zor olacak, ama elimizden geldiği kadar bunu aşmaya çalışacağız. Düşündüğümüz albüm bu, ama bunu becerebilir miyiz, beceremez miyiz, onu bilmiyoruz.
ÖNCEKİ HABER

'Binlerce ölümün sorumlusu kim olacak?'

SONRAKİ HABER

"Hatemi'nin reform politikasına

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...