31 Mart 2000 21:00
Hücrelere mektuplu ret
Hücrelere karşı merkezi düzeyde başlatılan kampanya çerçevesinde İHD İstanbul, Ankara ve Adana şubeleri, dün Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'e mektup gönderdi.
Hücrelere mektuplu ret
Hücrelere karşı merkezi düzeyde başlatılan kampanya çerçevesinde İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul, Ankara ve Adana şubeleri, dün Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'e mektup gönderdi. İHD'liler, hücre tipi cezaevlerini istemediklerini vurgulayarak, devletten cezaevindekilerin insanca bir yaşam hakkının olduğunu hatırlamasını istediler.
İHD İstanbul Şubesi üyeleri ile tutuklu ve hükümlü yakınları, Adalet Bakanı'na İstanbul'da Beyoğlu Postanesi'nden mektup gönderdi. Postane önünde gazetecilere mektubu okuyan, İHD Cezaevleri Masası'ndan Ümit Efe, cezaevlerinin önemli ihlal alanlarından biri olduğunu söyledi.
Devletin bugüne kadar sürdürdüğü cezaevi politikasında "tutuklu ve hükümlü hakları" konusunda ve yaşam standartlarının geliştirilmesine ve can güvenliğine ilişkin bir tutum izlenmediğini belirten Efe, şöyle devam etti: "Tam tersine, devlet bugüne kadar tutuklu ve hükümlüyü insan saymayan, asgari insan koşulları öngörmeyen, yaşam hakkını ihlal eden bir tavır içinde olmuştur. Cezaevlerinde yakın tarihe kadar sorunların çözümünde gösterdiği tavır; zor, baskı, işkence ve katliamlar şeklinde olmuştur. Güven vermeyen, diyalog tercih etmeyen intikamcı politikalarla cezaevleri yönetilmiştir."
Hücreyi istemiyoruz
Ümit Efe, uygulanmak istenen F tipi cezaevlerinin sinsi, uzun ve kansız bir yok etme uygulaması olduğunu belirterek, hücrenin izolasyon ve tecrit uygulaması olduğunu söyledi. "Bakanlığınız güvenlik gerekçesiyle böyle bir modeli tercih ettiklerini beyan etmektedir. Oysa cezaevlerindeki yaşam hakkı ihlalleri göz önünde bulundurulursa, güvenliği tehlikede olanlar 'devlet güvencesi' altında olması gerekten tutuklulardır" diyen Efe, mahkûmların haklarının yasal güvence altına alınmadan cezaevlerinde reform yapılmasının olanaksızlığına işaret etti. Efe, bu haklarının belirlenmesinde mahkûmların ve insan hakları savunucularının katkısının esas alınmasını ve hücre tipi cezaevlerinin yapımının bir an önce durdurulmasını istedi.
Ankara ve Adana
Ankara'da ise Yüksel Caddesi'nde bir araya gelen insan hakları savuncuları burada bir basın açıklaması yaparak hücre tipi cezaevine karşı olduklarını belirttiler. İnsan hakları savunucuları daha sonra "Hücreleri parçala, tutsaklara sahip çık" sloganları ve alkışlar ile Kızılay Postanesi'ne giderek mektuplarını postaladılar. İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, ÇHD Genel Başkanı Ali Ersin Gür ve birçok sendika, kitle örgütü ile siyasi partinin de katılımıyla Adalet Bakanlığı'na gönderilen mektupta da, "Biz insan hakları savunucuları, cezaevlerindeki baskı ve zora dayanan tüm uygulamalara ve hücre tipi cezaevi anlayışına, içeridekilere dayatılan hücre uygulamalarına hep karşı çıktık. Karşı duruşumuzu, içeridekilerin de insanca bir yaşam hakkı olduğunu devletin hatırlamasını sağlamak amacıyla bugün de yarın da sürdüreceğiz" denildi.
Adana'da da İHD'liler ve siyasi tutuklu yakınları Merkez Postanesi önünde bir araya geldi. İstanbul ve Ankara'daki mektuplarla aynı içerikte olan yaklaşık 100 mektup, Adalet Bakanlığı'na gönderildi.
Hücrelere karşı merkezi düzeyde başlatılan kampanya çerçevesinde İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul, Ankara ve Adana şubeleri, dün Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'e mektup gönderdi. İHD'liler, hücre tipi cezaevlerini istemediklerini vurgulayarak, devletten cezaevindekilerin insanca bir yaşam hakkının olduğunu hatırlamasını istediler.
İHD İstanbul Şubesi üyeleri ile tutuklu ve hükümlü yakınları, Adalet Bakanı'na İstanbul'da Beyoğlu Postanesi'nden mektup gönderdi. Postane önünde gazetecilere mektubu okuyan, İHD Cezaevleri Masası'ndan Ümit Efe, cezaevlerinin önemli ihlal alanlarından biri olduğunu söyledi.
Devletin bugüne kadar sürdürdüğü cezaevi politikasında "tutuklu ve hükümlü hakları" konusunda ve yaşam standartlarının geliştirilmesine ve can güvenliğine ilişkin bir tutum izlenmediğini belirten Efe, şöyle devam etti: "Tam tersine, devlet bugüne kadar tutuklu ve hükümlüyü insan saymayan, asgari insan koşulları öngörmeyen, yaşam hakkını ihlal eden bir tavır içinde olmuştur. Cezaevlerinde yakın tarihe kadar sorunların çözümünde gösterdiği tavır; zor, baskı, işkence ve katliamlar şeklinde olmuştur. Güven vermeyen, diyalog tercih etmeyen intikamcı politikalarla cezaevleri yönetilmiştir."
Hücreyi istemiyoruz
Ümit Efe, uygulanmak istenen F tipi cezaevlerinin sinsi, uzun ve kansız bir yok etme uygulaması olduğunu belirterek, hücrenin izolasyon ve tecrit uygulaması olduğunu söyledi. "Bakanlığınız güvenlik gerekçesiyle böyle bir modeli tercih ettiklerini beyan etmektedir. Oysa cezaevlerindeki yaşam hakkı ihlalleri göz önünde bulundurulursa, güvenliği tehlikede olanlar 'devlet güvencesi' altında olması gerekten tutuklulardır" diyen Efe, mahkûmların haklarının yasal güvence altına alınmadan cezaevlerinde reform yapılmasının olanaksızlığına işaret etti. Efe, bu haklarının belirlenmesinde mahkûmların ve insan hakları savunucularının katkısının esas alınmasını ve hücre tipi cezaevlerinin yapımının bir an önce durdurulmasını istedi.
Ankara ve Adana
Ankara'da ise Yüksel Caddesi'nde bir araya gelen insan hakları savuncuları burada bir basın açıklaması yaparak hücre tipi cezaevine karşı olduklarını belirttiler. İnsan hakları savunucuları daha sonra "Hücreleri parçala, tutsaklara sahip çık" sloganları ve alkışlar ile Kızılay Postanesi'ne giderek mektuplarını postaladılar. İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, ÇHD Genel Başkanı Ali Ersin Gür ve birçok sendika, kitle örgütü ile siyasi partinin de katılımıyla Adalet Bakanlığı'na gönderilen mektupta da, "Biz insan hakları savunucuları, cezaevlerindeki baskı ve zora dayanan tüm uygulamalara ve hücre tipi cezaevi anlayışına, içeridekilere dayatılan hücre uygulamalarına hep karşı çıktık. Karşı duruşumuzu, içeridekilerin de insanca bir yaşam hakkı olduğunu devletin hatırlamasını sağlamak amacıyla bugün de yarın da sürdüreceğiz" denildi.
Adana'da da İHD'liler ve siyasi tutuklu yakınları Merkez Postanesi önünde bir araya geldi. İstanbul ve Ankara'daki mektuplarla aynı içerikte olan yaklaşık 100 mektup, Adalet Bakanlığı'na gönderildi.
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
