24 Şubat 2000 22:00
Tüzel: Terörle ülke yönetilemez!
Emeğin Partisi (EMEP) Genel Başkanı A. Levent Tüzel, hukuksuzluk ve terörle ülkenin yönetilemeyeceğini söyledi
Tüzel: Terörle ülke yönetilemez!
Emeğin Partisi (EMEP) Genel Başkanı A. Levent Tüzel, hukuksuzluk ve terörle ülkenin yönetilemeyeceğini söyledi. Tüzel, demokratikleşmeyi devletin bugünkü yöneticilerinin iki dudağı arasından çıkacak sözlerde aramanın ve her şeyi AB'ye bağlamanın çare olmayacağını da vurguladı.
EMEP Genel Başkanı Tüzel, dün yaptığı açıklamada, son günlerin Türkiye'sine bakıldığında hem ekonomik, hem de siyasal boyutlarıyla "dünyaya uyum"un faturasının halka kesilmesinin ağırlığının yaşandığını belirterek, her şeyiyle olağandışı yönetimin hakim olduğu bu süreçte halkın iradesinin hiçe sayıldığını vurguladı.
İşçiler ve memurların yoksulluk sınırı altındaki ücretle çalışırken, TÜSİAD'ın hükümete ücretlere müdahale çağrısı yapabildiğini, paralı eğitimin mağduru üniversite öğrencilerinin harçlarının inanılmaz boyutlara çıkarılmak istendiğini, özelleştirilen hizmetlerin rant kapısına dönüştürüldüğünü, "sivri biber" hafiflikleriyle enflasyonla mücadele görüntüsü yayıldığını dile getiren Tüzel, "Cumhurbaşkanı seçiminde Demirel pazarlığı devletin geleceği açısından, vazgeçilmezlik noktasına taşınıyor. Sanki Ecevit ve Demirel olmazsa, vay halimize! Sermaya çevreleri bu konsepti en iyi bu ekiple yürüteceğini bildiğinden, bu ikiliyi bırakmak istemiyor. Ancak, toplum da tehdit edilmekten geri durulmuyor" dedi.
28 Şubat "kararlılığı"nın halen işbaşında olduğunu söyleyen Tüzel, şöyle devam etti: "Son olarak HADEP eski ve yeni genel başkanlarına verilen hapis cezaları ile, HADEP'li üç belediye başkanının tutuklanması, Kürt sorununun egemen anlayış çerçevesinde "çözümünde" atılan bir ileri adım. Halkın seçilmiş temsilcilerine sahip çıkmasına yönelik saldırı da şimdiye kadar olanların bir benzeri: Şiddet ve terör".
Türkiye'nin emek ve demokrasi güçleriyle her şeyi AB'ye bağlamak ve bununla açıklamak tutumundan vazgeçmesi gerektiğini vurgulayan Tüzel, demokratikleşmeyi devletin bugünkü yöneticilerinin iki dudağı arasından çıkacak sözlerde aramanın ya da "Biz zararsısız" yaklaşımıyla anlayış ve kabul görmeyi beklemenin çare olmayacağını dile getirdi. Tüzel, demokratik bir Türkiye açısından gerek emeğe dönük saldırılarnı püskürtülmesinde, gerekse Kürt sorunununda halkın iradesinin esas alınacağı bir çözümün geliştirilmesinde, sadece sorunları dile getirmek değil, birleşik, örgütlü, mücadeleci bir çalışmanın sürdürülmesinin zorunluluğunun daha da anlaşılır olması gerektiğini kaydetti.
Emeğin Partisi (EMEP) Genel Başkanı A. Levent Tüzel, hukuksuzluk ve terörle ülkenin yönetilemeyeceğini söyledi. Tüzel, demokratikleşmeyi devletin bugünkü yöneticilerinin iki dudağı arasından çıkacak sözlerde aramanın ve her şeyi AB'ye bağlamanın çare olmayacağını da vurguladı.
EMEP Genel Başkanı Tüzel, dün yaptığı açıklamada, son günlerin Türkiye'sine bakıldığında hem ekonomik, hem de siyasal boyutlarıyla "dünyaya uyum"un faturasının halka kesilmesinin ağırlığının yaşandığını belirterek, her şeyiyle olağandışı yönetimin hakim olduğu bu süreçte halkın iradesinin hiçe sayıldığını vurguladı.
İşçiler ve memurların yoksulluk sınırı altındaki ücretle çalışırken, TÜSİAD'ın hükümete ücretlere müdahale çağrısı yapabildiğini, paralı eğitimin mağduru üniversite öğrencilerinin harçlarının inanılmaz boyutlara çıkarılmak istendiğini, özelleştirilen hizmetlerin rant kapısına dönüştürüldüğünü, "sivri biber" hafiflikleriyle enflasyonla mücadele görüntüsü yayıldığını dile getiren Tüzel, "Cumhurbaşkanı seçiminde Demirel pazarlığı devletin geleceği açısından, vazgeçilmezlik noktasına taşınıyor. Sanki Ecevit ve Demirel olmazsa, vay halimize! Sermaya çevreleri bu konsepti en iyi bu ekiple yürüteceğini bildiğinden, bu ikiliyi bırakmak istemiyor. Ancak, toplum da tehdit edilmekten geri durulmuyor" dedi.
28 Şubat "kararlılığı"nın halen işbaşında olduğunu söyleyen Tüzel, şöyle devam etti: "Son olarak HADEP eski ve yeni genel başkanlarına verilen hapis cezaları ile, HADEP'li üç belediye başkanının tutuklanması, Kürt sorununun egemen anlayış çerçevesinde "çözümünde" atılan bir ileri adım. Halkın seçilmiş temsilcilerine sahip çıkmasına yönelik saldırı da şimdiye kadar olanların bir benzeri: Şiddet ve terör".
Türkiye'nin emek ve demokrasi güçleriyle her şeyi AB'ye bağlamak ve bununla açıklamak tutumundan vazgeçmesi gerektiğini vurgulayan Tüzel, demokratikleşmeyi devletin bugünkü yöneticilerinin iki dudağı arasından çıkacak sözlerde aramanın ya da "Biz zararsısız" yaklaşımıyla anlayış ve kabul görmeyi beklemenin çare olmayacağını dile getirdi. Tüzel, demokratik bir Türkiye açısından gerek emeğe dönük saldırılarnı püskürtülmesinde, gerekse Kürt sorunununda halkın iradesinin esas alınacağı bir çözümün geliştirilmesinde, sadece sorunları dile getirmek değil, birleşik, örgütlü, mücadeleci bir çalışmanın sürdürülmesinin zorunluluğunun daha da anlaşılır olması gerektiğini kaydetti.
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
