18 Mayıs 2000 21:00

'Davamız sadece para değil'

1800'ü Adana'da geri kalanı Silivri'de olmak üzere 1941 SASA işçisinin başlattığı grev 4'üncü gününde.

Paylaş
'Davamız sadece para değil'
Sabancı Holding'e bağlı SASA (Sunu ve Sentetik Elyaf San. AŞ) bünyesinde çalışan 1941 işçinin 16 Mayıs 2000 tarihinde çıktıkları grev kararlı bir şekilde sürerken, greve destek artıyor. Hizmet-İş, TEKSİF, Orman-İş, Türk Metal, Sağlık-İş, Özçelik-İş, Harb-İş sendikalarının Adana şubelerinin yöneticileri Petrol-İş Sendikası'na gelerek, "Mücadelesinde haklı olan SASA işçisinin yanındayız" mesajını verdiler.
Petrol-İş Adana Şube Başkanı Ahmet Kabaca, ziyaret sırasında yaptığı konuşmada, SASA patronunun grevleriyle ilgili kamuoyunu yanıltıcı açıklamalarda bulunduğunu belirterek, "Davamız sadece para değildir" dedi. SASA patronunun 9 yıldır işçi attığını ve sürekli taşeron işçi aldığını söyleyen Kabaca, iş güvenceleri olmadığını, sendikanın bitirilmeye çalışıldığını vurguladı.
Taşeronlaştırma ve üçlü paket
Üç ana maddedeki anlaşmazlıktan dolayı greve çıktıklarını, bu maddelerden birinin taşeronlaştırmayla ilgili olduğunu belirten Kabaca, üyeleriyle aynı işi yapan 300 kadar taşeron işçinin kadroya alınması ve sendikal haklardan faydalanması talebinde bulunduklarını, patronun ise sadece 90 taşeron işçinin kadrolu olmasını kabul ettiğini anlattı.
Sosyal hakları kapsayan üçlü paket uygulamasının da anlaşamadıkları maddelerden biri olduğunu kaydeden Kabaca, bu madde için ise bölgede imzaladıkları sözleşmeleri emsal aldıklarını ve brüt 400 milyon istediklerini kaydetti. Patron ise üçlü paket için sadece 285 milyon lira öneriyor.
Son maddenin ise ücret sorunu olduğunu dile getiren Kabaca, 111 işçinin 93 milyon, 700 işçinin ise 250 milyon brüt aldığına, işçi ücretleri arasında ciddi dengesizlikler olduğuna dikkat çekerek, bu dengesizliği ortadan kaldırmak için seyyanen ücret artışı talep ettiklerini belirtti. Patronun buna karşı yüzde 60 artış teklif ettiğini, bu teklifle brüt 93 milyon alan bir işçinin ücretinin 150 milyona çıktığını kaydeden Kabaca, sonuçta bir işçinin eline ancak 100 milyon kadar para geçeceğini, bunun da hiç bir sorunu çözmeyeceğini söyledi.
Patron gerçekleri çarpıtıyor
Patronun ise yaptığı açıklamalarla, dağıttığı bildirilerle ve işçilerin evine gönderdiği mektuplarla bir işçinin kendisine yılılk olarak 1 milyara mal olduğunu ileri sürdüğünü söyleyen Kabaca, bu rakamın gerçekleri ifade etmediğini ifade etti. İşverenin işçinin elini-yüzünü sildiği havludan, yediği yemekten, bindiği servisten, giydiği eşyaya kadar herşeyi işçi maliyeti olarak hesabladığını ve 10 milyar masraf çıkardığını açıklayan Kabaca, şunları söyledi: "Kaldı ki davamız para davası da değil. Biz sendikal ve sosyal haklar ile ücret dengesini sağlamak için greve çıktık. Mücadelemizde haklıyız. Eğer işveren haklı olduğunu düşünüyorsa niye sürekli yanlış açıklamalar yapıyor. İşçilerimizin evine niye kuryelerle mektuplar gönderiyor. Niye kamuoyunu ikna turlarına çıkıyor."
'Yanınızdayız'
Türk-İş ve Hak-İş'e bağlı sendikaların şube başkanları da yaptıkları konuşmalarda birlik ve dayanışmanın önemine dikkat çektiler. Taşeronlaştırmanın hızla arttığını ve yaygınlaştığını belirten sendikacılar, SASA grevinin de taşeronlaştırmaya karşı mücadele açısından önemli olduğunu söylediler. Sendika yöneticileri "Maddi ve manevi olarak işçilerimizle birlikte, SASA işçisinin yanında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz" dediler.
ÖNCEKİ HABER

OHAL aynı hal!

SONRAKİ HABER

Akrebin zehiri kendini vurunca

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...