30 Mayıs 2000 21:00
Ödeme değil ödememe planı!
İşçi ve emekçiler, 12 yıldır ücretlerinden yapılan 'zorunlu' kesintilerle oluşturulan Tasarrufu Teşvik Fonu'ndaki 3.7 katrilyon liranın bir an önce ödenmesini istiyor.
Ödeme değil ödememe planı!
Şahin Bayar
1988 yılının Nisan ayında ANAP hükümeti tarafından yürürlüğe konulan zorunlu tasarruf uygulaması bugün sona eriyor. Şimdi, bugüne kadar zorunlu tasarruf fonunda biriken 3.7 katrilyon lira paranın ne olacağı tartışılıyor. İşçi ve memur sendikaları tasarrufların nemalarıyla birlikte nakit olarak ve bir defada ödenmesini talep ederken, hükümet bunun "ekonominin dengelerini bozacağı"nı ileri sürüyor.
12 yıl önce 'Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanun'la başlayan uygulama, bugün İşsizlik Sigortası Yasası'nın yürürlüğe girmesiyle sona erecek. İşsizlik Sigortası Yasası'na göre Tasarrufu Teşvik Fonu için işçi, işveren ve devletten yapılan kesintiler artık İşsizlik Sigortası Fonu için yapılacak. Bu durum memurlar için geçerli değil.
Ancak hükümet bugüne kadar biriken paraların hak sahiplerine ödenmesi konusunda henüz net bir ödeme planı açıklamadı. Aslında söz konusu paranın fonda bulunup bulunmadığı da kesin değil.
Hükümetin 'plan'larından biri fondaki paranın İşsizlik Sigortası ve Özel Emeklilik Fonu'na aktarılması. Bir başkası, birikimler karşılığında devlet tahvili, hisse senedi ve hazine bonosu verilmesi. Ya da kesintilerin ve nemalarının karşılığı olarak emekçilere, Telekom ve POAŞ gibi kamu kuruşlarının hisselerini vermek. Yani hükümetin asıl planı; hem parayı ödememek hem de çalışanları ve örgütlerini 'zorunlu' olarak özelleştirme uygulamalarına ortak etmek.
Ekonomi bozulacakmış!
Hükümetin ikinci ödeme planı ise kesintilerin ve nemalarının karşılığı olarak emekçilere, Telekom ve POAŞ gibi kamu kuruşlarının hisselerini vermek. Bu şekilde 'zorla' özelleştirmenin tarafı yapılmak istenen emekçilerin ve örgütlerinin, "fonda biriken paranın nakit olarak bir seferde ödenmesi" talebine ise "ekonominin dengelerini bozacağı" gerekçesiyle yanaşılmıyor.
Fatura işçiye çıktı
Emekçilerin 'zorunlu' olarak tasarruf etmeleri için uygulanan kesinti çok düşük oranlarla nemalandırıldığı gibi, işverenlerden yapılan kesintilerin faturası da işçilere çıktı. Fonda 'birikmesi için' işçi ve devletten yüzde 2, işverenden ise yüzde 3 kesinti yapılıyordu. Ancak işverenler, zorunlu tasarruf kesintilerini de işçi maliyetleri arasında göstererek, kendi payına düşen kesintiyi işçiden çıkarttı.
İşçi ve memur örgütleri, bugüne kadar kendilerine sorulmadan ücretlerinden kesilen bu paranın artık ödenmesini, dahası nakit olarak ve bir seferde ödenmesini istiyor. Emek Platformu'nun önümüzdeki ay 18 ilde yapacağını açıkladığı bölge mitinglerinin en önemli taleplerinden birini de bu oluşturuyor.
Şahin Bayar
1988 yılının Nisan ayında ANAP hükümeti tarafından yürürlüğe konulan zorunlu tasarruf uygulaması bugün sona eriyor. Şimdi, bugüne kadar zorunlu tasarruf fonunda biriken 3.7 katrilyon lira paranın ne olacağı tartışılıyor. İşçi ve memur sendikaları tasarrufların nemalarıyla birlikte nakit olarak ve bir defada ödenmesini talep ederken, hükümet bunun "ekonominin dengelerini bozacağı"nı ileri sürüyor.
12 yıl önce 'Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanun'la başlayan uygulama, bugün İşsizlik Sigortası Yasası'nın yürürlüğe girmesiyle sona erecek. İşsizlik Sigortası Yasası'na göre Tasarrufu Teşvik Fonu için işçi, işveren ve devletten yapılan kesintiler artık İşsizlik Sigortası Fonu için yapılacak. Bu durum memurlar için geçerli değil.
Ancak hükümet bugüne kadar biriken paraların hak sahiplerine ödenmesi konusunda henüz net bir ödeme planı açıklamadı. Aslında söz konusu paranın fonda bulunup bulunmadığı da kesin değil.
Hükümetin 'plan'larından biri fondaki paranın İşsizlik Sigortası ve Özel Emeklilik Fonu'na aktarılması. Bir başkası, birikimler karşılığında devlet tahvili, hisse senedi ve hazine bonosu verilmesi. Ya da kesintilerin ve nemalarının karşılığı olarak emekçilere, Telekom ve POAŞ gibi kamu kuruşlarının hisselerini vermek. Yani hükümetin asıl planı; hem parayı ödememek hem de çalışanları ve örgütlerini 'zorunlu' olarak özelleştirme uygulamalarına ortak etmek.
Ekonomi bozulacakmış!
Hükümetin ikinci ödeme planı ise kesintilerin ve nemalarının karşılığı olarak emekçilere, Telekom ve POAŞ gibi kamu kuruşlarının hisselerini vermek. Bu şekilde 'zorla' özelleştirmenin tarafı yapılmak istenen emekçilerin ve örgütlerinin, "fonda biriken paranın nakit olarak bir seferde ödenmesi" talebine ise "ekonominin dengelerini bozacağı" gerekçesiyle yanaşılmıyor.
Fatura işçiye çıktı
Emekçilerin 'zorunlu' olarak tasarruf etmeleri için uygulanan kesinti çok düşük oranlarla nemalandırıldığı gibi, işverenlerden yapılan kesintilerin faturası da işçilere çıktı. Fonda 'birikmesi için' işçi ve devletten yüzde 2, işverenden ise yüzde 3 kesinti yapılıyordu. Ancak işverenler, zorunlu tasarruf kesintilerini de işçi maliyetleri arasında göstererek, kendi payına düşen kesintiyi işçiden çıkarttı.
İşçi ve memur örgütleri, bugüne kadar kendilerine sorulmadan ücretlerinden kesilen bu paranın artık ödenmesini, dahası nakit olarak ve bir seferde ödenmesini istiyor. Emek Platformu'nun önümüzdeki ay 18 ilde yapacağını açıkladığı bölge mitinglerinin en önemli taleplerinden birini de bu oluşturuyor.
YAZARLAR
İzzettin Önder
Servet vergisi
Adnan Özyalçıner
Geride kalan
T. Gül Köksal
Kent hakkı bağlamında çocuklar
Ayşen Şahin
Mahsus selamlar
Pınar Öğünç
BAĞLANTILAR-9 | Ticaretten afetlere, güvenlikten tiny house'a konteyner çağı
İsmail Gökhan Bayram
İşlevini arayan alet: Yapay zekâ
Evrensel Bilgin
Gordion Düğümü
Şenay Aydemir
Atış Serbest!
Mustafa Yalçıner
İsrail-İran güç gösterisi nereye varacak?
Nuray Sancar
Vatan millet ıstakoz
Bülent Falakaoğlu
Istakozun faturası!
Ahmet Yaşaroğlu
Çocuklar ve gençler kime emanet?
Adnan Gümüş
Köy Enstitüsü farkı, şehre ve geleneğe uymazlığı: Hümanist, yararcı, bütüncül köy rehberi
Yücel Özdemir
AB, İran’a karşı Türkiye’ye rol verme peşinde
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
