29 Mart 2000 21:00

1 milyon 180 bin liralık adalet

Murat Yıldız'ın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili iki polis, 3 ay hapse çarptırıldı. Hapis, para cezasına çevrilince, adalet 1 milyon 180 bin lira ile sağlanmış oldu!

Paylaş
1 milyon 180 bin liralık adalet
Gözaltına alındıktan sonra 'denize atladı' denilen ve kendisinden bir daha haber alınamayan Murat Yıldız ile ilgili devam eden davadan 900 bin liralık 'adalet' çıktı. Yasal boşluklar nedeniyle bir insanı gözaltında kaybetmekten değil, görevi ihmalden yargılanan polisler hakkında verdiği karardan kendisinin de memnun olmadığını belirten Hakim Temel Doğangün, "Kararın tatmin edici olmadığını biliyorum. Ama yapabileceğim bir şey yok" diye konuştu.
Gözaltına alındıktan sonra iki polis eşliğinde İstanbul'a bir feribotla getirilen, ancak "Denize atladı" denilen Yıldız ile ilgili süren davada, adalet, gülünç bir cezayla sağlandı. Türkiye'de halen gözaltında kayıplarla ilgili yasal düzenlemeler olmadığı için iki polis hakkında sadece "görevi ihmal"den dava açılabildi.
Davanın diğer bir önemli özelliği ise gözaltındaki kayıp olgusu ile ilgili ilk defa bir dava açılması. Gebze 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen dünkü duruşmaya anne Hanife Yıldız, baba Şevket Ceylan, ICAD Türkiye Temsilcisi Ali Ocak ve Müdahil Avukat Erhan Pekçe katıldı.
Örnek karar verilsin
Hakimin ardından söz alan Avukat Pekçe, bu olgularla ilgili yasal boşluk olduğunu belirterek, mahkemenin örnek bir karar vermesini istedi. Hakimin vereceği kararın son aşamada cezai bir karar olacağını da belirten Pekçe, gerekçeli kararda bu olguya değinilmesi gerektiğini söyledi. Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Savcı Eren Yenice, polislerin ayrı ayrı TCK'nın eylemlerine uyan 230. maddesi gereğince cezalandırılmalarını istedi. Savcının talebi doğrultusunda kararını açıklayan mahkeme hakimi Temel Doğangün, sanık polisler Tahir Şerbetçi ve Şah İsmail Öztürk'ü TCK'nın 230. maddesi gereğince 3 ay hapis cezası, 280 bin lira ağır para cezasına çarptırdı. Daha sonra hapis cezaları 1 milyon 180 bin lira ağır para cezasına çevrildi.
Karar kimseyi tatmin etmedi
Anne Hanife Yıldız, karar üzerine, "Bu kadar ceza alacağımı bilsem ben de aynı suçu işlerim. Adalet mi bu?" dedi. Hakim Doğangün, anne Yıldız'a yönelerek, kararın kendisini memnun etmediğini bildiğini belirtti. Doğangün, yasal boşluğu kastederek, "Kararın tatmin edici olmadığını biliyorum. Ama yapabileceğim bir şey yok" diye konuştu. Duruşma sonrası konuşan Avukat Pekçe, Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 30 milyarlık tazminat davası açacaklarını ve davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıyacaklarını söyledi.
Nasıl gözaltına alınmıştı?
Murat Yıldız, 29 Ocak 1995 tarihinde polislerle arasında bir tartışma çıkması üzerine havaya ateş açtığı iddia edilerek gözaltına alınır. Polisler bir süre Bornova Asayiş Şube Müdürlüğü'nde gözaltında tutulan Yıldız'ın kullandığı silahın Kartal'dan alındığını savunarak, Yıldız'ı İstanbul'a getirmek isterler. Yıldız, İstanbul'a getirilmek üzere Karamürsel adlı bir feribota bindirilir. Feribotun hareket etmesinden kısa bir süre sonra Yıldız'ın denize atladığı iddia edilir. Polislerin iddiasına göre Yıldız tuvalete gitmek istemiştir, bileklerindeki kelepçeler çözüldükten sonra da denize atlamıştır.
ÖNCEKİ HABER

Milletvekilleri rüşvette mutabık

SONRAKİ HABER

Beykoz'da rant oyunu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...