06 Mayıs 2000 21:00

Denizlere coşkulu anma

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan; idamlarının 28'inci yılında Karşıyaka Mezarlığı'nda 1500 kişinin katıldığı bir etkinlikle anıldı.

Paylaş
Denizlere coşkulu anma
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan; idamlarının 28'inci yılı olan dün Karşıyaka Mezarlığı'nda mezarları başında, kapitalizme, emperyalizme duyulan öfkeyle anıldılar. Denizlerin mezarına yüzlerce karanfil yağarken, bir yandan da öfkeli sloganlarla mücadele kararlılığı dile getirildi.
Ankara'da bir araya gelen partiler ile kitle ve meslek örgütleri tarafından organize edilen anma için saat 12.00'den itibaren mezarlıkta toplanılmaya başlandı. "Kahrolsun emperyalizm, yaşasın bağımsız demokratik Türkiye" ve Deniz'in son sözlerinin yazılı olduğu pankartlarla kortej oluşturan Emeğin Partisi, girişten Denizlerin mezarına kadar "Yaşasın devrim ve sosyalizm", "Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm", "Yusuf, İnan, Deniz, sürüyor, sürecek mücadelemiz", "Faşizme ölüm halka hürriyet" sloganlarıyla yürüdü. Anmada, Denizlerin idamına duyulan öfke kapitalizm, emperyalizm karşıtı sloganlara yansıdı.
68'liler Birliği Vakfı, Hacı Bektaş-ı Veli Kültür Derneği, CHP Ankara İl Örgütü kendi pankartlarını açarken, "Faşizme karşı omuz omuza" pankartıyla ÖDP, "Kahrolsun emperyalizm" pankartıyla İP, "Faşizme geçit yok" pankartıyla SİP anmaya kitlesel olarak katıldı.
Mezarlık kapısından mezar başına kadar yapılan yürüyüş ve saygı duruşunun ardından 41 örgüt adına ortak açıklamayı 68'liler Birliği Başkanı Haşmet Atahan yaptı. 68 hareketi içinde yetişerek ona önderlik etmiş üç devrimci, üç yiğit gencin ölümleriyle halka adanmışlığın, devrim ve sosyalizme bağlılığın sembolü olduklarını belirten Atahan, "Halkımız, ülkesinin bağımsızlığı ve halkının mutluluğu için, demokrasi ve sosyalizm için, hiçbir çıkar gözetmeden, boyun eğmeden, taviz vermeden mücadele eden; son sözlerinde bile Türk ve Kürt halkının kardeşliğini, ülkesinin bağımsızlığını, emekçi halkının haklarını ve sosyalizme inançlarını haykırarak, ölüme meydan okuyan gençlerini bağrına basıyor ve onları yüceltiyor" dedi.
Denizlerin avukatı Halit Çelenk de, yaptığı konuşmada, Denizlerin yiğitliklerine, inanmışlıklarına, kararlılıklarına ve kendilerini idam eden egemenler önünde dimdik duruşlarına vurgu yaptı. Denizlerin idam sehpasına bir şenliğe gider gibi, ölüme 'hoş geldin sefa geldin' der gibi ağır ağır gittiklerini yüzlerinde korkuyu bekleyenlerin yanıldıklarını anladıklarını kaydeden Çelenk, "Cuntanın yüzlerce resmi elbiseli görevlisi, Ali Elverdi, savcılar, hakimler, hükümet tabipleri ve cellatlar, üç fidanın yüz ve gözlerinde korku ararken, yanıldıklarını hemen anlıyorlar. Karşılarında dimdik bakışlar, mangal gibi yürekler, sehpa altında davalarını savunan yiğit insanlar görüyorlar" dedi.
Emeğin Partisi Genel Başkan Yardımcısı Haydar Kaya da, Denizlerin '68'lerde başlattıkları "Bağımsız, demokratik Türkiye ve sosyalizm" mücadelesini kararlı bir şekilde sürdürdüklerini göstermek için burada olduklarını söyledi. Kaya, saldırıların artarak sürdüğünü, ülkenin IMF ve Dünya Bankası gözetiminde kriz merkezleri ile yeni konseptlerle yönetilmeye çalışıldığını anlattı. Uluslararası tekellerin ve yerli işbirlikçilerin, MAI, MIGA, tahkim gibi anlaşmalarına vurgu yapan, emperyalistlerin birliği olan AB'nin ülkeye demokrasi getirecekmiş gibi gösterildiğinden söz eden Kaya, işçilerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların, köylünün "Bağımsız, demokratik Türkiye" mücadelesinin sürdüğünü söyledi.
SİP, İP ve CHP, HADEP adına da konuşmaların ardından, sloganlar atılarak, Ulaş Bardakçı, Mahir Çayan ve Sivas şehitlerinin mezarları ziyaret edilip, çiçekler bırakıldı. Sivas Şehitlerini mezarı başında konuşan PSAKD MYK Üyesi Müslüm Doğan, Denizlere sosyalizm mücadelesinin süreceği sözü verdiklerini, aynı sözü Sivas şehitlerine de verdiklerini söyledi.
Her yerde anıldılar
Çeşitli illerde düzenlenen etkinliklerle Deniz Gezmiş ve arkadaşları anıldı. Kocaeli Emeğin Partisi tarafından Eğitim-Sen Konferans Salonu'nda yapılan etkinlikte, Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan, Hüseyin İnan'ın yürüttükleri antiemperyalist mücadeleye dikkat çekilerek, IMF ve Dünya Bankası direktifleriyle, işçi ve emekçilere yönelik emperyalist saldırılar karşısında Denizlerin ruhunun yaşatılması gerektiği vurgulandı. CHP Erzincan İl Gençlik Komisyonu ise, il binasında düzenlediği bir etkinlikle Denizleri anarken, anma programının bitişinde yapılan açıklamada, "Denizlerin şahsında yargılanan halktır. Artık gün halkın günüdür. Daha önce düşünceleri yargılayanlar artık sanık sandalyelerine oturtulup yargılanmalıdır" denildi. EMEP Balıkesir İl Örgütü'nde düzenlenen anmaya 50 kişi katılırken, EMEP İskenderun İl Örgütü tarafından yapılan etkinliğe çok sayıda genç katıldı.
'Çözümsüzlüğe gittiler'
HADEP Antakya Merkez İlçe Gençlik Komisyonu da dün bir yazılı açıklama yaparak, idam edilen gençlik önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ı andı. Gençlik kolları adına açıklama yapan Ahmet Vefa, 12 Mart darbecilerinin, Türkiye halklarına ve emekçilerine bağımsızlık, özgürlük ve demokrasi istemleriyle yola çıkan Denizleri, asmakla çözümsüzlük yoluna girdiğini belirtti. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Yakuplu'da su soygunu
Muzaffer Özkurt
İstanbul'un Yakuplu beldesi halkı bugünlerde "su faturası şoku" yaşıyor. Büyük çoğunluğu asgari ücretle yaşamını sürdürmeye çalışan belde halkı, 80 ile 300 milyon lira arasında değişen faturaları nasıl ödeyeceklerinin hesabını yapıyorlar.
1994'te belediye oldu
1994 yılında belediyelik olan Büyükçekmece ilçesinin Yakuplu beldesinde, bir ay öncesine kadar İstanbul'un su şebekesiyle bağlantı olmadığı için su ihtiyacı, belediyenin sağladığı tankerlerle gideriliyordu. İki dönemdir belediye başkanlığı görevini sürdüren ANAP'lı Cemal Kahraman da, belediye eliyle dağıtılan su için hiçbir ücret talep etmeyeceklerini belirterek, seçim propagandasını "su" üzerine kuruyordu.
1994'deki seçimlerden sonra evlere su saati taktıran Kahraman, seçim dönemlerinde suyun İSKİ'ye bağlanacağı ve bu döneme kadar dağıtılan suyun parasının halktan alınmayacağı sözünü vermişti. Şimdi ise belediye 80-300 milyon lirayı bulan fatura bedelini halktan istiyor.
Su parası toplanmayacaktı!
Hüseyin Ercan Yakuplu Belediyesi'ne bağlı Yakuplu köyünde oturuyor ve üniversite öğrencisi. ANAP'lı Belediye Başkanı Cemal Kahraman'ın 1994 yılında işbaşına geldiğini ve bu dönemde Yakuplu'nun belde olduğunu söylüyor. Yakuplu'nun belde olmasından bu yana iki seçim dönemi geçtiğini belirten Ercan, seçim dönemleri boyunca Kahraman'ın yaptığı toplantılarda halktan su parası almayacağını belirttiğine dikkat çekiyor. Belediyenin dağıttığı suyun kimsenin işini görmediğini belirten Ercan şöyle devam ediyor: "İnsanlar kendileri tanker getirtip depolarını dolduruyordu. Çoğu kimse ise çeşmelerden su taşıyarak işini görmeye çalıştı."
Belediye başkanının verdiği sözü tutmasını isteyen Ercan, fatura olayının altından başka işler çıkabileceğini söylüyor.
Su sıkıntısı yaşanıyordu...
Aynı sorun, Yakuplu Belediyesi'ne bağlı Haramidere'de de yaşanıyor. Haramidere'de kahvecilik yapan Ramazan Algül, Yakuplu'ya 1987 senesinde geldiklerini anlatıyor. "Buralara taşındığımızda her taraf toprak ve çamurdu" diyen Algül, 1994 yılında belediye kurulduğunu hatırlatıyor. "Su sorunumuz vardı. Sular akmıyordu. Daha doğrusu İSKİ'ye bağlı değildik" diyen Algül, bunun üzerine kendi binalarında 20 tonluk bir su deposu yaptıklarını dile getiriyor.
Depoyu biz doldurduk
Bu depoyu hafta da bir iki kez doldurduklarını ifade eden Algül, "Depoyu biz dolduruyorduk. Ancak su parası toplarken itiraz oldu. 'Biz az kişiyiz' diyenler vardı. Bunun üzerine herkese saat taktık. Saat üzerinden para topladık" diyor. 1997'den sonra ise belediyenin tankerle su taşımaya başladığına dikkat çeken Algül, şöyle devam ediyor: "Ancak su düzensiz geliyordu. Bir ay gelmiyordu, 15 gün geliyordu. Biz arada kendimiz de su alıyorduk. Belediye yönetimi, evlere dağıtılan su için para toplanmayacağını söylüyordu. Ancak şimdi, su saatlerinde yazan rakamlar üzerinden para istiyorlar. Bu kadar yüklü faturaları kimse ödeyemez."
Kendi evine 85 milyon lira fatura geldiğini ifade eden Algül, "İşlettiğim kahveye de 110 milyon lira fatura yollamışlar. Buna itiraz ettim. Suyun parasını zaten biz vermiştik. Belediye doğru düzgün su getirmedi. Getirdiklerinde de para almayacaklarını söylediler" diyerek, tepkisini dile getiriyor.
ÖNCEKİ HABER

Deprem bölgesinde çifte standart

SONRAKİ HABER

Auschwitz'te bir kadın ressam

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...