Köşk hesaplaşması

Köşk hesaplaşması
Cumhurbaşkanı Demirel'in görev süresinin dolmasına aylar kala, Çankaya üzerinden başlayan hesaplaşma, çeşitli yönleriyle sürüyor. Şu anki siyasal konjonktürde en kolay, en uzlaşılır çözüm olduğu için Demirel'in görev süresinin uzatılması üzerinden varılmak istenen mutabakat kolaylıkla ve sorunsuz bir şekilde sağlanacak gibi görünmüyor. Demirel'in görev süresinin uzatılmasını sağlayacak Anayasa değişikliğine sıcak ya da soğuk bakan her partinin farklı hesapları var.
Demirel'i 5 yıl daha köşkte tutmaya en hevesli partiler DSP ve DYP. Hükümetin büyük ortağı DSP, siyasi istikrarı sağlama vurgusu üzerinden bu çözümün en akılcısı olduğunu düşünüyor. Hükümet içerisindeki konumunun hassas dengelerle ve asıl patronların -siyasal alanda MGK, ekonomik alanda IMF ve Dünya Bankası- desteğiyle sağlandığını bilen Ecevit, partisinden bir kişinin cumhurbaşkanlığı için aday olmasının uygun düşmeyeceğinin farkında. Bu durumda, ağırlığı ve kariyeri ile kendisiyle en kolay çalışabileceği Demirel'e oynuyor.
Çiller'in Demirelciliği
Demirel'in Çankaya'da 5 yıl daha kalmasının en ateşli savunucusu Tansu Çiller ve DYP'si. Köşkten inmiş bir Demirel'in 'uzun mücadelelerin ardından hakim olduğu' DYP'deki konumunu sarsabileceğini hesaplayan Çiller, bu konumunun bozulmasından korkuyor. Bu nedenle politik yaşamında hiç yapmadığı kadar 'kişisel ihtirastan uzak' 'uzlaşmacı' bir görüntü çiziyor.
Cumhurbaşkanlığı için 5+5 formülünü içeren bir teklifi, FP'yle birlikte TBMM'ye sunan DYP, seçimin de halk oyuyla yapılmasını istiyor. Ancak, Çiller, cumhurbaşkanını halkın seçmesini sağlayacak bir eğilimin olmadığını bildiği için, teklifi üzerinde ısrarcı olmuyor. Daha teklifi Meclis'e sunmadan "kabul edilmezse, cumhurbaşkanını eskisi gibi Meclis'in seçeceği 5+5 teklifini imzalarım" diyecek kadar "uzlaşmacı" davranan Çiller, bu nedenle tüm liderlerle görüştü. İşlerin sarpa sardığını gören Çiller, 'samimiyet' çağrılarının ardından perşembe günü ikinci liderler turuna çıkacak.
Yılmaz'ın köşk hayali
Ecevit'in çağrısı ve bastırmasıyla Demirel'in Çankaya'daki görevini sürdürmesini sağlayacak 5+5 teklifine 'evet' diyen ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, bu konudaki samimiyeti en çok sorgulanan kişi oldu. Cumhurbaşkanlığı için hesapları olduğu, bu nedenle hükümette görev üstlenmediği söylenen Yılmaz ve partisi ANAP, 5+5 konusunda ikircikli ve güvenilmez bir tablo çiziyor. ANAP'tan Demirel'in görev süresinin uzatılmasına muhalif sesler yükselirken, Yılmaz'da bunu kullanarak 'partisini ikna etmeye çalışan lider' görüntüsü oluşturuyor. Ancak, ANAP'taki muhalefetin "Yılmaz'a rağmen" yükseldiğini söylemek oldukça zor. Aksine cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda ANAP'ta oluşan tablonun Yılmaz tarafından da teşvik edildiği konuyla yakından ilgilenenler açısından kolaylıkla görülebilecek açıklıktadır.
Yine Yılmaz'ın dünkü açıklamaları da şu ana kadar sergilediği tutumundan farklı olmadı. 5+5in Demirel için gündeme gelmediğini iddia eden Yılmaz, aday olup olmadığı yönündeki sorulara da "aday değilim" demedi.
MHP pusuda
5+5 formülüne şu an için "Demirel'in seçilmesi" kaydıyla destek veren MHP, bu konuda kamuoyuna yönelik açıklamalardan kaçınıyor. Ancak MHP, Demirel üzerindeki mutabakatın bozulması haline kendi adayını çıkartacağını açıklayarak, hükümetin başka bir aday üzerindeki olası mutabakatının da önünü kesmeyi hedefledi. MHP'nin Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu'nu aday göstermeyi planladığı ve FP'nin de destek vermeye hazır olduğu ifade ediliyor.
FP başka kazançlar peşinde
DYP'yle birlikte 5+5 formülünü içeren "Cumhurbaşkanını halk seçsin2 önerisini Meclis'e sunan FP, Demirel'e destek vermeyi belli şartlara bağlamış durumda. Kendisini rahatlatacak, Erbakan'ın siyasi yasaklı olmasının önüne geçecek yasal düzenlemelerle pazarlık masasına oturmayı bekleyen FP, ANAP'ın tutumu nedeniyle kendisine ihtiyaç duyulabilecek parti konumuna gelebilir. Bu nedenle FP'nin tutumu da Tahkime karşı FP'nin kapatılmasını zorlaştıracak Siyasi Partiler Yasası değişikliği pazarlığındaki durumun tekrarlanmasını sağlayacak şartları oluşturmak üzerine kurulu.