16 Nisan 2000 21:00
1 Mayıs; topyekûn direniş günü olmalı
Ankara'da 1 Mayıs Tertip Komitesi tarafından düzenlenen forumda konuşan işçi ve sendikacılar, 1 Mayıs'ın işçi sınıfının, sermayenin saldırılarına karşı topyekûn yanıt verdiği bir gün olacağını belirttiler.
1 Mayıs; topyekûn direniş günü olmalı
İşçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs'ın Ankara'da da kitlesel ve coşkulu kutlanması için çalışmalar sürüyor. Bu çerçevede önceki gün düzenlenen forumda yapılan konuşmalarda, 1 Mayıs'ın sermayenin saldırılarına karşı, emeğin topyekûn direnişinin yaratılması için önemli olduğu ve birlikteliğin 1 Mayıs'tan sonra da sürmesi gerektiği dile getirildi.
Forumda, 1 Mayıs Tertip Komitesi adına konuşan DİSK Ankara Merkez Temsilcisi Tayfun Görgün, 2000 1 Mayıs'ının bütün dünyada emekçilerin topyekûn alanlara çıktığı gün olacağını söyledi. 1 Mayıs'ın, ortak taleplerin haykırılması için bir olanak olduğunu belirten Görgün, bu süreçte "farklılıkların değil, ortak yanların öne çıkarılmasını" istedi.
Hesaplaşma günü
Tüm Sosyal-Sen Ankara Şube Örgütlenme Sekreteri Cumali Fıratoğlu, 1 Mayıs'ta emek uyanışının yaratılması gerektiğini, bunun için örgütlü oldukları tüm işyerlerinde çalışma yaptıklarını anlattı. Eğitim emekçisi Seyfettin Pektaş ise 1 Mayıs'ın 8 saatlik iş günü, sendika ve sigorta hakkı için verilen mücadele sonucu doğduğunu hatırlatarak, 100 yıl önceki bu taleplerin hâlâ yakıcılığını koruduğunu söyledi. Eğitim emekçisi Kazım Köroğlu da medyanın 9 Nisan İstanbul mitingini "1 Mayıs'ın provası" olarak verdiğini hatırlatarak, kitleselliği, coşkusu ve kararlılıyla 1 Mayıs'tan sonra, "Emekçiler, emek örgütleri sermayeyle hesaplaştı" dedirtmek gerektiğini dile getirdi.
Üretim durmalı
Sağlık emekçisi Yusuf Özden ise çalışmaları semt semt görev bölüşümü yaparak sürdürmenin önemine dikkat çekti. ASKİ işçisi Turan Aydoğan da üyesi olduğu Belediye-İş'in 1 Mayıs çalışması yapmadığını, ancak kendilerinin dernekleri aracılığıyla çalışma yürüttüklerini söyleyerek, "1 Mayıs üzerimizdeki ölü toprağını atmanın yolu olsun" dedi.
Belediyelerdeki TİS sürecine ve uluslararası sermayenin dayatmalarının belediye başkanları ve diğer patronlar aracılığıyla uygulanmaya çalışıldığına değinen Genel-İş Bölge yöneticisi Celal Özçelik, 1 Mayıs'a Hak-İş ve Türk-İş'in ve üyelerinin katılımın sağlanması yönünde eksik kalındığını, bütün işyerlerinde üretimin durdurularak alanlara çıkılmasının sağlanması gerektiğini ifade etti.
Halkevleri'nden Mahmut Yılmaz ise özelleştirmeye karşı üç aydır sürdürdükleri "Mahallemizde hırsız var" kampanyasından ve çalışmalarını 1 Mayıs'la birleştirmelerinden örnekler vererek, sorunu canı yananların sorunu haline getirmenin önemini dile getirdi.
Forum, bugün saat 12.30'da Kızılay'da YKM önünde, Washington'daki IMF toplantısını protesto için düzenlenecek eyleme yapılan çağrı ile sona erdi.
İşçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs'ın Ankara'da da kitlesel ve coşkulu kutlanması için çalışmalar sürüyor. Bu çerçevede önceki gün düzenlenen forumda yapılan konuşmalarda, 1 Mayıs'ın sermayenin saldırılarına karşı, emeğin topyekûn direnişinin yaratılması için önemli olduğu ve birlikteliğin 1 Mayıs'tan sonra da sürmesi gerektiği dile getirildi.
Forumda, 1 Mayıs Tertip Komitesi adına konuşan DİSK Ankara Merkez Temsilcisi Tayfun Görgün, 2000 1 Mayıs'ının bütün dünyada emekçilerin topyekûn alanlara çıktığı gün olacağını söyledi. 1 Mayıs'ın, ortak taleplerin haykırılması için bir olanak olduğunu belirten Görgün, bu süreçte "farklılıkların değil, ortak yanların öne çıkarılmasını" istedi.
Hesaplaşma günü
Tüm Sosyal-Sen Ankara Şube Örgütlenme Sekreteri Cumali Fıratoğlu, 1 Mayıs'ta emek uyanışının yaratılması gerektiğini, bunun için örgütlü oldukları tüm işyerlerinde çalışma yaptıklarını anlattı. Eğitim emekçisi Seyfettin Pektaş ise 1 Mayıs'ın 8 saatlik iş günü, sendika ve sigorta hakkı için verilen mücadele sonucu doğduğunu hatırlatarak, 100 yıl önceki bu taleplerin hâlâ yakıcılığını koruduğunu söyledi. Eğitim emekçisi Kazım Köroğlu da medyanın 9 Nisan İstanbul mitingini "1 Mayıs'ın provası" olarak verdiğini hatırlatarak, kitleselliği, coşkusu ve kararlılıyla 1 Mayıs'tan sonra, "Emekçiler, emek örgütleri sermayeyle hesaplaştı" dedirtmek gerektiğini dile getirdi.
Üretim durmalı
Sağlık emekçisi Yusuf Özden ise çalışmaları semt semt görev bölüşümü yaparak sürdürmenin önemine dikkat çekti. ASKİ işçisi Turan Aydoğan da üyesi olduğu Belediye-İş'in 1 Mayıs çalışması yapmadığını, ancak kendilerinin dernekleri aracılığıyla çalışma yürüttüklerini söyleyerek, "1 Mayıs üzerimizdeki ölü toprağını atmanın yolu olsun" dedi.
Belediyelerdeki TİS sürecine ve uluslararası sermayenin dayatmalarının belediye başkanları ve diğer patronlar aracılığıyla uygulanmaya çalışıldığına değinen Genel-İş Bölge yöneticisi Celal Özçelik, 1 Mayıs'a Hak-İş ve Türk-İş'in ve üyelerinin katılımın sağlanması yönünde eksik kalındığını, bütün işyerlerinde üretimin durdurularak alanlara çıkılmasının sağlanması gerektiğini ifade etti.
Halkevleri'nden Mahmut Yılmaz ise özelleştirmeye karşı üç aydır sürdürdükleri "Mahallemizde hırsız var" kampanyasından ve çalışmalarını 1 Mayıs'la birleştirmelerinden örnekler vererek, sorunu canı yananların sorunu haline getirmenin önemini dile getirdi.
Forum, bugün saat 12.30'da Kızılay'da YKM önünde, Washington'daki IMF toplantısını protesto için düzenlenecek eyleme yapılan çağrı ile sona erdi.
YAZARLAR
A. Cihan Soylu
‘Boş tencere’ iktidarın neresinde?
Şebnem Korur Fincancı
Tehlike nedir?
Sultan Özer
Yeni anayasa tartışmaları, AKP’ye can suyu olur mu?
Hediye Levent
Erdoğan'ın Irak ziyaretinin 3 sebebi ve değişim rüzgarı!
Arif Nacaroğlu
Özgürlükçü Anayasa
Erkan Aydoğanoğlu
1 Mayıs ve sonrası
Mehmet Özyazanlar
Galatasaray kaparak, Fenerbahçe kaptırmayarak…
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
