16 Mayıs 2000 21:00
EBK satılıyor, hayvancılık ölüyor
EBK satılıyor, hayvancılık ölüyor
Hazırladıkları Et ve Balık Kurumu (EBK) raporunu basına açıklayan Hak-İş'e bağlı Öz Gıda-İş Genel Sekreteri Agâh Kafkas, tarım ve hayvancılığın yok olmakla karşı karşıya bulunduğuna dikkat çekerek, bu alanda somut, sonuç alıcı eylemler için harekete geçmek gerektiğini bildirdi.
12 kombinası 1995'te, 4 kombinası da 2000 yılı Şubat ayında satılan EBK'nın üretim dışı bırakıldığına dikkat çeken Kafkas, hayvancılığın tarımı ve ülke ekonomisini geliştiren, en düşük yatırımla en yüksek katma değer yaratan ve en düşük maliyetle istihdam olanağı sağlayan bir sektör olduğuna dikkat çekti. Kafkas, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde 180 milyon nüfusa et ihracatı yapabilecek en ekonomik ülkenin Türkiye olduğunu, bunun gerçekleşmesi durumunda Türkiye'nin tekstil gelirine yakın döviz girdisi olacağını kaydetti. Kendi kendine yeten ender ülkelerden biri iken, Türkiye'nin bu özelliğini yitirdiğini belirten Kafkas, dünya standartları altında et tüketir konuma getirilen Türkiye'de hayvan varlığının sürekli azalarak, dışa bağımlı hale getirildiğini, hayvancılığın sürekli geriye götürüldüğünü söyledi. SEK'lerin özelleştirilmesiyle devletin süt sektöründen tamamen çıktığını, bundan hem üreticinin hem de tüketicinin zarar gördüğünü kaydeden Kafkas, SEK'in özelleştirilmesinin "süt hayvancılığında işlenen cinayet" olduğunu söyledi. Süt hayvancılığının, hayvancılığın fabrikası olduğuna vurgu yapan Kafkas, özelleştirme nedeniyle damızlık hayvanların kesime gitmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Kâr edildi, zarar görünüyor!
EBK'nın müdahale alımlarıyla fiyat oluşturma, bu fiyat nedeniyle besicilerin hayvancılığı sürdürmesini sağlama, pazarda istikrar ve sağlıklı et üretimi gibi fonksiyonlarına dikkat çeken Kafkas, EBK'nın 1999'da 1,5 trilyon lira işletme kârı elde etmesine karşın yine aynı yıl 12 trilyon faaliyet zararı gözüktüğünü, bunun nedeninin dış krediler ve kur farkları olduğunu söyledi. EBK'ya Özelleştirme İdaresi'nden aktarıldığı söylenen 100 trilyon kaynağın sadece yüzde 30'unun EBK faaliyetleri için kullanıldığına, kalan yüzde 70'in ise borç ve faiz ödemeleri ile EBK'ya bağlanarak tasfiye edilen SEK ve YEM AŞ'ye aktarıldığına vurgu yapan Kafkas, "EBK ile hiçbir bağlantısı olmayan SEK ve Yem AŞ için yapılan ödemelerin EBK'na verilmiş gibi gösterilmesi, herhalde bir art niyetten kaynaklanmaktadır" dedi. Devletin, EBK kombinalarını satarak bu alandan çekilmesiyle birilerine pazar açıldığına vurgu yapan Kafkas, özelleştirme kapsamındaki Diyarbakır kombinasına, yerinin merkezi olması nedeniyle talibin çok olduğuna da dikkat çekti. Tarımda da aynı sorunun yaşandığı ve tarımın IMF politikaları doğrultusunda yok olmakla karşı karşıya kalması nedeniyle, tarım örgütlerinin "eylem" çağrısı yaptığının hatırlatılması üzerine Kafkas, tarım örgütlerinden gelen çağrıya kendilerinin de olumlu yanıt verdiklerini, tarım kredi birliklerinin bir facia ile karşı karşıya olduklarını, artık somut sorunlar üzerinden sonuç alıcı mücadele edilmesi gerektiğini söyledi. Kafkas, "Sosyal taraflar ne istediğini bilir ve mücadele ederse alır" dedi.
Hazırladıkları Et ve Balık Kurumu (EBK) raporunu basına açıklayan Hak-İş'e bağlı Öz Gıda-İş Genel Sekreteri Agâh Kafkas, tarım ve hayvancılığın yok olmakla karşı karşıya bulunduğuna dikkat çekerek, bu alanda somut, sonuç alıcı eylemler için harekete geçmek gerektiğini bildirdi.
12 kombinası 1995'te, 4 kombinası da 2000 yılı Şubat ayında satılan EBK'nın üretim dışı bırakıldığına dikkat çeken Kafkas, hayvancılığın tarımı ve ülke ekonomisini geliştiren, en düşük yatırımla en yüksek katma değer yaratan ve en düşük maliyetle istihdam olanağı sağlayan bir sektör olduğuna dikkat çekti. Kafkas, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde 180 milyon nüfusa et ihracatı yapabilecek en ekonomik ülkenin Türkiye olduğunu, bunun gerçekleşmesi durumunda Türkiye'nin tekstil gelirine yakın döviz girdisi olacağını kaydetti. Kendi kendine yeten ender ülkelerden biri iken, Türkiye'nin bu özelliğini yitirdiğini belirten Kafkas, dünya standartları altında et tüketir konuma getirilen Türkiye'de hayvan varlığının sürekli azalarak, dışa bağımlı hale getirildiğini, hayvancılığın sürekli geriye götürüldüğünü söyledi. SEK'lerin özelleştirilmesiyle devletin süt sektöründen tamamen çıktığını, bundan hem üreticinin hem de tüketicinin zarar gördüğünü kaydeden Kafkas, SEK'in özelleştirilmesinin "süt hayvancılığında işlenen cinayet" olduğunu söyledi. Süt hayvancılığının, hayvancılığın fabrikası olduğuna vurgu yapan Kafkas, özelleştirme nedeniyle damızlık hayvanların kesime gitmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Kâr edildi, zarar görünüyor!
EBK'nın müdahale alımlarıyla fiyat oluşturma, bu fiyat nedeniyle besicilerin hayvancılığı sürdürmesini sağlama, pazarda istikrar ve sağlıklı et üretimi gibi fonksiyonlarına dikkat çeken Kafkas, EBK'nın 1999'da 1,5 trilyon lira işletme kârı elde etmesine karşın yine aynı yıl 12 trilyon faaliyet zararı gözüktüğünü, bunun nedeninin dış krediler ve kur farkları olduğunu söyledi. EBK'ya Özelleştirme İdaresi'nden aktarıldığı söylenen 100 trilyon kaynağın sadece yüzde 30'unun EBK faaliyetleri için kullanıldığına, kalan yüzde 70'in ise borç ve faiz ödemeleri ile EBK'ya bağlanarak tasfiye edilen SEK ve YEM AŞ'ye aktarıldığına vurgu yapan Kafkas, "EBK ile hiçbir bağlantısı olmayan SEK ve Yem AŞ için yapılan ödemelerin EBK'na verilmiş gibi gösterilmesi, herhalde bir art niyetten kaynaklanmaktadır" dedi. Devletin, EBK kombinalarını satarak bu alandan çekilmesiyle birilerine pazar açıldığına vurgu yapan Kafkas, özelleştirme kapsamındaki Diyarbakır kombinasına, yerinin merkezi olması nedeniyle talibin çok olduğuna da dikkat çekti. Tarımda da aynı sorunun yaşandığı ve tarımın IMF politikaları doğrultusunda yok olmakla karşı karşıya kalması nedeniyle, tarım örgütlerinin "eylem" çağrısı yaptığının hatırlatılması üzerine Kafkas, tarım örgütlerinden gelen çağrıya kendilerinin de olumlu yanıt verdiklerini, tarım kredi birliklerinin bir facia ile karşı karşıya olduklarını, artık somut sorunlar üzerinden sonuç alıcı mücadele edilmesi gerektiğini söyledi. Kafkas, "Sosyal taraflar ne istediğini bilir ve mücadele ederse alır" dedi.
Evrensel'i Takip Et