06 Haziran 2000 21:00

İstanbul'u dinliyorum sağlığım tehlikede!

Trafikten, atölyelere; yol yapım işlerinden inşaatlara ve bir de adına "eğlence yeri" denilen mekanlara o kadar çok gürültü kaynağı var ki. Gürültü, derecesine göre; uyku düzeninin bozulmasından; sağırlık ve beyin tahribatına bir çok sağlık sorununa yol açabiliyor. Özellikle İstanbul gibi büyük kentlerde yaşayanlar, gürültü kirliliğinin tehdidi altında.

Paylaş
İstanbul'u dinliyorum sağlığım tehlikede!
"İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı" diyen Orhan Veli, bugünleri görse ne derdi acaba? Trafikten, atölyelere, yol yapım işlerinden inşaatlara, adına "eğlence yeri" denilen mekanlara; insan sağlığını olumsuz etkileyen o kadar çok gürültü kaynağı var ki! Özellikle de büyük kentlerde...
Gürültü kirliliği başta işitme kaybı olmak üzere, ciddi beyin tahribatlarına kadar varan pek çok sağlık sorununa yol açıyor. İçişleri Bakanı Saaddettin Tantan'ın "gürültü çıkaran araçlara" ilişkin genelgesi, bu sorunu önleme açısından çok yetersiz kalıyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), gürültüyü, insan sağlığı için bir risk olmasının yanısıra, insanın hareketlerini engellemesi, ilgilerine ters düşmesi, ciddi bir stres ve açık bir rahatsızlık yaratması nedeniyle "istenmeyen ve sakıncalı ses" olarak tanımlıyor.
Gürültü kaynakları
Büyük kentlerde en önemli gürültü kaynaklarından biri ulaşım. Motorlu taşıt ulaşımı, raylı sistemler ve havaalanlarının çıkardığı gürültü büyük boyutlarda. İstanbul'da kent içi arterleri, E-5 karayolu ve TEM Otoyolu ciddi gürültü kaynaklarından. Bir başka gürültü kaynağı da, endüstri ve işyerleri. Plansız kentleşme sonucu gürültü kaynağı olan işyerleri, konutların arasında yer alabiliyor. Bu tesislerde çalışan işçilerin maruz kaldığı gürültünün insan sağlığına yönelik doğrudan olumsuz etkisi de sorunun başka bir boyutu. İstanbul gibi hızla büyüyen kentlerde, inşaat ve yol yapım çalışmaları da çevreye büyük gürültüye neden oluyor. Gazino, bar ve diğer eğlence yerlerindeki sayısal artış de, saatler boyu çevreye elektronik olarak yükseltilmiş gürültü yayılmasına yol açıyor. Bu gibi yerlerinde içine "yasal uyarı"lar asılması dışında, Gürültü Kontrol Yönetmeliği'ndeki koşullar da çoğu kez uygulanmıyor.
Uykusuz geceler...
Bunca gürültü arasında kalan İstanbulluların uykularında düzensizlikler görülüyor. Uzmanlar, uykuya dalamama, ani uyanma, uyku kalitesinin bozulması gibi uyku üzerinde olumsuz etkisi olan gürültünün, uyku sonrasında da dinlenmiş olmama duygusu, yorgunluk, baş ağrıları ve verimlilik düşmesi gibi olumsuz sonuçlara yol açtığını ifade ediyorlar.
Gürültünün, geçici ya da sürekli sağırlığa yol açma riski de yok değil. Diskoteklerde 90 ila 120 desibele varan müzik sesi içerdekiler için maruz kalınan süreye göre geçici veya sürekli işitme eşiği kaymasına neden olabiliyor. Aynı tehlike İstanbul'da çok rastlanan ve özel arabaların müzik setlerinde yüksek düzeyli müzik dinleme alışkanlığına sahip gençler için de mevcut.
Tantan'ın genelgesi
İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın araçların korna çalması ve konvoy yapılması konusunda kısa süre önce yayınladığı genelge ise, sadece araçların yarattığı gürültü kirliliğine yönelik. Korna ve klakson yasağı ile araç içinde yüksek sesle müzik dinlemeye yasak getiren genelge, bunun dışındaki gürültü kaynaklarına dair herhangi bir bölüm içermiyor.
ÖNCEKİ HABER

Enerji emekçileri ikinci defa uyaracak

SONRAKİ HABER

Gore'dan tekellere vaatler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...