22 Şubat 2000 22:00

Efendilik buysa, biz efendi olmayacağız!

12 Kasım Düzce depremi sonrası büyük hasar gören köylerde yaşayanlar haklarını aramak için bir araya geldiler. Depremzedeler, sağlık ve eğitim hizmeti alamadıklarını, kredi başvurularının reddedildiğini dile getirerek, "Köylüler milletin efendisidir, diyorlar. Efendilik böyleyse, biz artık efendi olmak istemiyoruz" diyorlar.

Paylaş
Efendilik buysa, biz efendi olmayacağız!
Düzce'nin güneyinde yer alan 30 köyde yaşayan depremzedeler, oluşturdukları "Hak Arama Platformu" ile yerine getirilmeyen vaatlerin peşine düşüyor ve haklarını arıyor. Talepleri için imza kampanyası da başlatan depremzedeler, imza kampanyası sonunda topladıkları imzaları bir basın açıklaması ile Düzce Valiliği'ne verecek. Görüştüğümüz köylüler, okul sorunundan kredi verilmemesine, ürün alacaklarının ödenmemesinden sağlık hizmeti verilmemesine kadar birçok sorunu dile getirerek, talepleri yerine getirilene kadar haklarını arayacaklarını belirtiyor.
Hak Arama Platformu'ndan Ersin Kavil, deprem sonrası yaşadıkları sorunların çokluğuna dikkat çekerek, geçim kaynaklarından biri olan tavuk kümeslerinin de depremde hasar gördüğünü ve kredi için başvurduklarında vergi lehvası olmadığı için kredi verilmeyeceğinin söylendiğini anlatıyor. Yıllardır kuruşu kuruşuna vergi verdiklerini ifade eden Kavil, "Buna rağmen kredi talebimiz yerine getirilmiyor. 'Köylüler milletin efendisidir' diyorlar. Efendilik böyleyse, biz köylüler artık milletin efendisi olmak istemiyoruz" diyor.
Alacaklar ödenmiyor
Kadri Avdaş ise, köylerde yıkılan ahır, samanlık ve kuruluklar için orman işletmesinden onarım ve tamiratlarda kullanılmak üzere kereste verilmesini istiyor. Cami ve okulların da bir an önce hizmete girmesi gerektiğini söyleyen Avdaş, şöyle devam ediyor: "11 köyün 400 öğrencisinin okuduğu çadır fırtınada uçtu. Bu nedenle çocukların eğitimine ara verildi. Bunların yerine prefabrik okul yapılmalıdır. Ayrıca, şehir ve köy ayrımı yapılıyor. Köylerde yıkılan eve 3.5 milyar, şehirde yıkılan eve 6 milyar veriliyor. Sanki bunlar aynı çimento ve demirden yapılmadı." Avdaş, üretici köylülerin taleplerini de şöyle sıralıyor: "Köylülerin devletten alacağı pancar, fındık gibi mahsullerin bedellerinin ödenmesinde deprem bölgesine öncelik sağlanmalıdır. Pancarda kota kaldırılmalıdır."
Ahmet Baykurt adlı köylü de, köylülerin hiçbir sosyal güvencesi olmadığına dikkat çekiyor. Depremden sonra yaralı ve hastaları İstanbul'daki hastanelere ambulansla gönderdiklerini, ama Düzce'deki hastanelerin hastalarını kabul etmediğini anlatan Baykurt, "Sağlık Bakanlığı'nın deprem ile ilgili çıkarttığı bir kitapçık var. Ancak uygulanmıyor. Bu nasıl olur? Sağlık taramasının gerekli olduğunu kabul etmiyorlar. Bir an önce sağlık taraması yapılarak, bulaşıcı hastalıklar önlenmelidir" diyor.
Elektrik faturaları sorun
Baykurt, deprem bölgesinin tamamında depremzedelerin yakındığı elektrik faturaları sorununa da değiniyor. Baykurt, "Deprem bölgesinde elektrik harcamaları ile ilgili herhangi bir ücret talep edilmeyeceğini devlet yetkilileri açıklamıştı. Deprem sonrası köylerde bulunan orta ve ağır hasarlı evlerin de aynı haktan yararlanması gerekiyor. Ancak elektrik, su ve telefon faturaları yüklü geliyor. Köylüler, hiç gelirleri yokken, biriken borçları ödemeyeceği için mağdur durumda" diyor. Köylüleri son olarak, 'Hak Arama Platformu'nun sorunlar çözülene dek çalışacağını söylüyorlar.
ÖNCEKİ HABER

Gökçek, 109 işçiyi işten attı

SONRAKİ HABER

KFOR'dan 'huzur operasyonu'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa