25 Mayıs 2000 21:00

BM, İsrail için devrede

Emperyalistlerin güdümündeki Birleşmiş Milletler, bugüne dek İsrail'in Filistin, Suriye ve Lübnan topraklarında gerçekleştirdiği işgallere...

Paylaş
BM, İsrail için devrede
İsrail'in Güney Lübnan'ı boşaltmasının ardından, Birleşmiş Milletler'in bölgede "güvenli bir sınır" oluşturma yönündeki çabası yoğunlaştı. Lübnan ve Filistin'de onyıllardır süren İsrail işgali, katliamlar ve köy boşaltmalar karşısında "aciz" kalan BM'nin hızla devreye sokulması, örgütün aslında kimlerin hesabına çalıştığını da gösterdi. ABD'nin yönlendirmesiyle devam eden çabaların hedefi, İsrail'in sınır güvenliği talebini yerine getirip Suriye'ye geri adım attırmak.
Son İsrail askerinin işgal bölgesini terketmesinden 24 saat sonra Beyrut'a giden BM elçisi Terje Roed-Larsen, hükümet yetkilileriyle görüşmelerine başladı. Bu arada İsrail, "sınırlarına yönelik bir Hizbullah tehdidi" olması halinde saldırıya geçeceği yönündeki tehditlerini sürdürdü.
BM gafil avlandı
Gözlemciler, İsrail denetimindeki Güney Lübnan Ordusu (GLO) milislerinin panik içinde bölgeyi boşaltmasının, BM'yi gafil avladığı görüşünde birleşiyor. ABD ve İsrail'in ortak kaygısı, oluşan boşluğu Hizbullah'ın doldurması ve böylece İran ile Suriye'nin Ortadoğu'da daha fazla söz sahibi olması. Doğan boşluğu BM'nin doldurmasını isteyen ABD, bu amaçla UNIFIL (BM Uluslararası Lübnan Gücü) birliklerinin sayısının artırılması yönünde çaba harcıyor.
Ancak toprakları 20 yıldır işgal altında tutulan Lübnan hükümeti, sınırda İsrail'in muhafızlığını üstlenmeyeceğini açık bir dille ilan etti. Lübnanlı General Michel Sleiman, "Adil ve kapsamlı bir barış dışında, düşmanımızla hiçbir güvenlik anlaşması yapmayacağız" diye konuştu. Bu şartlar altında, İsrail sınırına dayanan Hizbullah gerillalarının tavrı kritik önem taşıyor.
Şebaa Çiftlikleri sorunu
Hizbullah lideri Şeyh Hasan Nasrallah, İsrail ile mücadelenin, Şebaa Çiftlikleri'nin de boşaltılması ve İsrail'in elindeki Lübnanlı tutsakların serbest bırakılmasına kadar devam edeceğini açıkladı.
İsrail, Şebaa Çiftlikleri'nin Lübnan'a değil Suriye'ye ait olduğunu iddia ederek, burayı boşaltmak için Suriye ile görüşeceğini söylüyor. Böylece Şebaa Çiftlikleri, Suriye'yi "barış" masasına oturtmak için potansiyel bir koz olarak kullanılıyor.
İsrail tehditler savuruyor
İsrail Başbakanı Ehud Barak, İsrail topraklarına yönelik bir saldırının "savaş ilanı" anlamına geleceğini söyledi. İsrailli Orgeneral Shaul Mofaz ise, Hizbullah'ın kendilerine saldırması durumunda Suriye hedeflerine, özellikle de Bekaa Vadisi'ne yöneleceklerine dair tehditler savurdu.
Bu sözlere yanıt veren Lübnan Başbakanı Selim Hoss, İsrailli generallerin tehdit savuracak durumda olmadığını vurguladı. Hoss, "İsrail ordusu korkmuş ve yenilmiş, kuyruğunu kıstırarak kaçıp gitti" dedikten sonra, 25 Mayıs Perşembe gününü "Direniş ve Kurtuluş Günü" ilan etti.
Milislerin trajedisi
İsrail'in boşalttığı köylere halkla birlikte giren ve kutlamalar düzenleyen silahlı örgütlerin sayısı da giderek artıyor. Lübnan'daki en büyük siyasi güçlerden biri olan Hizbullah ve Emel örgütünden sonra, Lübnan Suriye Sosyalist Partisi ve Lübnan Komünist Partisi gerillaları da köylere girdi.
Öte yandan, yıllardır bölgede İsrail hesabına katliamlar düzenleyen GLO milislerinin içine düştükleri durum, traji-komik görüntülerle dünya televizyonlarına yansıyor. İsrail'in kuzeyine kaçan GLO milisleri, önceki gün Metulla'da karşılarına çıkan eski komutanları Antoine Lahd'ı protesto ettiler. Milisler, GLO'nun çöküşünden hemen önce Fransa'ya kaçan komutanlarına "Bize ihanet ettin" diye bağırdılar.
'Biz Filistinli miyiz?'
Güney Lübnanlı Hıristiyanlar arasından seçilen işbirlikçiler ile 1976 yılında oluşturulan GLO, kuruluşunun ilk yıllarında Filistin'de "görev yapmış" ve çok sayıda Filistin köyünü yakıp yıkmasıyla tanınmıştı. Binlerce Filistinli sivili İsrail adına katleden GLO çeteleri, daha sonra Lübnan'a aktarılmışlardı. GLO, dağılmadan önce 2500 askere sahipti.
İsrail'in, yıllardır kendisine hizmet eden milis çetelerini pek iyi ödüllendirmediği de görülüyor. Korazim'de bir mülteci kampına konulan binlerce GLO milisi ve ailesi, burayı "toplama kampı" olarak niteledi. Milislerden biri, "İsrail bizi nasıl böyle kamplara hapseder? Biz Filistinli değiliz" diye sitem etti. Bazıları ise, yaptıklarının bir "iş" olduğunu, ama İsrailli patronlarının "şirketi kapattığını" söylediler.
ÖNCEKİ HABER

Ucuz işgücü, ucuz hayatlar!

SONRAKİ HABER

AB sürecine ILO makyajı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...