04 Mayıs 2000 21:00
EBK kurtlar sofrasında
Diyarbakır, Fatsa ve Kayseri EBK kombinalarının ihaleye çıkarılmasının ardından, sıra şimdi de Ankara'nın Sincan ilçesindeki tesislere geldi.
EBK kurtlar sofrasında
Tacim Coşgun - Yakup Aslandoğan
Özellikle şehir merkezlerindeki geniş arazileri birkaç arsa süpekülatörü ile rantiyeciye verilen ve 1992 yılından bu yana 16 kombinası satılan Et Balık Kurumu (EBK), sistemli bir şekilde yok edilmeye çalışılıyor. Son olarak Diyarbakır, Fatsa ve Kayseri kombinalarının ihaleye çıkarılmasının ardından artık gözler kalan işyerlerinde.
Sincan EBK çalışanları da siyasilerin vermiş olduğu sözlere rağmen geleceklerinden kaygılı. Sincan ilçe merkezinde geniş bir arazi üzerine kurulu EBK Sincan'da şu anda sadece Tavuk Kombinası üretim yapıyor. Ortalama 250-300 milyon lira maaş alan 700 çalışanın 550'si işçi. Tavuk Kombinası'nda örgütlü olan Hak-İş'e bağlı Öz Gıda-İş Sendikası, özelleştirme tartışmaları ile birlikte üretimin yarıdan fazla düştüğüne dikkat çekerek, bu kombinanın da satılması durumunda Türkiye'nin bu alandaki lokomotifinin yok edileceğini söyledi.
Özelleştirme işsizlik getiriyor
Öz Gıda-İş Sendikası Ankara Şube Mali Sekreteri Yusuf Algan, şimdiye kadarki özelleştirmelerin amacının işçiyi işsiz bırakmak olduğunu kaydederek, kapanan dört kombinadan atılan 285 işçinin bu açıdan örnek teşkil ettiğini söyledi. Bu kurumlardan atılan işçilerin önce başka yerlere nakledildiğini, ardından da atıldığını hatırlatan Algan, "Bir yandan işçi çıkarırken öte yandan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı izni ile 18 taşeron işçiyi daimi işçi yaptılar. Bir yandan işçi fazla deniliyor, bir yandan kendi adamlarını işe alıyorlar. Anlam vermek mümkün değil" dedi.1992 yılında ilk özelleştirmelerin gündeme gelmesi ile birlikte üretimin yarıdan fazla düştüğü Et Balık Kurumu'nda, buna paralel olarak besi üretim çiftlik sayısı da 80'den 16'ya düşmüş. Ayrıca kesim kombinası olmadığı için kesim için gelenler, en yakın Konya ya da Kayseri'ye gönderiliyor. "Özelleştirme gündeme gelmeden önce '92'lerde gece yarısına kadar çalışır yine de yetişemezdik, devlet çalışma saatlerinde bize borçlu kalırdı" diyen Algan, bugün ancak saat 07.00 ile 17.00 arası çalıştıklarını belirtiyor.
Araziler peşkeş çekildi
Özelleştirmelerdeki asıl amacın ne olduğunu şu anda Koç tarafından alınan ve Migros alışveriş merkezi yapılan eski EBK'nın arazisinin satışında öğrendiklerini anlatan İşyeri Baştemsilcisi Ünal Göktürk, burayı önce sendikaya vermeyi düşündüklerini, ancak rantçıların araya girmesi ile birlikte 4.5 trilyon liralık arazinin 1.5 trilyon liraya peşkeş çekildiğine dikkat çekti. Göktürk, bugün ise özellikle geniş arasizi ile dikkat çeken Diyarbakır Kombinası'nın Asil Çelik adlı bir şirkete değerinin altında satılmasının gündemde olduğunu söyledi.
Et ve Balık Kurumu'nun hayvancılığın sigortası olduğunu vurgulayan Taşımacılık İşyeri Temsilcisi Murat Bişkin ise, "Devletin bu alanda kalkındırma, üretim politikası eskiden vardı. Şu anda bu yok. Askeriyeye, devlet dairelerine, özel şirketlere eti biz gönderiyoruz, yani burası lokomotif. Eğer Sincan da özelleştirilirse Türkiye'nin bu alandaki lokomotifi olmayacak" dedi. Sorunun ilk mağdurlarının işçiler olduğunu, sendikanın da işçilerin çoluğuna çocuğuna borcu olduğunu kaydeden Bişkin, "Özelleştirmeden gelecek her türlü zarara karşıyız ve tepkimiz büyük olacak. Biz eylem mucidiyiz, yarın ne yapacağımızı kimse tahmin edemez" diye konuştu.
Tacim Coşgun - Yakup Aslandoğan
Özellikle şehir merkezlerindeki geniş arazileri birkaç arsa süpekülatörü ile rantiyeciye verilen ve 1992 yılından bu yana 16 kombinası satılan Et Balık Kurumu (EBK), sistemli bir şekilde yok edilmeye çalışılıyor. Son olarak Diyarbakır, Fatsa ve Kayseri kombinalarının ihaleye çıkarılmasının ardından artık gözler kalan işyerlerinde.
Sincan EBK çalışanları da siyasilerin vermiş olduğu sözlere rağmen geleceklerinden kaygılı. Sincan ilçe merkezinde geniş bir arazi üzerine kurulu EBK Sincan'da şu anda sadece Tavuk Kombinası üretim yapıyor. Ortalama 250-300 milyon lira maaş alan 700 çalışanın 550'si işçi. Tavuk Kombinası'nda örgütlü olan Hak-İş'e bağlı Öz Gıda-İş Sendikası, özelleştirme tartışmaları ile birlikte üretimin yarıdan fazla düştüğüne dikkat çekerek, bu kombinanın da satılması durumunda Türkiye'nin bu alandaki lokomotifinin yok edileceğini söyledi.
Özelleştirme işsizlik getiriyor
Öz Gıda-İş Sendikası Ankara Şube Mali Sekreteri Yusuf Algan, şimdiye kadarki özelleştirmelerin amacının işçiyi işsiz bırakmak olduğunu kaydederek, kapanan dört kombinadan atılan 285 işçinin bu açıdan örnek teşkil ettiğini söyledi. Bu kurumlardan atılan işçilerin önce başka yerlere nakledildiğini, ardından da atıldığını hatırlatan Algan, "Bir yandan işçi çıkarırken öte yandan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı izni ile 18 taşeron işçiyi daimi işçi yaptılar. Bir yandan işçi fazla deniliyor, bir yandan kendi adamlarını işe alıyorlar. Anlam vermek mümkün değil" dedi.1992 yılında ilk özelleştirmelerin gündeme gelmesi ile birlikte üretimin yarıdan fazla düştüğü Et Balık Kurumu'nda, buna paralel olarak besi üretim çiftlik sayısı da 80'den 16'ya düşmüş. Ayrıca kesim kombinası olmadığı için kesim için gelenler, en yakın Konya ya da Kayseri'ye gönderiliyor. "Özelleştirme gündeme gelmeden önce '92'lerde gece yarısına kadar çalışır yine de yetişemezdik, devlet çalışma saatlerinde bize borçlu kalırdı" diyen Algan, bugün ancak saat 07.00 ile 17.00 arası çalıştıklarını belirtiyor.
Araziler peşkeş çekildi
Özelleştirmelerdeki asıl amacın ne olduğunu şu anda Koç tarafından alınan ve Migros alışveriş merkezi yapılan eski EBK'nın arazisinin satışında öğrendiklerini anlatan İşyeri Baştemsilcisi Ünal Göktürk, burayı önce sendikaya vermeyi düşündüklerini, ancak rantçıların araya girmesi ile birlikte 4.5 trilyon liralık arazinin 1.5 trilyon liraya peşkeş çekildiğine dikkat çekti. Göktürk, bugün ise özellikle geniş arasizi ile dikkat çeken Diyarbakır Kombinası'nın Asil Çelik adlı bir şirkete değerinin altında satılmasının gündemde olduğunu söyledi.
Et ve Balık Kurumu'nun hayvancılığın sigortası olduğunu vurgulayan Taşımacılık İşyeri Temsilcisi Murat Bişkin ise, "Devletin bu alanda kalkındırma, üretim politikası eskiden vardı. Şu anda bu yok. Askeriyeye, devlet dairelerine, özel şirketlere eti biz gönderiyoruz, yani burası lokomotif. Eğer Sincan da özelleştirilirse Türkiye'nin bu alandaki lokomotifi olmayacak" dedi. Sorunun ilk mağdurlarının işçiler olduğunu, sendikanın da işçilerin çoluğuna çocuğuna borcu olduğunu kaydeden Bişkin, "Özelleştirmeden gelecek her türlü zarara karşıyız ve tepkimiz büyük olacak. Biz eylem mucidiyiz, yarın ne yapacağımızı kimse tahmin edemez" diye konuştu.
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
