26 Mayıs 2000 21:00

Emperyalist haydutun gözü Asya'da

Stratejistler, dünya ekonomisinin çekim merkezinin Asya'ya kaydığını, ABD'nin de bu kayışı takip ettiğini belirtiyorlar.

Paylaş
Emperyalist haydutun gözü Asya'da
ABD emperyalizminin önümüzdeki 20 yıl boyunca izleyeceği uluslararası politikanın ana hatları, gelecek hafta yayınlanacak "Ortak Vizyon 2020" belgesiyle yayınlanacak. Washington Post gazetesi, dünkü manşet haberinde bu belgeden yola çıkarak, Pentagon için artık ön plana çıkan kritik bölgenin Asya olduğu yorumunu yaptı.
Çin potansiyel rakip
Thomas E. Ricks imzalı habere göre, ABD'nin "2020 vizyonu"nda Çin, adı geçirilmeden "potansiyel rakip" olarak niteleniyor. ABD emperyalizminin vurucu gücü Pentagon (Savunma Bakanlığı) yöneticilerinin uzun tartışmalardan sonra hazırladığı raporda Çin ile ilgili imalar, Amerikan Ordusu'nun geleneksel "Avrupa merkezli" hareket tarzını yavaş yavaş terk ettiğinin göstergesi olarak değerlendiriliyor. Pentagon, artık gelecekteki askeri-siyasi çatışma ve rekabetlerin en büyük arenası olarak Asya'yı görüyor. Bu yeni yönelime uygun olarak, ABD'nin "askeri vizyonu", Pasifik Okyanusu'na yeni saldırı denizaltıları tahsis etmek, Asya merkezli tatbikatlar ve stratejik çalışmaları artırmak ve ABD varlığını yeniden yapılandırmak için diplomasiyi daha etkin bir biçimde kullanmak olarak ortaya çıkıyor.
1. Dünya Savaşı örneği
Uzmanlar, Çin ve Asya'ya yapılan bu vurgunun, ABD için aynı zamanda büyük bir risk taşıdığında birleşiyorlar. Bu konuda, İngiltere'nin 1. Dünya Savaşı öncesinde Almanya karşısında aldığı tutumdan "ders alınması" öneriliyor. Uyarıya göre, aksi takdirde ABD de, 1. Dünya Savaşı'nın ardından İngiltere'ye olduğu gibi, "alçalan süper güç" haline gelebilir.
Habere göre Asya'ya yönelik bu "ilgi", SSCB'nin ayakta olduğu koşullarda geçerli olan "Japonya'da minimum askeri ABD varlığı" politikasını da değiştiriyor. Bu noktada devreye, Kore yarımadasında barış ve Çin-ABD rekabetinin düşmanlığa dönüşmesi gibi iki olasılık devreye giriyor. ABD'nin güncel Kore politikası, Kuzey Kore'den yönelik bir füze saldırısı olasılığını kullanarak bölgede askeri varlığını güçlendirmekti. Ancak "Vizyon 2020"de asıl sorunun Kore Yarımadası'nda barışın sağlanmasından sonra ne olacağı belirtiliyor. Belgede, ABD destekli Güney Kore'nin, antiemperyalist tutum izleyen Kuzey Kore karşısında "ekonomik ve ideolojik mücadelesini kazandığı" tespiti yapıldıktan sonra, imzalanacak bir barışın, ABD askeri varlığı için sorun oluşturacağı belirtiliyor. Burada, Savunma Bakanı William Cohen'in bir sorusu alıntılanmış: "Kore yarımadasına barış geldikten sonra ABD birliklerinin de geri çekileceği önkabulünü nasıl değiştirebiliriz?" Bu sorudan anlaşıldığı gibi, emperyalist ordular, bir "barış"tan sonra da yarımadada kalmak için bir neden bulmaya çalışacaklar. Konu, önümüzdeki ay Kuzey ve Güney Kore liderleri yapılacak tarihi zirvenin de gündeminde olacak.
ABD'li stratejistler, raporda, Çin'in "er geç Asya'da büyük etkisi olacak büyük bir güç" olarak belireceğini belirtiyor. ABD'liler için Çin'in gelecekte atacağı adımları tahmin etmenin en iyi yolu ise, bu ülkenin Tayvan sorununda alacağı tutum olacak.
Avrupa'nın rahatsızlığı
Bütün bunlara rağmen, ABD'nin ilgi alanının Avrupa'dan Asya'ya kayması, açıkça ilan edilecek bir değişim değil. Bunun nedeni, Avrupalı emperyalistlerin "önemsizleşme" kaygısına kapılmasını ve Çin-ABD kutuplaşmasını önlemek olarak açıklanıyor.
"İlgi alanı değişikliği"nin ilk aşamadaki yansıması, SSCB'ye karşı istihbarat amacıyla kullanılan saldırı denizaltılarının konumları oldu. Üst düzey bir donanma subayı, birkaç yıl önce bu denizaltıların yüzde 60'ının Atlantik Okyanusu'nda görev yaptığını hatırlattıktan sonra, bugün ise Atlantik ile Pasifik arasında yarı yarıya bölündüklerini söyledi. Aynı subaya göre, kısa süre içinde denge Pasifik lehine dönecek.
Bağdat'tan Tokyo'ya kadar
Uzmanlar, "Asya"nın ABD için ne anlama geldiğini "Bağdat'tan Tokyo'ya kadar uzanan bölge" sözleriyle açıklıyorlar. Bu bölge, önümüzdeki 20 yıl boyunca ABD'nin diğer emperyalist ve bölgesel güçler karşısında hamleler yapması gereken temel arena olacak. Stratejik ve Bütçe Değerlendirmeleri Merkezi adlı "düşünce kuruluşu"nun yöneticisi Andrew Krepinevich, "Büyük güç rekabetinin odağı Avrupa'dan Asya'ya kayıyor" sözleriyle bu yeni "konsept"i özetliyor. Savunma Politikasından Sorumlu Savunma Bakanı Yardımcısı James Bodner ise, bu kaymanın nedenini açıklıyor: "Dünya ekonomisinin çekim merkezi Asya'ya kaydı. ABD'nin çıkarları da buna uymak zorunda."
Amerikalı komutanlar da benzer görüşleri dile getiriyor. "Stratejik planlama" konularında en önemli isimlerden biri olarak değerlendirilen General Anthony Zinni, geçtiğimiz aylarda yaptığı bir yorumda, "ABD'nin eski Avrupa merkezli odağının, önümüzdeki onyıllarda değişeceğini" belirtmiş, ABD yönetiminin Pasifik'e ve özellikle Çin'e daha çok ilgi duyması gerektiğini kaydetmişti. Zinni, bu değişimi "kısmen ticaret ve ekonomi, kısmen de ABD nüfusunun değişen etnik yapısı" olarak açıklıyordu.
Savaş oyunları
ABD Ordusu Savaş Koleji kumandanı Orgeneral Robert H. Scales ise, bu "odak kayması"nın savaş taktiklerinde de değişim yarattığını vurguluyor. Scales'e göre, sadece 10 yıl önce, askeri planlamacıların gelecekteki savaşlara dair taktik ve stratejisi, "Avrupa'da dev orduların çarpışması" üzerine kuruluydu. Bugün ise, binlerce yıllık Çin geleneği üzerine kurulu "hile, aldatma, yanlış yönlendirme" gibi sinsi savaş taktikleri, yavaş yavaş ağırlığını koyuyor.
Haberde, ABD ordusunun "varsayım ve fikirlerini denemek" için en sevdiği yolun savaş simülasyonları olduğu belirtilerek, Pentagon'un oynadığı savaş oyunlarının Tahran-Tokyo hattında ve Asya üzerinde yoğunlaştığı dile getiriliyor. Bilgisayarlar üzerinde oynanan savaş oyunlarında son günlerde sorulan sorulara verilen örnekler ise şöyle: İran nükleer güve kavuşacak mı? Pakistan ve Hindistan nükleer savaşa girecek mi? Pakistan parçalanırsa nükleer silahlar Afganlı mücahitlerin eline geçer mi? Endonezya parçalanacak mı? Kuzey Kore barışçıl bir biçimde mi çökecek? ABD ve Çin askeri bir karşılaşmadan sakınabilecekler mi? Bir Pentagon yetkilisi, son 8 yıl içinde bu tip sorulara yanıt aranan savaş oyunlarının üçte ikisinin hayali Asya topraklarında gerçekleştirildiğini belirtiyor. Örneğin, ABD Hava Kuvvetleri'nin en büyük yıllık savaş oyunu, geçen yıl Ortadoğu ve Kore için simüle edildi. Bu yıl Maxwell Hava Üssü'nde oynanacak olan "Küresel Müdahale 5" savaş oyunundaki senaryo da oldukça ilginç: "Zayıf bir Rusya'dan, petrolü ve doğal kaynaklarıyla tüm bir Sibirya'yı almak için mücadele eden, yükselen bir Doğu Asya ülkesi". Bu oyunun bir noktasında ABD, "Rusya'yı savunmak için Sibirya'ya güç gönderiyor".
Elbette, söz konusu "yükselen" ülke Çin'den başkası değil. Princeton Üniversitesi'nden siyasetbilimci Aaron L. Freidberg, ABD'nin birkaç yıl içinde Çin ile askeri rekabete gireceğini, hatta bazı açılardan çoktan girdiğini belirtiyor.
İşgalcilerden 'halkla ilişkiler' atağı
Raporda, Asya'ya yönelik ilginin, iki askeri-diplomatik süreçte de yansımaları olduğu ifade ediliyor. Bunlardan ilki, Kuzeydoğu Asya'daki ABD askeri varlığını, "Kuzey Kore tehdidi" yok edilse bile korumak için. Bu amaçla, bölgedeki ABD askerlerinin "artık bir işgal gücü değil bir barış ortağı" gibi hareket etmesi gerektiği vaaz ediliyor. Bu "barış ortaklığı", soytarılığa varan trajikomik uygulamaları da gündeme getirmekte. ABD yönetimince övülen bu uygulamalardan biri, Japonya'nın Okinawa adasındaki Kadena Hava Üssü'nde uygulamaya konulan "Çitsiz Üs" sistemi. Bu sistem, işgal askerlerinin "Japon halkı ile kaynaşmasını" hedefliyor. Örneğin, bölge halkının üssü gezmesini sağlayan turlar organize edimiş ve halkla alay edercesine, üssün ortasına Japonya'nın 2. Dünya Savaşı'ndaki ölüleri için bir anıt dikilmiş. Bu çabaların ne gibi sonuçlar verdiği ise raporda belirtilmiyor.
Söz konusu "halkla ilişkiler" atağının arkasında, Japonya'nın artık körü körüne ABD'yi takip etmeyeceği kaygısı da yatıyor. Amerikan istihbaratı tarafından korkutucu bulunan olasılıklardan biri, Japonya ile Çin'in ittifaka gitmesi.
Güneydoğu Asya'ya girmek
ABD'nin ikinci büyük askeri-diplomatik hamlesi, Amerikan ordusunun Vietnam Savaşı'ndan 25 yıl sonra yeniden Güneydoğu Asya'ya girmek istemesi. Bu amaçla, Filipinler ile ilişkiler geliştirilip bölgede askeri tatbikatlar düzenleniyor. Yine geçtiğimiz yıl 10 bin asker, Avustralya'da "tatbikat yapmak" üzere konuşlandırıldı. Singapur ordusu bu yıl ilk kez, yıllık ABD-Tayland tatbikatı "Altın Kobra"ya katılıyor. Singapur ayrıca, nükleer güçle çalışan bir ABD uçak gemisinin gereksinimlerini karşılamak için yeni bir liman inşa ediyor. Bütün bu adımların sonucunda hedeflenen ise, bölge ülkelerinde kalıcı bir askeri varlığın tesis edilmesi.
Akdeniz'de 'tehlikeli boşluklar'
ABD donanmasının yayın organı Proceedings'e göre, Asya atağı, hâlâ büyük ölçüde ABD'ye muhtaç olan Avrupa'yı kaygılandırıyor. Derginin mart sayısında bir makale kaleme alan İtalyan donanmasından Michele Consentino, bu yeni politikanın Akdeniz'de "tehlikeli boşluklar" yarattığını yazmıştı. Ancak bu boşluk, gelecekte daha da büyüyebilecek. Pentagon'un geçtiğimiz yol yayınladığı "Asya 2025" raporuna göre, "ABD askeri varlığı, hâlâ büyük ölçüde Avrupa'da, ama burada ABD çıkarlarına yönelik yakın bir tehdit yok". Raporda, "asıl tehditlerin Asya'da" olduğunun altı çiziliyor.
Askeri profil değişecek
Asya'daki askeri varlığı artırmak ise, aradaki uzun mesafe nedeniyle, daha fazla askeri kargo uçağı ve hava-deniz taşıma aracı gerektiriyor. Ayrıca hava kuvvetleri, daha fazla uzun menzilli bombardıman ve nakliye uçağı satın alacak. Orta Avrupa'daki "it dalaşları" için uygun olan F-22 gibi uçakların önemi ise giderek azalacak. Asya, Avrupa'dan çok daha büyük bir alana yayıldığı için, daha farklı savaş uçakları gerekiyor.
Raporda, donanmanın da profilinin değişmesi gerektiğinin altı çizildikten sonra, deniz kuvvetlerinin, "yarım yüzyıldır faaliyet yürütmediği yerlerde görev yapmak zorunda kalabileceği" yönünde bir uyarıda bulunuluyor. Bu uyarı kapsamında verilen örnek ise, Endonezya'nın parçalanması durumunda, ABD donanmasının, kritik Malakka Boğazı'nı açık tutmak için harekete geçme olasılığı. Malakka Boğazı, Basra Körfezi'nden Japonya ve Doğu Asya'ya giden petrol ve dogalgazın geçiş rotası üzerinde.
ABD emperyalizminin stratejisindeki değişiklik, bir yandan da ordu içinde sorunlar doğurabilecek. Çünkü Asya-yönelimli bir askeri politika, kara kuvvetlerinin önemini azaltırken "deniz, hava ve uzay kuvvetleri"nin önemini artıracak.
Domino etkisi
Yeni Asya politikasının riskleri sıralanırken, Çin'in, tıpkı İngiltere'nin Almanya'ya yaptığı gibi bir düşman haline getirilmesi ön sıraya çıkıyor. Örneğin, ABD'nin gündemindeki füze savunma kalkanı, Çin'in nükleer gücünü artırmak için bir silahlanma yarışına girmesine neden olacak. Eski ulusal güvenlik danışmanı Zbigniew Brzezinski'ye göre bu durum domino etkisi yaratarak, Hindistan, Pakistan ve Japonya'yı aynı yarışın içine sokacak. Washington Post haberinde, Pentagon'un yeni vizyonunun silahlanma harcamalarını büyük ölçüde artıracağı ve silah tekellerinin milyarlarca dolar ek kâr elde edeceği de vurgulanıyor.
ÖNCEKİ HABER

Gün doğmadan kuyruktalar...

SONRAKİ HABER

Mücadeleci bir yönetim olmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...