13 Nisan 2000 21:00

Adalet, mazot parasına teslim

Adalet Bakanlığı'na yeterli kaynağın aktarılmaması nedeniyle tutuklular savunma haklarını kullanamıyorlar. Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi'nde bulunan tutuklular, mazot yokluğu bahanesiyle duruşmalara götürülmüyor.

Paylaş
Adalet, mazot parasına teslim
Muzaffer Özkurt
Bakırköy Çocuk ve Kadın Tutukevi'nde bulunan tutuklular, mazot yokluğu gerekçesi ile duruşmalara getirilmiyor. Burada tutuklu bulunan müvekilleri olduğunu dile getiren avukatlar bu durumun savunma hakkının engellenmesi anlamına geldiğini söylüyor. Daha önce de bu ve benzeri gerekçeler ileri sürülerek tutukluların duruşmalara getirilmediğini anlatan avukatlar, insan haklarına aykırı bu tutumun bir an önce son bulmasını ve Adalet Bakanlığı'na daha fazla ödenek ayrılması gerektiğini belirtiyor.
Sanık haklarını kullanamıyor
Sarıgazi'de afiş astıkları için jandarma tarafından engellenen ve daha sonra jandarma saldırısıyla gelişen olaylardan sonra tutuklanan EMEP'lilerin avukatı Vedat Korkmaz, Bakırköy'de tutuklu bulunan grubun tahliyesinin beklendiğini, ancak bu kişilerin 'mazot yokluğu' gerekçesiyle duruşmalara getirilmediğini kaydetti. Telefon görüşmesi sonrası benzin yokluğunun belirtildiğini söyleyen Korkmaz, "Getirilmeyen tutukluları mahkeme serbest bıraktı" dedi.
Ancak başka tutukluların daha olumsuz durumlarla karşı karşıya kaldığını ifade eden Korkmaz, bu gerekçe yüzünden haklarında karar verilemeyen tutuklular bulunduğunu vurguladı. "Belki serbest bırakılabilecek. Ancak, 'Benzin yok', 'Mazot yok' gibi bahanelerle bu kişilerin tutukluluk süreleri uzuyor" diyen Korkmaz, para yokluğunun insanın özgürlüğü yerine geçirildiğini ifade etti. "Ufak bir ödeneğin verilmemesi, savunma açısından ciddi sonuçlara neden oluyor. Bu durum savunma açısından çok vahim. Sanık hakim önüne getirilemiyor" diyen Korkmaz, böylece sanığın hakkını kullanamadığını ve özgürlüğünün kısıtlandığını anlatıyor.
İnsan haklarına aykırı
Meral Çil de Korkmaz'la aynı durumda olan avukatlardan. Bakırköy Tutukevi'nde 18 yaşından küçük bir müvekkili olduğunu dile getiren Çil, 'Mazot yok', 'Eleman yok', 'Para yok' gibi bahanelerin sürekli olarak karşılarına çıktığını söylüyor. Müvekkilini iki celsedir Zeytinburnu Adliyesi'nde görülen duruşmaya çıkartamadığını ifade eden Çil, mahkemenin bu hürriyeti kısıtlayan tutumu karşısında cumhuriyet başsavcısına suç duyurusunda bulunduğunu kaydetti.
Böyle gerekçelerin kabul edilemez olduğuna dikkat çeken Çil, "Bu infaz edilen bir suç değil. Dava sürüyor. Belki her saat her dakika onlar için aleyhte bir karar. Bu insan haklarına, hukuka aykırı bir durumdur" dedi.
En son çare AİHM
Tutukluların mahkemeye çıkartılmasının bu gerekçelerle engellenmesinin yarattığı sorunları İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Ali Saydı'ya sorduk. Saydı, 'Ödenek yok' gibi gerekçelerle savunma hakkının engellenemeyeceğini belirterek, "Savunma hakkı insan hakları sözleşmeleriyle önemle korunan bir haktır" dedi. Savunmanın etkisinin azaltılmasının kabul edilemez olduğunu söyleyen Saydı, "Savunma olmasa da olur devlet olarak biz hallederiz" tutumunu devletin yıllardır savunmaya yönelik olarak sürdürdüğünü dile getirdi.
Devletin savunmayı işe yaramayan ancak şekil olarak bulunması gereken bir kurum gibi gördüğünü belirten Saydı, bu hakkın önüne geçilmemesi gerektiğini ifade ediyor.
Bu durum karşısında tutuklunun davasına ilişkin savunma hakkını tam kullanamadığı için başvurması gerektiğini söyleyen Saydı, " 'İdaridir bizi ilgilendirmez' derler. Pratik olarak hiçbir sonuç çıkmaz şikâyetten. Son olarak yapılması gereken mahkemelere dilekçe vermek ve konuyu savunma hakkı iyi kullanılamadığından AİHM'e götürmektir" dedi.
Devletin önemli bulduğu olaylar için uçak benzini dahi bulabildiğini anlatan Saydı, "Milli Savunma'ya, Diyanet'e ayrılan parayla Adalet'e ayrılan para karşılaştırıldığında bu daha iyi ortaya çıkıyor" dedi.
ÖNCEKİ HABER

1 Mayıs saldırılara cevap olacak

SONRAKİ HABER

IMF ve DB'ye karşı seferberlik

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...