9 Mart 2000 22:00

SEKA rantiyeye

SEKA rantiyeye peşkeş çekilmek isteniyor
Selüloz-İş Sendikası Genel Başkanı Ergin Alşan, özelleştirme kapsamına alınan SEKA teknolojisine, 10 yıldır bilinçli biçimde yatırım yapılmadığını ifade ederek, "SEKA'ları bu hale getiren, KİT'leri birer arpalık olarak gören siyasi zihniyettir" dedi. Selüloz-İş Sendikası'nın avukatı Murat Özveri de basında yer alan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın SEKA'yı tanıtan ilanının ilginç olduğunu söyledi. Özveri, ilanda SEKA'nın "yeni yatırımlarla büyüdüğü, kapasitesini 10 yılda yaklaşık 2.5 misli artıran, 100 trilyon lira sermayeli dev bir kuruluş" ibaresinin yer aldığını hatırlatarak, "Buna rağmen satılmak istenmesi, rantiyecilere peşkeş çekme anlamına gelir" dedi.
Alşan, düzenlediği basın toplantısında, SEKA Genel Müdür Yardımcısı Metin Yurtbay'ın yerel bir gazetede yayımlanan "SEKA'nın en büyük handikapı İzmit Müessesesi'dir. Çünkü bu müessese teknolojik yenilemesini yapamadığı için verimi çok düşüktür" sözlerine tepki gösterdi. SEKA İzmit Müessesesi'nin kurulduğu 1936 yılından bu yana ülkeye 8 işletme kazandırdığını ifade eden Alşan, "Sayın Yurtbay'ın beğenmediği bu işletmenin ürettiği kâğıt, yıllarca Türkiye'de sanayileşmeyi sembolize eden 3 beyazdan 1'i olmuştur" diye konuştu. Alşan, "Sayın Yurtbay, gerekli yatırımları kendi inisiyatifi ile yapmıyor ise en hafif deyimle görevi suiistimal suçunu işliyor. Eğer Yurtbay SEKA'yı yaşatmak istiyor ve birileri buna engel oluyorsa, siyasi baskıları, kamuoyuna açıklaması gerekir" dedi. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


16 Mart ve Halepçe anıldı
16 Mart ve Halepçe katliamları, Eczacılık Fakültesi önüde söylenen marşlarla anıldı. Anma gerekçesiyle, Beyazıt çevresi polis tarafından abluka altına alındı.
Beyazıt'ta 22 yıl önce 7 öğrencinin ölümü, 41'inin de yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı ve silahlı saldırı ile 1989 yılında Halepçe'de binlerce kişinin kimyasal silahlarla katledilmesi dün bir kez daha lanetlendi. Anma, 16 Mart tarihinin kurban bayramının birinci gününe denk gelmesi nedeniyle erken gerçekleştirildi.
Öğrenciler önce İstanbul Üniversitesi (İÜ) Merkez Kampüs'te bulunan Siyasal Bilgiler Fakültesi önünde toplandı ve ön kapıya doğru ellerinde "Devrimci-demokrat öğrenciler" imzalı "16 Mart'ı unutmayacağız" pankartı arkasında yürüyüşe geçti. Rektörlük önünde polis tarafından durdurulan öğrenciler ile polisler arasında bir süre tartışma yaşandı. Tartışma sonucunda öğrencilerin yürümesine izin verildi ve kapalı tutulan üniversite kapısı açıldı.
Uyum politikalarına hayır!
Kapının önünde basın açıklaması yapan öğrenciler, IMF'yi Dünya Bankası (DB)'nı, SSK Yasası'nı, özelleştirmeleri ve nükleer santralleri protesto ettiler. 16 Mart, Halepçe, Sivas, 1 Mayıs 1977, Gazi katliamlarından örnekler veren öğrenciler, Sendikacı Süleyman Yeter'in anmasına yapılan saldırıyı da kınadılar. Öğrenciler, basın açıklamasına şöyle devam ettiler: "Bugün, IMF politikalarına karşı, yani emperyalizme karşı, bugün özelleştirmeye yani yoksulluğa karşı, bugün eğitimin özelleştirilmesine karşı, bugün hücre tipine karşı buradayız. Bizden korkun. Uyum politikalarınıza uymayacağız. Mücadele etmekten yılmayacağız."
Basın açıklamasının ardından öğrenciler, 16 Mart katliamının gerçekleştiği Eczacılık Fakültesi önüne gelerek ölenlerin anısına 1 dakikalık saygı duruşunda bulundular; ardından marşlar söyleyip şiirler okudular. Öğrenciler daha sonra sloganlar eşliğinde tekrar Merkez Kampüs'e yürüdüler ve eylemlerini bitirdiler.
Edebiyat Fakültesi'nde de eylem
Aynı saatlerde Edebiyat Fakültesi Hergele Meydanı'nda da 250 öğrenci eylem yaptı. "Faşizme karşı omuz omuza", "Devrim şehitleri ölümsüzdür", "Beyazıt faşizme mezar olacak", "Halepçe'nin hesabı sorulacak", "Yaşasın halkların kardeşliği ve "Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek" sloganlarını atan öğrenciler, yaptıkları konuşmalarda da, katliamların hesabının sorulacağını söylediler.
Polis yığınak yaptı
Öte yandan polis, Beyazıt Meydanı ve çevresinde yoğun önlemler aldı. Dün sabah saatlerinden itibaren panzer ve "robocop" destekli olarak Beyazıt Meydanı ve çevresine yerleşen polisler, meydana girenleri üst aramasından geçirdi. İstanbul Üniversitesi öğrencisi olmayan kişiler de alana sokulmadı. İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir de, İstanbul Üniversitesi Yerleşkesi'nin önüne gelerek, alınan önlemleri denetledi. Yardımcılarına çeşitli talimatlar veren Özdemir, daha sonra alandan ayrıldı.