20 Şubat 2000 22:00

Yeter'in katilleri tutuklansın

Yeter'in katilleri tutuklansın
Limter-İş Sendikası Eğitim Uzmanı Süleyman Yeter'in, gözaltında tutulduğu İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde işkence edilerek öldürülmesi üzerine açılan davanın üçüncü duruşması yarın görülecek. Davanın ilk duruşmasında, üç polis hakkında tutuklama kararı verilmiş, ancak bu karar infaz edilmemişti. Haklarında tutuklama kararı bulunan polisler, davanın ikinci duruşmasına da getirilmezken, Yeter'in ailesi, sendikacılar ve duyarlı kamuoyunun mahkemeyi izlemesine izin verilmemişti. Duruşma salonuna alınmayan kitle, bir de polisin saldırılarına ve tacizlerine maruz kalmıştı.
Polisler tutuklanmıyor
Yarın saat 09.30'da Sultanahmet Adliyesi'nde görülecek dava hakkında gazetemize bilgi veren Avukat Gülseren Yoleri, polisler hakkında verilen tutuklama kararının infaz edilmediğini ve bu polislerin 'disiplin soruşturması nedeniyle bulunamadığı'nın söylendiğini belirtti. Yarın görülecek duruşmaya bu polislerin getirileceğine dair bir bilgi alamadıklarını kaydeden Avukat Yoleri, "Bu duruşmanın da usuli işlemlerin yapılmasıyla geçeceğini düşünüyoruz. Bu duruşmada talebimiz olacak, çünkü Emniyet Müdürlüğü'nün kendi elemanlarını yakalayamamasından dolayı sorumlulukları var. Bu görevlerini yerine getirmezlerse haklarında işlem yapılmasını isteyeceğiz" dedi.
Kamuoyu davaya duyarlı
Davaya katılımın yoğun olmasını beklediklerini belirten Avukat Yoleri, şunları söyledi: "Yeter'e işkence yapıldığını ortaya koyduğu için İstanbul Tabip Odası'ndan Profesör Şebnem Koru Fincancı hakkında soruşturma açıldı. Bu konuda İstanbul Valiliği'nin sorumluluğu var. Gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyorlar."
Platformdan çağrı
Bu arada, kitle örgütleri ile emek örgütlerinin davaya ilgisi sürüyor. İstanbul Emek Platformu tarafından yapılan yazılı açıklamada, 22 Şubat'ta Ankara'da görülecek Ulucanlar ve İstanbul'da görülecek Süleyman Yeter davalarına katılım çağrısı yapıldı. Açıklamada, siyasal iktidarın tüm emekçilere ve muhaliflere yönelik gerçekleştirdiği saldırıların bir parçası olan işkencehanelerde ve cezaevlerinde yaşanan katliamlara yenilerinin eklenmesini önlemek, cezaevlerinde daha fazla ölüm anlamına gelecek hücre tipinin yaşama geçirilmesine izin vermemek için adalet, eşitlik ve özgürlük isteyen herkes bu iki davaya sahip çıkmaya çağırıldı.
İşkencenin önlemek için...
Limter-İş Sendikası Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada da, muhalif olan tüm güçlerin ciddi saldırılarla karşılaştığı belirtililerek, Yeter davasına sahip çıkmanın bu açıdan önemli olduğu vurgulandı. Açıklamada, "işkenceye, baskıya ve yoksulluğa hayır" diyenlere, yarın saat 09.30'da, Sultanahmet Adliyesi'nde görülecek olan duruşmaya katılım çağrısında bulunuldu. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Üniversitelere demokrasi
   Abu Jamal'e özgürlük!
Ülkenin çeşitli illerinde okuyan üniversite öğrencileri, Mersin Üniversitesi'nde öğrencilerin ucuz ve sağlıklı yemek talebiyle bir eylem düzenleyen Mersin Üniversitesi Öğrenci Temsilciler Konseyi (ÖTK) Başkanı'na verilen üç haftalık okuldan uzaklaştırma cezasının geri alınması ve bu tip cezalara olanak sağlayan YÖK Disiplin Yönetmelikleri'nin kaldırılması amacıyla imza kampanyası başlattılar.
Daha çok üniversitelerde faaliyet gösteren ve belirli bir temsiliyeti olan ÖTK, kol, kulüp, topluluk gibi oluşumların ve örgütlerin temsilcilerinin desteğini ve imzasını almayı hedefleyen çalışma, yine ülkenin çeşitli illerindeki üniversitelerde okuyan ÖTK, kol, kulüp vb. oluşumların temsilcilerinin katılımıyla, 26 Aralık'ta Ankara'da düzenlenen temsilciler toplantısında kararlaştırılmıştı.
'Cezalar üniversiteyle bağdaşmıyor'
Biri Mersin Üniversitesi Rektörlüğü'ne, diğeri de Yüksek Öğretim Kurumu Başkanlığı'na yönelik olarak imza metinleri hazırlayan öğrenciler, bu metinlerde "Öğrenci temsilcilerinin, öğrencilerin taleplerine karşı sorumlulukları gereğince yaptıkları bu tür etkinliklerin gerekçesi ile cezalandırılmalarını antidemokratik ve onları seçen öğrencilerin inisiyatifini hiçe sayan bir tutum" olarak niteleyerek, "Bilim yuvası olan üniversiteye bağdaşmayan bu cezalandırmanın" iptalini talep ettiler. Metinde ayrıca, disiplin yönetmeliklerine de değinen öğrenciler, "pek çok öğrencinin bilime, demokrasiye ve insan haklarına aykırı biçimde soruşturulmasına ve cezalandırılmasına" neden olan disiplin yönetmeliklerinin de kaldırılmasını istediler. Toplanan imzaların Mersin Üniversitesi Rektörlüğü-Mersin ve Yüksek Öğrenim Kurumu Başkanlığı-Ankara adreslerine iletileceği bildirildi.
Abu Jamal'le dayanışma kampanyası
Diğer yandan öğrenciler, özellikle Amerika ve Avrupa'da çeşitli dayanışma kampanyalarının ve etkinliklerinin konusu olan idam mahkûmu siyah gazeteci Abu Jamal'la dayanışma etkinlikleri başlatma kararı da aldılar.
Bu kararları doğrultusunda Abu Jamal'e yapılan haksızlıkların giderilmesi ve kendisinin bir an önce serbest bırakılması talebini içeren faks ve e-mail'ler yollamaya hazırlanan öğrenciler, Abu Jamal Davası Yargıcı Han.William H.Yohn'a gönderecekleri bir metinde hazırladılar.
Metinde, Jamal'in siyahların haklarını savunan bir gazetede çalışması ve düşünceleri nedeniyle asılsız bir suçlamaya maruz bırakıldığını hatırlatan öğrenciler, hakkında somut hiçbir delil yokken idam cezasına çarptırılan Gazeteci Abu Jamal'in bir an önce özgürlüğüne kavuşturulmasını talep ettiler. Kendisini, tüm dünyada insan haklarının baş temsilcisi gibi gösteren ABD'nin insanlık dışı tutumunu da kınayan öğrenci temsilcileri tüm üniversitelere kampanyaya katılım çağrısı yaptı.

Öğrenci temsilcileri, kol, kulüp, topluluk başkan ve yöneticilerinin başlattığı kampanyada imzalanan metinler aşağıdaki numaralara ulaştırılacak.
Mersin Üniversitesi Rektörlüğü;
Telefon: (0 324) 358 71 16, Santral: 361 00 01 (10 hat), Faks: (0 324) 359 78 15
Yüksek Öğretim Kurulu;
Telefon: (0 312) 298 70 00, Faks: (0 312) 266 47 59.