07 Mayıs 2000 21:00

7 yıl boyunca saklandı mı?

Uğur Mumcu cinayetinde rol aldığı iddia edilenlerin, polisin Hizbullah arşivi üzerinde iz sürmesiyle ortaya çıktığı haberi, "Peki devletin bu kadar yakından tanıdığı bir örgütün mensupları yedi yıldır neden yakalanamadı?" sorusunu gündeme getirdi.

Paylaş
7 yıl boyunca saklandı mı?
24 Ocak 1993 Pazar günü Ankara Karlı Sokak'taki evinin önünde arabasına konulan bombanın patlaması sonucu yaşamını yitiren Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Uğur Mumcu'nun, katillerinin aralarında bulunduğu belirtilen 7 Hizbullahçının, ancak 7 yıl sonra ortaya çıkarılması bir dizi soruyu da gündeme getirdi. Polisin üzerinde iz sürerek ulaştığı Hizbullah arşivleri için "Bunlar daha önce devletin elinde yok muydu?" sorusu gündeme gelirken, "Peki neden şimdi?" sorusunun yanıtı olarak iki önemli etken öne çıkıyor: "PKK'nin silah bırakmasıyla bu örgüte artık ihtiyaç kalmaması" ve "MGK'nın konsept değişikliğine giderek irticayı birincil tehdit olarak belirlemesi"
İçişleri eski Bakanı İsmet Sezgin, OHAL eski Valisi Ünal Erkan, Jandarma eski Genel Komutanı Teoman Koman gibi birçok üst düzey devlet yetkilisinin "PKK ile savaşan" örgüt olarak tanımladıkları dönemde ortaya çıkmayan, çıkarılmayan Uğur Mumcu zanlısı "Selam Grubu"ndan oldukları öne sürülen Hizbullah mensupları, 7 yıl sonra devletin düğmeye basarak Beykoz'dan başlattığı Hizbullah operasyonu kapsamında ortaya çıkarıldı.
Daha önce engellenmişti
Uğur Mumcu cinayetiyle ilgili olarak bugüne kadar yürütülen tüm çalışmalarda üst düzey devlet makamlarının ciddi engelleriyle karşılaşılmıştı.
Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonuna bilgi veren Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu Başkanı Sadık Avundukoğlu, "19. dönemde Faili Meçhul Cinayetler Komisyonu'nda bu konuyu da incelediklerini, komisyonun kurulmasına Uğur Mumcu cinayetinin sebep olduğunu, Uğur Mumcu cinayetinde engellendiklerini, en önemli engellemenin Ankara DGM Savcısı Nusret Demiral ile Ülkü Coşkun'un oluşturduğunu, ayrıca Emniyet'ten ve İçişleri Bakanlığı'ndan gerekli ilgi ve desteği görmediklerini" belirtmişti.
Eyüp Aşık: Devletin adamları önünü kesiyor
ANAP Trabzon Milletvekili Eyüp Aşık'ın 29.01.1997 tarihli Susurluk davası duruşmasında söylediği ve Susurluk Belgeleri İfade Tutanakları birinci cildinin 591'inci sayfasında yer alan ifadeleri Mumcu cinayetinin bizzat devlet tarafından gizlendiğini gözler önüne seriyor: "Uğur Mumcu cinayetini biz çözdük dedik. Ama ne zaman elimizi uzattıysak elimizi geri ittiler ve kanaatimiz devletin bazı makamları bu işi biliyor diye televizyondan Türk milletine 1 sene 1,5 sene evvel bunu açıklamıştık, açıklamak zorunda kalmıştık. Yani biz bu işlerle uğraştık, uğraştık cinayeti iki sefer çözecek olduk; ama işte, ya DGM Başsavcısı bu işle uğraşmayın dedi, ya bilmem emniyetteki adam bizim soruşturmaya çağırdığımız adamı kalktı götürdü... Yani neticede anladık ki devletin bazı adamları bu işin önünü kesiyor dedik ve çıktık bunun açıkladık.
Ağar: Tuğlalar devrilir, altında kalırız
Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu da, Mumcu suikasti ile kontrgerilla arasındaki bağlantıyı komisyona anlatıyordu. Raporda bu bölüme ilişkin şöyle deniyordu: "Güldal Mumcu, tutanaklardaki tahrifat olayında Mehmet Ağar ile ayrıca görüşme talep ettiğini, konuştuklarını, tutanaklardaki tahrifatı kabul ettiğini, bu sebeple bu yolsuzlukları yapanların yakalanmasını, tuğlaların çekilmesini istediğini, 'Ağar'ın bunu yapamayacağını' söylemesi üzerine, 'bu tuğlalar devrilirse kendilerinin de altında kalacağını' söylediğini, bunun da mümkün olmadığını, bu işin arkasında bulunanları çıkarmalarını Ağar'dan istediğini, Ağar'ın ise 'bunu yapamayacağını' söylemesi üzerine Savcı Ülkü Coşkun'un 'Bu işi devlet yapmıştır' sözünü Ağar'a aktardığını, buna da 'Bunlar da pek sersem oluyorlar' diyerek cevap verdiğini..."
Failleri meçhul değildi!
Güldal Mumcu, düşüncelerini MİT Müsteşarı Sönmez Köksal'a da anlattığını komisyona aktarıyor, Köksal'ın da, bu konuda MİT'in bir ilişkisi olmadığını, polis için ise bir şey söylemeyeceğini belirttiğini söylüyordu. Güldal Mumcu, Köksal'ın görüşmede, faili meçhul tek cinayetin Uğur Mumcu suikasti olmadığını, Batman'da bir sürü faili meçhul yaşandığını, aslında bu bilinen cinayetlerin faillerini bildikleri için faili meçhul cinayet olmadığını, bilinenlerin faili meçhul olmadığını söylediğini ve "Bizim görevimiz sadece rapor etmektir" dediğini aktarıyordu.
Hizbullah biliniyordu
Oysa, Hizbullah'ın devlet ile ilişkisi gözler önündeydi. TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu'nu, TBMM Başkanlığı'na sunduğu raporda, Hizbullah kamplarının varlığı ve burada gördükleri silahlı eğitimde ordudan aldıkları yardımı açıkça ortaya koymuştu. Raporda, Batman Emniyet Müdürü Öztürk Şimşek, şöyle diyordu: "Ne yazık ki, Hizbullah Örgütü mensupları bir dönem askerlerden yardım gördüler. Buradaki bazı askeri birliklerde silahlı eğitim yaptılar, lojistik destek gördüler. Bir ihbar aldık bu konuda. Araştırdık, malesef doğru çıktı. Hizbullahçılar belli bir dönem ordudan yardım görmüşler."
JİTEM'in kurucularından olan Jandarma Genel Komutanı ve MİT eski Müsteşarı Teoman Koman da, o tarihlerde, "Güneydoğu'daki Hizbullah'ın dindar vatandaşların kendini PKK'den korumak için kurduğu bir düzen olduğunu" söylemişti. Hizbullah'a yönelik olarak başlatılan Beykoz operasyonunun ardından gazetecilerin bu sözü kendisine hatırlatması üzerine ise Koman, "Ben deli miyim?" diyerek, sözlerini yalanlamıştı.
Polat'ı da, yakalayıp bıraktılar
Daha sonra, Mumcu cinayetinin zanlısı olarak aranan "İslami Hareket Örgütü" yöneticisi Şefik Polat, bir ihbar üzerine Ankara'da yakalandı. Ancak polis, "Aranmıyor ve bir şüphe görmedik" diyerek, Polat'ı serbest bıraktı. Üstelik, Polat'ın arananlar listesinde olmasına rağmen... Ayrıca Polat'ın Batman'daki evinde, Batman İHD yöneticisi Sıddık Tan üç kişi tarafından öldürülmüştü. Polat, 'ideolojik amaçla adam öldürme suçuna iştirak etmekten' idamla yargılanmıştı. Ama Batman'daki birçok Hizbullah cinayetinde olduğu gibi bu davada da Diyarbakır DGM Polat'ı beraat ettirmişti.
ÖNCEKİ HABER

Bir sosyalist nefer: Zihni Anadol

SONRAKİ HABER

Bir ihanet kararı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...