28 Mart 2000 21:00

Sanat bir yüzleşme alanıdır!

Amatör Tiyatrolar Çevresi (ATÇ), on yedi tiyatro grubunun bir araya gelerek oluşturduğu bir topluluk. 'Tiyatroyu en bilinçli ve en ciddi biçimde yoğurarak yapmanın yolu' şeklinde tarif ettikleri amatörlük ise onlar için bir aşk.

Paylaş
Sanat bir yüzleşme alanıdır!
Ebru Ilgaz
Aslında amatör değiller, ancak kendilerine 'Amatör Tiyatro' adını veriyorlar. Amatörlüğün tarifini ise 'işin heveslisi, bilgisiz' olmaktan farklı, 'bürokratik ve ticari' olmanın dışında durma ve muhalefet edip yüzleşen alternatif bir yol izleme olarak yapıyorlar. Her yıl, insanların yoğun olduğu mekânlarda Amatör Tiyatrolar şenlikleri düzenliyorlar.
Amatör Tiyatrolar Çevresi (ATÇ), işte bu tarife inanan 17 tiyatro grubunun bir araya gelmesi ile oluşturulmuş. Halk sahneleri, işçi tiyatroları ve bağımsız oyuncuların oluşturduğu on yedi grup...
ATÇ, oyun gösterimlerini insanların yoğun olarak bulunduğu mekânlarda yapmayı tercih ediyor: miting alanlarında, fabrika önlerinde, sokaklarda, parklarda...
Tiyatro yüzleşme alanıdır
Ticari tiyatro, bürokratik tiyatro ve amatör tiyatro olmak üzere tiyatroyu üçe ayıran ATÇ'li oyuncular, tiyatroyu bürokratik ve ticari alandan kurtararak özgürleştirmek için çalıştırlarını söylüyorlar. Onlar, devlet engeline takılan tiyatronun bürokratikleştiğini, ticari bir araç haline getirilerek de kirletildiğini düşünüyor: "Kirlenmiş ve çürümüş olanın dışında hareket etmek gerekir. Çünkü tiyatro yüzleşme ve muhalefet alanıdır." Üniversitelerde, liselerde ve işyerlerinde tiyatro yapmaya çalışan ATÇ, eğitim seminerleri düzenliyor ve amatörlere kendi yazarlarını kendileri yaratmaları gerektiği yolunda çağrılar yapıyor.
Yeterince eleştiri yok
İstanbul Sahnesi ATÇ'den bir grup. İstanbul Sahnesi'nde çalışmalarını sürdüren, ATÇ'nin kurucularından Mehmet Esatoğlu, tiyatro alanında yeterince eleştiri olmadığını anlatıyor. "Eleştiri yapılmayınca 'Televole' ve 'Mükremin Abi' kültürü ağırlık kazanıyor" diyen Esatoğlu, gerçekleştirmeye çalıştıkları birlikteliği şöyle anlatıyor: "ATÇ, oyun yazarlığından, metin çözümlemesine kadar her alanda farklı işlem yapmayı denedi. Mesela, 1992 yılından bu yana Dünya Tiyatrolar Günü bildirisini toplumcu yazarlara yazdırıyoruz. İşçilere, onları ezenlerin sanatına karşı kendi sanatlarını yapmalarını, ancak bunu çok nitelikli yaplarını söyledik. Bu noktada bir emekçi tiyatrosu modeli ortaya koydular. 'Emekçiler nasıl olsa oynar ve alkışlanır'ın yerine 'emekçiler çalışırken yoğun emek harcadıkları gibi sahnedeyken de emek harcamalıdırlar' anlayışıyla hareket ediyorlar."
Esatoğlu, Türkiye'de geniş bir halk yığınının tiyatrodan yalıtıldığını söylüyor. Cumhuriyetin ilk dönemlerindeki batı kültürüne ne kadar yakınlaşırsa o kadar ileri gidileceğini düşünen 'tanzimat kafası'nı, kitlenin sanata yabancılaşmasının ve dolayısıyla yalıtılmışlığının ilk adımı olarak yorumluyor Esatoğlu. Daha sonraki baskı dönemlerinde, sanatın tehlikeli bir araç olarak görülmesi, sanatın ve sanatçının aldığı yaraların muhaliflerce yeterince dillendirilmemesi de ATÇ'ye göre yabancılaşmanın sonraki öğeleri olarak sahneye çıkıyor. Esatoğlu, bu tartışmalara muhalif kesimler açısından yön vermenin yolunu ise; "Muhalefet bir şeyler yapmayınca alan başka türlü dolduruluyor. İnsanların, medyanın ve sermaye kültürünün sanat anlayışından etkilenmelerinin önüne geçmek için bir şeyler yapmak gerekiyor. Bu mücadele sadece sanatçıların değil, emekçi kesimlerin de sürdürmesi gereken bir mücadele. Binlerce emekçinin ekrandaki futbol maçıyla sarhoş edilmesine herkes sessiz kalıyor. Aynı durum, emekçilerin sisteme muhalefetlerinin de kırılmasını gündeme getiriyor. Emekçinin hayatına müdahale edecek bir modele ve tartışmalara ihtiyacımız var" şeklinde tarif ediyor.
Tiyatro Simurg, ATÇ içinde yer alan gruplardan birisi. 1997 yılında kurulmuş. Adımını 'Aşka Dair 1' isimli oyunla sahneye atan grup, radyo tiyatroları, sokak tiyatroları yapmış. Halen tiyatro konusunda eğitim çalışmaları yapıyor. Bu yılki Dünya Tiyatrolar Günü'nde elli dakika süren 'Aşka Dair 2' isimli oyunu sergilediler. Aynı zamanda Dario Fo'nun 'Alice Harikalar Olmayan Diyarında' isimli oyununa hazırlanıyor. Tiyatro Simurg, on bir oyuncudan oluşuyor. Oyunculardan Hale Üstün amatörlüğün tarifini bakın nasıl yapıyor: "Amatörlük, profesyonelliğe karşı yapılan bir örgütlemeden çok, sanatçının hayat duruşu doğrultusunda tiyatroyu sahneye taşıma şeklidir."
Amatörlük 'aşk'tır
ATÇ'deki gruplardan bir diğeri Özgür Sahne. Grup, 1998 yılının son aylarında kurulmuş. İnsanın, insanlaşabilmesi için mutlaka sanatın bir dalıyla uğraşması gerektiğini düşünüyor Özgür Sahne oyuncuları. Onlar da ürettiklerinin mümkün olduğunca çok insana ulaşması için kalabalık mekânları sahneleştiriyorlar. Fidan Eroğlu, Özgür Sahne'nin çalışmalarını ve amatörlük kavramına yüklediği misyonu aktarıyor bize: "Grupta beş kişi bulunuyor. Hepimiz çalışan insanlarız. Sahneye ilk olarak koyduğumuz oyun Jan Pardio'nun 'Kim Var Orda' isimli oyunuydu. 1 Mayıs'ta "Dürzüleri mi Seçtik Dürüstleri mi" isimli oyunu tüm kortejlerin önünde oynadık. Ben uzun süre fabrikada çalıştım. Orada insanlar sürekli olarak maddi anlamda üretiyorlar. Ama kendilerini üretmeye vakit bulamıyorlar. Bu durum büyük bir yabancılaşma yarattı. Biz, yabancılaşmanın önüne geçmek, insanlaşma eylemi başlatmak için oynuyoruz. O nedenle de yarattığımız ürünleri, piknik alanlarında, miting alanlarında kalabalık mekânlarda oynuyoruz. Ürettiğimiz şeylerin belli sayıdaki insana değil, mümkün olduğunca çok insana, hayatı yaratan insanlara ulaşmasını istiyoruz. İnsanın kendisini üretme süreci son bulmadıkça amatörlük de son bulmayacak. Amatörlük aşktır. Bu tutkuyu yaşamak ve insan olmak için mücadele etmektir. Bu anlamda hayatın karşısında amatör kalmak istiyoruz." Özgür Sahne çalışmalarını İnsancıl Atölyesi'nde sürdürüyor. Oyunculardan Fadime Yılmaz, tiyatroyu bir ayna olarak gördüklerini, çalışmalarının ise şiirin, felsefenin, resmin insanlara ne anlamda gerekli olduğunu anlatmaya yönelik olduğunu belirtiyor.
ÖNCEKİ HABER

Norm kadro durdurulmalı

SONRAKİ HABER

5 artı 5'te ilk tur bugün

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...