19 Nisan 2000 21:00

Bursa E Tipi'nde tutuklular hücrede

Bursa Cezaevi'nde idarenin provokasyonları sonucu artan gerginlik, siyasi tutukların hücreye atılmasıyla sonuçlandı. Sağmalcılar ve Diyarbakır cezaevlerinde siyasi tutukluların başlattığı dönüşümlü açlık grevi de sürüyor.

Paylaş
Bursa E Tipi'nde tutuklular hücrede
Bursa E Tipi Kapalı Cezaevi'nde, tutukluların hücrelere atıldığı bildirildi. Önceki gün cezaevine görüşe giden tutuklu yakınları, gazetemize yaptıkları açıklamada, E tipi cezaevinde genelde adli tutukluların kaldığını, B-9 koğuşunda ise çeşitli örgüt davalarından tutuklanan bağımsız siyasi tutukluların bulunduğunu belirttiler. Siyasi tutukluların gardiyanların keyfi dayatmalarıyla karşı karşıya olduklarını dile getiren aileler, tutukluların bugüne kadarki çabalarından bir sonuç alamadıklarını söylediler.
Aileler, tutukluların kendilerine yönelik baskıların kaldırılması talebiyle çeşitli eylemler düzenlediklerini, idare ve savcıyla görüşmeye çalıştıklarını hatırlatarak, önceki gün ilk önce iki tutuklunun hücreye atılmak istendiğini aktardılar. Diğer tutukluların buna karşı çıkması üzerine ortamın gerginleştiğini ifade eden aileler, daha sonra gardiyanların tüm siyasi tutukluları tartaklayarak hücrelere kapattığını belirttiler.
Demokratik Mücadele Platformu, Bursa Özel Tip Cezaevi'nde yaşanan gelişmelere dikkat çekerek, kamuoyunu saldırılara karşı duyarlı olmaya çağırdı. Özgür TAYAD'lı aileler de, görüşlerin cezaevi idaresi tarafından engellendiğini bildirdi. Dernekten yapılan açıklamada, idarenin sorunların çözümü yerine gerginliği tırmandırma politikası güttüğüne dikkat çekilerek, Bursa Cezaevi'ndeki hak gasplarına son verilmesi çağrısında bulunuldu.
Sağmalcılar'da açlık grevi
Sağmalcılar Cezaevi'ndeki TDKP, TKEP, Devrimci Yol ve PKK davası tutukluları ve hükümlülerinin, hücre tipi cezaevi dayatmasına karşı 16 Nisan'da başlattıkları dönüşümlü 10 günlük açlık grevi sürüyor. Tutuklular adına ortak yazılı açıklama yapan Emin Gökturna, Şükrü Töre, Esral Karagöz ve Sadrettin Aydınlık, hücre tipi cezaevleriyle, siyasi tutuklu ve hükümlüleri izolasyon işkencesine alma, toplumdan soyutlayarak kişiliksizleştirme ve örgütsüzleştirmenin hedeflendiğini kaydettiler. Tutuklular, halkı bu konuda duyarlı olmaya çağırdılar. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Avukat Narin yargılandı
İşkence izlerini gizlediği için raporlar veren Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi Başkanı Doktor Nur Birgen'in görevden alınması için dilekçe veren Avukat Metin Narin, dün hakim karşısına çıktı. Hakkındaki tüm iddialara rağmen görevine devam eden Birgen'i koruyan Adalet Bakanlığı, şimdi de Metin Narin'in sanık sandalyesine oturmasını sağladı.
Dün İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Avukat Narin ile avukatlığını üstlenen Bahri Bayram Belen ile Nurhayat İşyapan, Zeki Rüzgar, Barış Top, Cengiz Çalışır, Bedrettin Kalın, Basri Akyüz ve Serpil Kaya katıldı. Nur Birgen ise, mazeret dilekçesi vererek duruşmaya gelmedi.
Birgen'in hakkında verilen meslekten men cezasının uygulanması ve görevinden atılması için verdiği dilekçede, "her doktor kelimesinden sonra ünlem işareti kullandığı" ve "sadece işkence suçunu saklamayıp, Beyoğlu'nda yapılan işkenceleri yerinde izlediği ve yol gösterdiğini" belirttiği için yargılanan Narin, savunmasını verdi. Narin, devletin işkenceyi gizleyen doktorun onurunu korumak için gösterdiği çabanın yüzde birini işkenceyi kaldırmak için gösterseydi kendisinin sanık sandalyesinde olmayacağına dikkat çekti. Dilekçe vererek anayasal hakkını kullandığını belirten Narin, dilekçenin bütününe bakıldığında hakaret etmediğinin görüldüğünü ifade etti. Narin, bu dilekçeyi vermediği takdirde ise mesleki görevini ihmal etmiş olacağını belirterek, beş yıldır Birgen'in görevden alınması için mücadele ettiğini vurguladı. Doktorun Hipokrat yemini ettiğini ve insan sağlığı için uğraşması gerektiğini hatırlatan Narin, Birgen'in yaptığı işlerle bu duruma ters davrandığını, bu nedenle doktor kelimelerinden sonra ünlem işareti kullandığını söyledi. Narin, dava açılması isteminin Adalet Bakanlığı'ndan gelmesini de eleştirerek, "Dava yukarıdan aşağıya açıldı. Aslolan tam tersidir. Bu durumda savcılığın asıl bakanlıktan izin alması gerekirdi. Dilekçelere iki ayda cevap verilmelidir. Ama bana cevap verilmedi, hakkımda dava açıldı" dedi.
Birgen'in mazeret oyunu
Duruşmada tanık olarak dinlenen Doktor Cem Cemal İşyapan, Birgen hakkında İstanbul Tabip Odası tarafından verilen ve Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi tarafından onaylanan 6 ay meslekten men cezası olduğunu hatırlatarak, kendisinin de Birgen'in görevden alınmasını istediği için yargılandığını ifade etti. Bu davadan önce kendi duruşmasının da görüldüğünü söyleyen İşyapan, bu duruşmaya da Birgen'in mazeret bildirerek gelmediğini anlattı.
Bu sırada söz alan Avukat Narin, Birgen'in mazeret gerekçesine dikkat çekerek, Birgen'in İşyapan'ın yargılandığı duruşmaya gitmek için gelemeyeceğini bildirdiğini, ancak kendisinin de İşyapan'ın yargılandığı duruşmaya gitmediğini vurguladı.
Avukatlar adına ortak açıklama yapan Bahri Belen ise, yargılamadaki çifte standarta dikkat çekerek, Narin'in beraatini istedi. Mahkeme heyeti, eksikliklerin tamamlanması için duruşmayı 7 Haziran 2000 saat 09.30'a erteledi.
ÖNCEKİ HABER

Depremzedeler prefabriklerden atılıyor

SONRAKİ HABER

Ulusal yarışma Antalya'nın tekrarı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...