'Kızılay, 45 saniyede bitti'

'Kızılay, 45 saniyede bitti'
Türkiye Kızılay Derneği'nin çalışmaları ve aksayan yönlerinin giderilmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu çalışmalarını tamamladı. Komisyon Başkanı MHP İstanbul Milletvekili Nazif Okumuş, hazırlanan raporu TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut'a sundu. 4 ayda hazırlanan Kızılay raporu, 305 sayfalık metin kısmı ve 15 bin 715 sayfalık ekten oluşuyor.
Nazif Okumuş, daha sonra düzenlediği basın toplantısında, komisyonun 17 Ağustos depreminde "istenileni veremeyen" Kızılay'ın durumunu tespit etmek için kurulduğunu ifade ederek, "Çünkü, milletimizin her ferdinde Kızılay hakkında ta küçüklükten gelen olumlu imaj, onlarca yılın birikimi 45 saniyede bitmiştir" dedi.
Okumuş, şöyle konuştu: "O günkü Kızılay ricalinin açıklamalarını hatırlayın, ne diyorlardı: 'Yüzyılın felaketiyle karşı karşıyayız. Hiçbir devlet böyle bir afetle mücadelede bundan daha başarılı olamaz.' İncelemelerimiz, kimi zaman bazı üst düzey kamu yöneticilerinin de sığındığı bu savunmanın tamamıyla gerçek dışı olduğunu ortaya koymuştur. Oysa yaptığımız araştırmalar göstermiştir ki, yürürlükteki mevzuata göre bu gerekçenin kabulü mümkün değildir. Zira, Afet Yönetmeliği, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının, tabii ki Kızılay'ın, plan yaparken o yörede olmuş büyük çaplı afetten daha büyük ve kapsamlı bir afetin olacağı faraziyesine göre konumlanması mecburiyetini getirmektedir."
Bürokratik yönetim
Okumuş, Kızılay'ın Afet Yönetmeliği'ne göre bir planı bulunmadığını ifade ederek, "Dolayısıyla afete hazırlıklı olmamanın gerekçesi, afetin değil ihmalin büyüklüğüdür" diye konuştu. "Kızılay'ın görevini bihakkın yapmayışının kurumsal nedenleri bulunmaktadır" diyen Okumuş, teşkilat yapısında olumsuzluklar bulunduğunu, bunun da seçimle gelen üst yönetim ile bunların atadığı bürokratik yönetimden kaynaklandığını kaydetti.
Yönetim yeniliğe kapalı
Kızılay üst yönetiminin sürekli aynı kişilerden oluşmasının durağan bir yapıya yol açtığını ifade eden Okumuş, "Yeni fikir ve beyinlere kapalı bu statik yapı, Kızılay'ı hantallaşmış, merkezileşmiş, kendini tekrar eden, hatalarını göremeyen, atılımcı ruhtan yoksun bir hale dönüştürmüştür. Bu kişilerin oluşturduğu üst yönetimin atadığı bürokratik yönetim de bundan aynı oranda etkilenmiştir. Doğaldır ki, bu yapıdan bazi siyasi partiler de istifade etmiş, kamuoyunda yaygın kanaat olan ve bazı şube başkanlarınca da açıklıkla ifade edilen bir siyasi partinin arka bahçesi konumuna girmiş bir Kızılay imajının doğmasına neden olmuştur" dedi. Okumuş, Kızılay'ın bu duruma gelmesinde, "denetim yetkilerini kullanmayan İçişleri Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı'nın da payının bulunduğunu" savundu.
İki yapı önerisi
Kızılay'ın görev başındaki yönetiminin aksaklıkların farkında olduğunu anlatan Okumuş, kurumun yeniden yapılandırılması için bilimsel kuruluşlarla işbirliği yapılarak çalışıldığını kaydetti. Okumuş, Kızılay için yeni bir örgütlenme modeli önerdiklerini belirterek, Kızılay'ın, cumhurbaşkanının himayesi altında olmasının esas alındığını kaydetti. Önerilen model, merkez yönetim kurulunda ilgili bakanlıkların önereceği kişiler arasından cumhurbaşkanı tarafından da atama yapılabilmesini ve genel kurulca gösterilecek üç aday tarafından genel başkan atanmasını içeriyor. Yeni yapılanma modelinde, Kızılay genel merkezi ile şubeler arasında il başkanlığı ara kademesi oluşturulması öngörülüyor. Raporda, Kızılay görevlilerinin devlet memurluğu sınavı kapsamına alınması, Maliye ve İçişleri Bakanlığı denetimlerinin en fazla üç yılda bir yapılması, kan merkezleri ve kan istesyonlarının yeniden düzenlenmesi, hac sağlık hizmetlerinin koordine edilmesi, gayrimenkullerin daha rasyonel değerlendirilmesi, ihale yönetmeliğinin değiştirilmesi, işletmelerin elden çıkarılması da önerildi.Hazırlanan raporun geniş bir özeti basın mensuplarına verildi. Okumuş, asıl raporun tek nüsha olduğunu ve bunun TBMM Başkanlığı'na verildiğini ifade ederek, basım işleminin en kısa zamanda tamamlanacağını kaydetti.