Kimse ölmedi, şimdilik

Kimse ölmedi, şimdilik
Hacer Yücel
Beyoğlu Kıblelizade Sokak'ta "SİT alanı" ilan edilmiş bir apartmandı, Melek Apartmanı. Bir hafta önce, gece yarısı saat 03.00'te büyük bir gürültüyle yıkıldı. Yıkılmada nedeni "nemden kaynaklanan çürüme" ve "gerekli onarımın yapılmaması".
9 aile kalıyordu yıkılan Melek Apartmanı'nda, 47 yıllık kapıcının çabaları sonucu o gece binada kimse yoktu da, can kaybı olmadı. 9 aile, bir hatfadır sokakta kalıyor. Evde oturanlar, bina sahibi ve belediye yetkilileri, yıkılacağı önceden bilinen ev için alınan-alınmayan önlemler konusunda farklı şeyler söylüyor.
Binayı mühürlemediler
Binayı tamir ettirmediği halde, kirayı attırdığını söyledikleri bina sahibine ateş püskürüyor ev sakinleri. Ev sahibinin durumu bildiğini, ama onlardan gizlediğini söylüyorlar. Hatta, ev sahibi yeni kiracı arıyormuş, yıkılmak üzere olan binaya. "Binanın yıkılmadan önce mühürlendiği" yönündeki açıklamaların doğru olmadığını söyleyen ev sakinlerinden Fevzi Saat, binanın mühürlü olmadığını, evin yıkıldığı gece misafirliğe gittiklerini belirtiyor. Yıkılan tarafta dört ailenin ve iş merkezinin olduğunu anlatan Saat, "O gece bina dolu olabilirdi. Binanın önünden cadde geçiyor araç trafiği yoğun, insanlar geçiyor ya çöktüğü sırada insanlar ya da bir araç geçseydi ne olacaktı?" diye soruyor.
Kalacak yerleri olmadığı için bir haftadır dışarda kaldıklarını söyleyen Saat, enkazdan çıkarabildikleri eşyaların başında beklediklerini, hiçbir yetkilinin kendilerine yardım etmediğini belirtiyor. Belediyenin "binaya yaklaşmayın" uyarısı yapmak dışında bir şey yapmadığını anlatan Saat, yolun da trafiğe kapatıldığını sözlerine ekledi.
'Yıkılıyorsa, çıkın...'
Melek Apartmanı'nın 47 yıldır yöneticiliğini ve kapıcılığını yapan Recep Günbeyi'nin anlattıkları ise, vurdumduymazlığın boyutlarını gösteriyor. Binanın yıkılmak üzere olduğunu, boşaltılması gerektiğini belediye yetkililerine sözlü başvuru ile ilettiklerini söyleyen Günbeyi, aldıkları yanıtın "Yıkılıyorsa çıkın kardeşim" olduğunu aktarıyor. Kiracıların tümünün yoksul insanlar olduğunu belirten Günbeyi, çıktıklarında gidecek yerleri olmadığı için binada kaldıklarını söyledi.
Bina yıkılmadan bir gün önce insanları yalvararak çıkardığını ve evlerine göz kulak olacağına dair söz verdiğini anlatan Günbeyi, bina yıkıldığında evdeymiş, ancak evi yıkılmayan tarafta olduğu için bir şey olmamış.
Başvurular sonuçsuz kaldı
Bina sahibinin "İnceleme yapın" diye üç ay önce belediyeye başvurduğunu savunan Günbeyi, Anıtlar Kurulu'ndan da tamir için iznin çıkmadığını söyledi. Günbeyi, Beyoğlu Kaymakamlığı'na da dilekçe yazdıklarını, ama hiçbir başvurudan sonuç alamadıklarını da sözlerine ekledi.
Günbeyi, bina sahibinin de yıkılmadan önce kiracılara evi boşaltmaları için noter kanalıyla ihbarname çektiğini de belirtti.
Cumartesi gününden beri dışarda olduklarını söyleyen Günbeyi, yetkililerin kendilerine kalacak yer göstermediği gibi gelip durumlarını dahi sorulmamasından da yakınıyor. Binanın yıkıldığı gece yanlızca bir polis arabasının geldiğini anlatan Günbeyi, sonrasında onun da gelmediğini söyledi.
Belediye: 'Yapacağımızı yaptık'
Beyoğlu Belediyesi Planlama Müdürü Samet Gök ise, bölge SİT Alanı olduğu için Anıtlar Kurulu'ndan izin almadan hiçbir şey yapamadıklarını söyledi. Gök, bina yıkılmadan önce yasal olarak yapabilecekleri her şeyi yaptıklarını da savundu ve ev sahibi ve kiracıların durumu fazla ciddiye almadıklarını öne sürdü.
Ev sahibinin kendilerine başvurarak, inceleme yapılmasını istediğini doğrulayan Gök, inceleme sonucunu 14 Nisan'da ev sahibine bildirdiklerini ve onarım için Anıtlar Kurulu'na baş vurması gerektiğini söylediklerini dile getirdi. Gök, sadece mühürleme yetkileri olduğunu, 26 Mayıs günü de ev sahibine tebligat göndererek binanın boşaltılmasını istediklerini anlattı.
Planlama Müdürü Gök'ün aksine, Beyoğlu Belediyesi İmardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Mustafa Dambasar, binayı yıkılmadan bir gün önce insanlar boşalttığı ve ev sahibi inceleme için teknik eleman getirdiği için mühürlemediklerini söyledi.