18 Nisan 2000 21:00

Kürt konferansında Türkiye tartışıldı

Washington'da toplanan "Kürt Kimliği Arayışları" adlı konferansta, Türkiye ve Türkiye'nin Kürt politikası da tartışıldı.

Paylaş
Kürt konferansında Türkiye tartışıldı
Washington'da toplanan "Kürt Kimliği Arayışları" adlı konferansta, Türkiye ve Türkiye'nin Kürt politikası da tartışıldı. ABD Irak Özel Temsilcisi Ricciardone, Türkiye'ye övgüler dizerken, dünyadaki her soruna aktif müdahale eden ABD'nin "Kürt sorununa karışma yetkisi olmadığını" söyledi ve bunu ABD'nin Türkiye'deki çıkarlarına dayandırdı. Çeşitli ülkelerin üniversitelerinden konuşmacılar ve Danielle Mitterrand ise, Kürtlerle barış yapmış bir Türkiye'nin ABD ve NATO için daha iyi bir müttefik ve AB üyesi olacağını savundular.
ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright'ın, Irak'ta geçiş dönemi özel temsilcisi Frank Ricciardone, ABD'nin ayrı bir Kürt devleti oluşturulmasına karşı olduğunu söyledi. American Üniversitesi'nde "Kürt Kimliği Arayışları" adlı konferansta konuşan Ricciardone, "Kürtler için veya herhangi bir Iraklı etnik topluluk için ayrı devlet kurulmasına karşıyız. Irak'ın toprak bütünlüğünü ve birliğini, bölgesel barış ve istikrar için bir gereklilik olarak destekliyoruz" dedi.
ABD'nin Kürt politikası yokmuş
ABD'li bir diplomatın konferansa katılması dolayısıyla Türkiye ABD yönetimi yetkililerine rahatsızlığını iletmişti. Ricciardone konuşmasının başında konferansa katılan diğer konuşmacıların görüşlerinin ABD Dışişleri Bakanlığı'nı bağlamayacağını özellikle vurguladı. Konuşmasında ABD'nin bir "Kürt politikası" olmadığının altını çizen Ricciardone, "Biz, Kürtleri içinde yaşadıkları devletin herhangi bir vatandaşı olarak görüyoruz" dedi.
'Türkiye ile aramız iyi'
Konferansta tartışılan "Kürt kimliği" konusunun karmaşık ve çok hassas olduğunu belirten Ricciardone, "Bu konuları çözmek ABD'nin sorumluluğunda ya da yetkisinde değildir" diye konuştu. ABD ile en iyi ve en yakın ilişkiler içinde olan NATO müttefiki Türkiye'nin, geniş bir Kürt nüfusuna sahip olduğunu belirten Ricciardone şöyle konuştu: "Binlerce Amerikalı işadamı, bilim adamı, gazeteci, politikacı, turist, diplomat ve asker, Kürt kökenli Türklerle hergün iş yapıyor. Genellikle ve doğal olarak bu Amerikalılar iş yaptıkları kişinin kökeninden habersiz. Türk parlamentosunda pek çok Kürt kökenli üye var ve pek çok belediyede Kürt belediye başkanı bulunuyor. Diplomatlarımız hergün Balkan, Kafkas, Orta Asya ve diğer kökenli Türk siyasetçilerle bir araya geliyor. Türkiye'de Amerikan yatırımını, büyük bir iş potansiyeli olduğuna inandığımız Güneydoğu'yu da içine alacak şekilde destekliyoruz."
Irak'taki durumu değerlendiren Ricciardone, "mevcut durumda diğer etnik topluluklarla birlikte Kürtleri de içeren 'özgür bir Irak ulusal parlamentosu ve hükümeti' hayal etmenin güç olduğunu" vurguladı.
'PKK'yi kınıyoruz'
Irak'taki değişimin "içerden gelmesi" gerektiğini belirten Ricciardone, "PKK'nin uyguladığı terör ile Iraklı Kürtlerin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin yönetimine karşı direnişlerinin bazı Iraklı Kürt grupların söylediği gibi karşılaştırılamayacağını" belirterek, "PKK terörizmini kınıyoruz" dedi. Bu arada, Ricciardone, Türk gazetecilerin, bu konferansa ABD katılımıyla ilgili nota verilip verilmediğine ilişkin soruya da, "Hayır nota yok" diye karşılık verdi.
'Barış geldi'
Öte yandan, yaklaşık 200 kişinin katıldığı konferansta Fransa eski Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın eşi Danielle Mitterrand'ın da bir mesajı okundu. Mitterrand, mesajında, kendisini davet ettikleri için konferansı düzenleyenlere teşekkür etti. Son 4 yılda Kürtlerle ilgili olarak, bölgeye sivil barışın geldiğini dile getiren Mitterrand, çeşitli hakları, bulundukları devletler içinde tanınmayan Kürtlerin, birgün bunu kendi yönetimleri içinde elde edeceklerini söyledi.
'Kürtlere özerkliği Atatürk engelledi'
Amerikan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Dr. Edmond Ghareeb, konuşmasında, Sevr Anlaşması ile Kürtlere özerklik verilecekken, Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türk ordusunun müdahalesiyle bunun uygulanamadığını söyledi. Konferansta konuşan Middle East Journal yazarı Dr. Michael Collins Dunn da, Suriye'nin PKK'yı desteklemesinin Kürtlere yardım için değil, Türkiye'ye karşı bir hareket olduğunu kaydetti. Dunn, Suriye'nin uzun süre Abdullah Öcalan'ı barındırdığını, hatta PKK'ye katılan Suriyeli Kürt azınlığı askerlikten muaf tuttuğunu söyledi.
'İyi müttefik barış yapar'
Paris'teki Kürt Enstitüsü Başkanı Kendal Nezan ise, Kürtlerle barış yapmış bir Türkiye'nin ABD ve NATO için daha iyi bir müttefik ve AB üyesi olacağını savundu. Avrupa'da Kürt imajının değiştiğini savunan Nezan, PKK'nın silah bırakma sözünün ardından özellikle Almanya'da imajının değiştiğini iddia etti. Konferansın broşürlerinde, "Kürt bölgesel hükümetinin insani yardım ve işbirliği bakanı" olarak tanıtılan KDP'li Şefik Kazaz, "bölgede Kürt devleti kurulmasından endişe eden, bu durumu kendisine tehdit kabul eden ülkeler" bulunduğunu söyledi. "Varlıklarının tehdit olarak algılanması" yüzünden, siyasi hareketlerine ve söylemlerine "çok dikkat etmek zorunda olduklarını" kaydeden Kazaz, Kürtlerin artık "daha eğitimli olduğunu, uluslararası garantileri elde etmeyi sağlayacak yeni bir bilinçliliğin yavaş da olsa oluştuğunu" söyledi. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Depremden ders alınmadı
Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), 23 meslek odası adına, Ankara ve İstanbul'da düzenlediği basın açıklamalarıyla, Yapı Denetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin Anayasa'ya aykırı olduğunu ve iptal edilmesi gerektiğini bildirdi.
TMMOB Genel Başkanı Yavuz Önen dün Ankara'da düzenlediği basın toplantısında, 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinin, yapılaşma sürecinde rant paylaşımı uğruna planlama ile denetimin devre dışı bırakıldığını ve bilimsel gerçeklerin göz ardı edildiğini gözler önüne serdiğini belirterek, kararnamenin ders almak bir yana, deprem sonrası oluşan ortamı da kullanarak, rant paylaşımına hukuksal altyapı oluşturma amacı taşıdığını bildirdi.
Rant alanı yaratılıyor
Kararnamenin, yapı üretimini kamusal denetim alanı dışına çıkardığını, yerel yönetimler ile meslek odalarını denetim alanından, yapı denetim tekellerinin oluşturulmasıyla mimar ve mühendisleri proje alanından dışladığını ve kaçak yapılaşma eğilimini beslediğini dile getiren Önen, kararnamenin hazırlık sürecinde odaların görüşlerinin reddedildiğini belirtti. Kararnamenin, 12 yıllık deneyime dayalı uzmanlık tanımını getirirken, plansız ve denetimsiz politikalara karşı duran mimar ve mühendisleri depremde oluşan yıkımın sorumluları ilan ettiğine dikkat çeken Önen, 12 yıllık deneyimi olanlara uzmanlık belgesinin bakanlık tarafından verilmesiyle siyasi partilere rant olanağının doğacağını vurguladı.
Tahkim'in bir sonucu
Yalnızca 12 yıllık deneyime bağlı olarak yapılan, gerçekte lisansüstü eğitim konusu olan uzmanlık tanımının eksik ve yanlış düzenlendiğini ifade eden Önen, TMMOB'nin eksik bir tanımlamaya dayanan uzmanlık belgesi vermeyeceğini söyledi. Hükümeti bu kararnameyi uygulamaktan vazgeçmeye çağıran Önen, kararnamenin ilgili tarafların katılımını sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesini istedi. Önen kararnamenin Tahkim Yasası'nın bir sonucu olduğunu vurgulayarak, kararname ile şirketlerin ve kişilerin çıkarlarının esas alındığını kaydetti. Kararnamenin düzeltilmemesi durumunda kitlesel eylemler ve hukuk yolu da dahil olmak üzere her türlü girişimlerde bulunacaklarını açıklayan Önen, rant paylaşımını rahatça sürdürme hayali kuranları uyarmaya ve parlamentoya sorumluluklarını hatırlatmak için her türlü çabayı göstermeye devam edeceklerini belirtti.
Odalar dikkate alınmadı
İstanbul'da ise TMMOB İstanbul Şube Başkanı Üzeyir Uludağ, Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Kıvırcık ve Elektirik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Gazi İpek'in katılımıyla basın toplantısı düzenlendi. Basın açıklaması diğer illerle eşzamanlı olarak saat 11.00'de Makine Mühendisleri Odası'nda yapıldı. Basın açıklamasında ortak metni okuyan Uludağ, açıklama sonrası sorulara yanıt verdi. Uludağ kararnamenin oluşturulması sırasında daha önce yapılan toplantılarda söylenenlerin dikkate alınmadığını belirterek, çıkarılması gereken yasanın hukuka ve bilime uygun olması gerektiğini ifade etti. Bu kararnameden çıkar çevrelerine rant sağlamak için odaların ve kitle örgütlerinin dikkate alınmadığı sonucunu çıkarttıklarını söyleyen Uludağ, "Bayındırlık partizanca karar verdi" dedi.
Rant ikiye katlanacak
Hasan Kıvırcık ise, deprem sonrası İçişleri Bakanlığı'nın hazırladığı Yerel Yönetimler Kararnamesi'nde odaların görüşlerinin alındığını ancak yeni hazırlanan kararnamede odaların görüşlerine yer verilmediğini kaydetti.
Yeni hazırlanan kanunun diğerlerini dışlayan bir yapısı olduğunu söyleyen Kıvırcık, "Yeni kanunla yine plansız ancak sadece depreme dayanıklı binaların yapılması öngörülüyor" dedi. Kıvırcık son olarak "Bu kararname ile önceden sadece yapıda rant sağlanırken, şimdi hem yapıda hem de yapı denetiminde rant sağlanacak" dedi.
ÖNCEKİ HABER

Sendikacılar Ankara yürüyüşüne
   hazırlanıyor

SONRAKİ HABER

Bir devrimci rahip!..

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa