27 Nisan 2000 21:00

Fransa'da grev ve direnişlerle

Geçtiğimiz yıl 1 Mayıs'ta alanlara 35 saatlik çalışma haftası talebiyle çıkan Fransalı emekçiler, bu yıl uygulamaya konulan yasa sayesinde dayatılan esnek çalışmaya karşı çıkıyor.

Paylaş
Fransa'da grev ve direnişlerle
Yıldız Eren
Fransa'da yaklaşık üç yıldır hükümette kalan sosyal demokrat koalisyon, artan hoşnutsuzluğun önünü almak için 29 Mart'ta yönetimde önemli degişikliğe gitmek zorunda kaldı. Ağırlığını Sosyalist Parti'nin oluşturduğu Komünist ve Yeşiller'den oluşan çoğulcu hükümette en çok tepki toplayan bakanlıklar olan eğitim ve maliye bakanlıklarına gelen isimler, şimdilik sessizce olup bitenleri izliyor. Sağlık, eğitim ve vergi dairesi çalışanlarının aylarca süren grevler sonucunda söz konusu bakanlıkların 'reform' paketleri askıya alınmış durumda.
Son beş yılın en güçlü grevlerini gerçekleştiren 800 bin eğitim emekçisinin eylemleri ise Başbakan Lionel Jospin'in 'sağ kolu' olarak bilinen Eğitim Bakanı Claude Allegre'nin devredışı bırakılmasına yol açtı.
Grev ve direnişlerle
Fransız işçi ve halk hareketi son dönemde daha çok farklı sektörlerde yaşanan sorunlar ve sendika bürokrasisinin ihanetiyle boğuştu. Haftalık çalışma süresini 35 saate indiren yasa, Şubat 2000'de resmen uygulamaya sokuldu. Bu yeni uygulamanın kazanılmış hakları ortadan kaldıran ve esnek çalışmayı dayatan bir sisteme dönüşmemesi için, sendika genel merkezlerinin onayı dışında başlayan grevler, birtakım taleplerin kabul ettirilmesini sağladı.
Haberleşme ve ulaşım sektöründe yaklaşık bir ay boyunca, belli aralıklarla süren grevler de, tüm tehdit ve baskılara karşın başarılı oldu. Posta hizmetlerine yeni elemanlar alındı ve yıllık izin hakları kabul edildi.
Geçtiğimiz günlerde, havayolları çalışanlarının 35 saat uygulamasının kazanımları tehdit eden bir sisteme dönüşmemesi için başlattıkları grev sürerken, patron sendikasının basında yayınlanan tehditkâr demeçleri, yeni saldırıların kapıda olduğunun bir göstergesi olarak değerlendirildi.
1 Mayıs'a girerken yeni hak gaspları da gündemde. Geçen yıl 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramının en önemli talebi haftalık çalışma süresinin 35 saate indirilmesiydi. Bu yıl işçi ve emekçiler yasasının, sermayenin yararına bir uygulamaya dönüştürmesine karşı mücadele ediyorlar. Patronlar, yapılan yasal düzenlemede esnek bırakılan bir dizi madde sayesinde kuralsızlığı dayatan ve iş sözleşmesini devre dışı bırakan bir sistemi yerleştirmek istiyorlar. Başta başkent Paris olmak üzere, ülkenin birçok kentinde oluşturulan ortak 1 Mayıs platformunda yer alan CGT, CFDT, FSU ve UNSA sendika konfederasyonları "İş, onur, insan hakları ve barış' sloganıyla miting ve gösterilere hazırlanıyor.
Emeklilik hakkı
Bütün Avrupa Birliği ülkelerinde gündemde olan emeklilik yaşının yükseltilmesi ve primlerinin artırılması projeleri, geçmişte sağ hükümet döneminde gündeme geldiğinde yoğun protestolara yol açmıştı. Şimdi bu yönlü hazırlıkları altan alta sürdüren Jospin hükümeti, çalışma ve sosyal güvenlik uzmanlarına hazırlattığı raporlarla adeta 'ortamı yokluyor'. "Emeklilik hakkıma dokunma" ve "Mezarda emekliliğe hayır", bu 1 Mayıs'ın diğer önemli sloganları olacak.
İki yıl önce gerçekleştirdikleri eylemlerle, sorunlarını günlerce gündemde tutan işsizler de "bedavadan geçinenler" aşağılamasına karşı çıkarak alanlardaki yerlerini alacaklar. Işsizlik parasının uzun süreli olarak verilmemesi ve önerilen işi kabul etmeyenlerin parasının kesilmesi tehdidinde bulunan MEDEF yetkililerine ve hükümete öfke dolu olan işsizler "İş ve onur" sloganlarıyla 1 Mayıs'ta işçi ve kamu çalışanlarının yanında olacaklar.
Sosyal alanlara harcanması gereken 50 milyar franklık bütçe fazlasının, yapılan kesintilerden olduğunu ortaya koyan işsizlikle mücadele örgütleri, "İşsizliği ve sefaleti yaratanlar, sanki sorumlusu kendileri değilmiş gibi bu kesimleri suçlamaya kalkışıyor" diyerek tepkilerini dile getiriyor.
Irkçılığa karşı dayanışma
Tüm Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Fransa'da da, mevcut toplumsal sorunların kaynağının bilincinde olmayan kitlelerin ırkçı partilerin politikalarının etkisinden kurtulması için, en başta işyerlerinde ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı mücadelenin sendikaların başlıca görevlerinden biri olduğu, bu yıl özellikle öne çıkıyor. Bir tarafta sınırların ortadan kalktığı bir AB yalanı, diğer tarafta ise, yoksulların ve yabancıların varoşlarda yığılması gerçekliği duruyor. Işte bu nedenle, Fransa'daki 1 Mayıs eylemlerinin ana temalarından birini de ırkçılığa ve dıştalanmışlığa karşı işçilerin birliği ve dayanışması oluşturuyor.
ÖNCEKİ HABER

Esnafı kovuyorlar!

SONRAKİ HABER

İran'da öğrenci gösterileri sürüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...