01 Haziran 2000 21:00

Asıl 'kara delik' batık bankalar

Adana-Koop tarafından dün Çukurova Sürmeli Oteli'inde düzenlenen panelde, hükümetin tarıma yönelik politikaları eleştirildi.

Paylaş
Asıl 'kara delik' batık bankalar
Uzmanlar, Meclis gündeminde olan tarımsal birlikler ve kooperatiflerin "özerkleştirilmesi"ne ilişkin yasa tasarısına tepki göstererek, "Üreticiyi destekleyen kuruluşlar kara delik oluyor da batık bankalar olmuyor mu?" dediler.
Adana-Koop tarafından dün Çukurova Sürmeli Oteli'inde düzenlenen "Kooparatifler ve özelleştirme" konulu panelde birlikler ve kooperatiflerin "özerkleştirilmsi"ne dönük olarak hazırlanan yasa tasarısı tartışıldı. Açılış konuşmasını Adana-Koop Başkanı Abdurahman Özalp'in yaptığı panele Ankara Üniversitesi (AÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cevat Geray oturum başkanı olarak katılırken, konuşmacı olarak da Marmara Üniversitesi İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Altuğ ve AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Soral katıldı.
Abdurahman Özalp, çiftçilerin ürünlerini değerlendirdiği, tüketicinin de sağlıklı ürünler elde etmesini sağlayan birlik ve kooperatiflerin sanki üreticiler bu hale getirmiş gibi özelleştirilmek istendiğini söyledi. Özalp, en geç bir iki yıl içerisinde bu verimli toprakların üzerinde ABD firmalarının yatırım yapar duruma geleceğini belirterek, üretici kuruluşlarına birliklerin ve tarım satış kooperatiflerinin özelleştirilmesine karşı çıkma çağrısında bulundu.
Birilerine peşkeş çekilecek
Oturum başkanı Prof Dr. Cevat Geray ise, küreselleşme dedikleri sistemin özelleştirmeyi dayattığını, hükümetlerin de IMF ve Dünya Bankası'nın direktiflerini aynen uygulayarak onların koyduğu ekonomik programı hayata geçirdiğini söyledi. ABD'de ve AB ülkelerinde tarıma desteğin sürdüğünü ve bu tür düzenlemeleri tamamen kooparatiflerin yaptığını hatırlatan Geray, üreticilerin öz örgütleri olan bu kurum ve kuruluşların "anonim şirket" adı altında birilerine peşkeş çekileceğini vurguladı.
Prof Dr. Osman Altuğ da özellikle 24 Ocak Kararları'yla serbest piyasa ekonomisinin getirildiğini ve bunun en istikrarlı politika olarak tanıtıldığını belirterek, serbest ekonominin iki ayağı olduğunu söyledi. Bu ayaklardan birincisinin serbestleştirme, müteşebbislere sonuna kadar serbestlik tanıma olduğunu belirten Altuğ, ikincisinin ise bunları kontrol etmek olduğunu belirtti.
24 Ocak 1980 öncesinde ihracatın 2.5 milyar dolar, ithalatın 5 milyar dolar olduğunu, bugün ihracatın 23 milyar dolar, ithalatın ise 50 milyon dolar olduğunu ve her birinin 10 kat artığını hatırlatan Altuğ, burada görülmeyen şeyin o zamanda dolar 1 lira iken bugün 600 bin olması bunun da o zaman daha kazançlı olduğumuzu gösterdiğini ve serbest piyasa ekonomisinin gerçek yüzünü ortaya koyduğunu söyledi.
Bugün KİT'lerin ve tarım satış kooperatiflerinın kara delik olarak gösterilmaya çalışıldığını da ifade eden Altuğ, bunların borçlarının devletin borcu olduğunu ve borçlanmalarının da devletin borçlanması anlamına geldiğinin altını çizdi. Altuğ, "Kooparatifler ve birliklere yılda 300 milyar veriliyor. Batık bankalara 6-7 trilyon lira aktarılıyor. Bu kara delik olmuyor, enflasyonu yükseltmiyor, fakat bu kuruluşlara pay ayrıldığı zaman, memura yüksek maaş verildiği zaman, çiftçiye destek verildiği zaman, işçiye yüksek ücret verildiği zaman enflasyon artıyor" diye konuştu.
İşsizlik artıyor
Türkiye'yi kurulların yönettiğini de belirten Altuğ, bu kurulların dış devletlerden gelen kurullar olduğunu söyledi. Yapılan her 50 bin dolarlık ithalatın bir kişinin işsiz kalması anlamına geldiğini söyleyen Altuğ, üreticiye "Sen üretme biz de desteklemiyoruz" diyerek milyanlorca insanı işsizliğe ittiklerini belirtti.
Prof. Dr. Erdoğan Soral ise Türkiye'de öncelikle toprak sorunun çözülmesi gerektiğine dikkati çekerek, güçlendirilmiş ve istikrarlı çalışan kooperatiflerin her zaman özel sektörden daha iyi olacağını vurguladı.
ÖNCEKİ HABER

Afrika kıtası felaketin eşiğinde

SONRAKİ HABER

Mezarlığa göç!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...