29 Mart 2000 21:00
İşçi rüşveti reddetti
Medya tekellerinin yanlı haberlerine, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın milyarlık reklamlarına rağmen TÜPRAŞ işçisi oyuna gelmiyor.
İşçi rüşveti reddetti
Hükümetin, medyanın ve patronların bütün teşviklerine, televizyon ve gazete reklamlarına rağmen TÜPRAŞ işçisi hisse senetlerine rağbet etmedi. TÜPRAŞ'ta çalışan toplam 3102 işçiden sadece 400 kişi hisse senedi satın almak için talep formu doldurdu. Yani işçiler, TBMM'deki rüşvetçilere ders verircesine, kendilerine sunulan rüşveti reddettiler. "Özelleştirmeci kafa"lar ise TÜPRAŞ işçisinin ücretinin de yüksek olmasına rağmen hisse almaya yanaşmamasına şaşırıyorlar!
Medya tekellerinin yanlı haberlerine, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB)'nın milyarlık reklamlarına, hükümetin teşviklerine rağmen TÜPRAŞ işçisi oyuna gelmiyor. Türkiye'nin en büyük ve kârlı kurumuna ortak olmaya çağrılan işçiler, işlerine ve sendikalarına yapılan saldırıyı hisse almayarak protesto ediyor. TÜPRAŞ'ta çalışan 3102 işçiden sadece 400'ü hisse senedi talep formu doldurdu. Ön talep süresi ise dün sona erdi.
Üstelik ÖİB ön talebin daha avantajlı olduğu yönünde propaganda yapıyordu. Ön talebin avantajı ÖİB ilanlarında şöyle sıralanıyor: "TÜPRAŞ ön talebi için yapmanız gereken tek şey; ön talep için belirlenecek tarihler arasında, herhangi bir para ödemeden sadece hangi miktarda hisse senedi almak istediğinizi belirtmek. Ön talepte belirttiğiniz miktarı daha sonra almak zorunda değilsiniz."
ÖİB'ye göre bu "mükemmel avantaj"a rağmen TÜPRAŞ işçisi ön talebe ilgi göstermedi. Oysa televizyon ve gazete haberlerinde, ilk gün satışlarının rekor düzeyde olduğu ve işçilerin hisse senedi almak için sıraya girdikleri yönünde iddialarda bulunuluyordu. "TÜPRAŞ Patlaması" başlığıyla verilen haberlerde üç günde 548 trilyon liralık satış yapıldığı belirtiliyordu. Ancak TÜPRAŞ işçisine hisse almama, özelleştirmeye ortak olmama çağrısı yapan Petrol-İş'e "Bu ne kafa" diyerek saldıran özelleştirmecilerin hevesi kursaklarında kaldı. Çünkü "özelleştirmeci kafa", TÜPRAŞ işçisinin ücretinin diğer işçi ücretlerine oranla oldukça yüksek olduğu ve buna rağmen hisse almaya yanaşmadıklarından yakınıyorlar.
Hükümetin, medyanın ve patronların bütün teşviklerine, televizyon ve gazete reklamlarına rağmen TÜPRAŞ işçisi hisse senetlerine rağbet etmedi. TÜPRAŞ'ta çalışan toplam 3102 işçiden sadece 400 kişi hisse senedi satın almak için talep formu doldurdu. Yani işçiler, TBMM'deki rüşvetçilere ders verircesine, kendilerine sunulan rüşveti reddettiler. "Özelleştirmeci kafa"lar ise TÜPRAŞ işçisinin ücretinin de yüksek olmasına rağmen hisse almaya yanaşmamasına şaşırıyorlar!
Medya tekellerinin yanlı haberlerine, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB)'nın milyarlık reklamlarına, hükümetin teşviklerine rağmen TÜPRAŞ işçisi oyuna gelmiyor. Türkiye'nin en büyük ve kârlı kurumuna ortak olmaya çağrılan işçiler, işlerine ve sendikalarına yapılan saldırıyı hisse almayarak protesto ediyor. TÜPRAŞ'ta çalışan 3102 işçiden sadece 400'ü hisse senedi talep formu doldurdu. Ön talep süresi ise dün sona erdi.
Üstelik ÖİB ön talebin daha avantajlı olduğu yönünde propaganda yapıyordu. Ön talebin avantajı ÖİB ilanlarında şöyle sıralanıyor: "TÜPRAŞ ön talebi için yapmanız gereken tek şey; ön talep için belirlenecek tarihler arasında, herhangi bir para ödemeden sadece hangi miktarda hisse senedi almak istediğinizi belirtmek. Ön talepte belirttiğiniz miktarı daha sonra almak zorunda değilsiniz."
ÖİB'ye göre bu "mükemmel avantaj"a rağmen TÜPRAŞ işçisi ön talebe ilgi göstermedi. Oysa televizyon ve gazete haberlerinde, ilk gün satışlarının rekor düzeyde olduğu ve işçilerin hisse senedi almak için sıraya girdikleri yönünde iddialarda bulunuluyordu. "TÜPRAŞ Patlaması" başlığıyla verilen haberlerde üç günde 548 trilyon liralık satış yapıldığı belirtiliyordu. Ancak TÜPRAŞ işçisine hisse almama, özelleştirmeye ortak olmama çağrısı yapan Petrol-İş'e "Bu ne kafa" diyerek saldıran özelleştirmecilerin hevesi kursaklarında kaldı. Çünkü "özelleştirmeci kafa", TÜPRAŞ işçisinin ücretinin diğer işçi ücretlerine oranla oldukça yüksek olduğu ve buna rağmen hisse almaya yanaşmadıklarından yakınıyorlar.
YAZARLAR
Mustafa Yalçıner
İsrail-İran güç gösterisi nereye varacak?
Nuray Sancar
Vatan millet ıstakoz
Bülent Falakaoğlu
Istakozun faturası!
Ahmet Yaşaroğlu
Çocuklar ve gençler kime emanet?
Adnan Gümüş
Köy Enstitüsü farkı, şehre ve geleneğe uymazlığı: Hümanist, yararcı, bütüncül köy rehberi
Yücel Özdemir
AB, İran’a karşı Türkiye’ye rol verme peşinde
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
