16 Şubat 2000 22:00
Hortlayan Nazi sanatı!..
GÜNÜN YAZILARI
Hortlayan Nazi sanatı!..
Tony Paterson - Daily Telegraph
Üçüncü Reich sırasında üretilmiş güzel sanatlar, sinema ve edebiyat eserlerinin kamu gösterimlerine açılmasını engelleyen tabunun kırılmaya uğramasıyla, Nazi kültürü yeniden ortaya çıkmaya başlıyor. Son zamanlarda Almanya sanat çevrelerinde yayılan oyunlar, kitaplar ve filmler bir zamanlar Naziler tarafından kullanılmış teknikleri içerirken, galeri sahipleri de bizzat Hitler tarafından 'takdis edilmiş' ressamların tablolarını gösterime açıyorlar. Bu hareketlerin, Nazi sanatının propaganda etkisinden çok, sanatsal düzlemde bir yeniden değerlendirilmesi sürecinin parçalarını teşkil ettikleri iddia ediliyor. Tabunun kırılmasını destekleyen Münihli sinema yönetmeni Thomas Schüly, sanat ve estetik konusuna çok çelişkili bir yerden baktığını ispatlarcasına, "Olayların 50 yıl ardından, estetik ve politikanın birbirinden ayrıştırılması mümkün olmak zorundadır" dedi.
'Nasyonal sosyalist dokunaklılık'
Schüly, "İradenin Zaferi" adlı Nazi propaganda filmini yöneten, dışlanmış sinema yönetmeni Leni Riefenstahl üzerine yeni bir belgesel hazırlıyor ve "her an Nazilerce katledilmiş altı milyon Yahudi'yi düşünmek zorunda kalmadan" çalışmasını sürdürmek istediğini söylüyor. Riefenstahl üzerine yapılmış iki "siyasi olmayan" belgeselin dışında, eleştirmenler tarafından "nasyonal sosyalist dokunaklılık" içerdiği söylenen bir tiyatro oyunu ve Nazi heykeltıraşı Arno Breker'in çalışmalarından oluşan bir sergi de bu yeni eğilimin getirdiklerinin arasında bulunuyor.
Bunlar, yılbaşı gecesi Berlin'de sergilenmiş olan ve Hitler dönemini anımsattığı şeklinde eleştirilen projektör gösterisinin ve geçen yıl Weimar'da gösterime açılan Nazi sanatına adanmış serginin ardı sıra yaşanan gelişmeler. Berlin'deki ışık gösterisinin tasarımcısı olan Gerd Hof, Nazi tarzı sanata karşı takınılan apolitik tavra değiniyor. 48 yaşındaki Doğu Almanyalı Hof, yılbaşı gecesi ikinci bin yılı kutlama gösterileri kapsamında, başkentte bulunan 'Zafer Sütunu' heykelinde düzenlenen dev projektör gösterisinin tasarımını yapmıştı. Gösterinin planları; '30'lardaki Nazi yürüyüşlerinin ve 1936'daki Olimpiyat oyunlarının kutlamaları için, Hitler'in mimarı Albert Speer'e hazırlattığı şaşaalı ışık gösterilerinin neredeyse aynısı olarak görülerek tepki almıştı. Hof, sonunda tepkileri dindirebilmek için gösterinin bazı kısımlarını yeniden tasarlamak zorunda kalmıştı. Ama gösteri planlandığı gibi sahnelendi. Hof, tasarladığı gösterinin Speer'in çalışmalarına benzetilmesine, "Ben Üçüncü Reich'ta yaşamıyorum" diyerek yanıt verdi.
Bu yeni eğilimin en sapkın ürünlerinden biri ise, Alman ve Hollywood film yıldızlarını Nazi askeri üniforması içinde gösteren parlak fotoğrafların yer aldığı albüm. 'Naziler' isimli kitabın içinde yazı bulunmuyor.
Tarihsel bir leke
Bütün bu eğilim Almanya'nın Sosyal Demokrat Hükümeti'nin; Nazi dönemini, reddedilmesi gereken bir sapkınlık ve dünyanın geri kalan kısmının yaptığı gibi Almanların da lanetlemelerinin gerektiği tarihsel bir leke olarak tanımladığı yaklaşımla zıt durumda. Almanya'nın Nazi dönemiyle uzlaşması evrensel anlaşmayla da çelişiyor. Ülkenin Nobel Ödüllü yazarı Günter Grass, ışık şovu gibi Nazi sanatı eğilimli projelerin yeni bir dönemin başındaki birleşik bir Almanya hakkında "yanlış mesajlar yolladığını" belirtiyor. Haftalık popüler dergi Der Spiegel yeni eğilim taraftarı sanatçıları "Nazi estetiğinin cazibesiyle oynayan yönetmenler ve yapımcılar" olarak tanımladı.
Schüly; "Nasyonal sosyalizm, Hıristiyanlığı baş aşağı çevirdi. Riefenstahl, Nazi partisi kongresini kara bir kalabalık olarak portre etti. Bunun inanılmaz bir çekiciliği var" dedi. Berlin'deki Volksbühne tiyatrosunda sahnelenmiş olan "Çalınmış Tanrı" adlı oyunda, Doğu Almanyalı oyun yazarı Thomas Bischoff bir süper yaratık oluşturmaya çalışan ağabey-kızkardeş arasındaki ensest ilişkiyi anlatıyor. Oyun, baş karakterler sahnede askerler gibi kasıla kasıla yürürlerken Nazi tarzı bir ışık gösterisiyle sona eriyor. Etkiyi artırmak için, tiyatronun girişine de alev alev meşaleler yerleştirilmiş. Berlin Tagesspiegel gazetesi, "oyundaki ağır ciddiyetin ve bastırılmış beden dilinin nasyonal sosyalistlerce kullanılmış olan dokunaklılığı sergilediğini" ifade etti. Bischoff, oyunu yazarken kısmen, yeni ve daha iyi bir insan tipini yaygınlaştırma idealinin yaygın olduğu komünist Doğu Almanya'nın felsefesini canlandırmak istediğini söylüyor ama şunu da ekliyor: "Bana Nazi denmesine şaşırmıyorum. Hiçbir zaman o kadar Alman hissetmedim kendimi."
Nazi sanatının ticari boyutu
Nazi sanatı finansal ödüle giden en kestirme yol kuşkusuz. Geçen yıl, Siegfried Nöhring, Kirchheim'daki bir kasabada küçük bir galeri açarak Breker'e ait, şimdiye dek tabu olarak kalmış eserleri sergiledi. Nöhring, serginin başarısıyla hayrete düştüğünü, sergiye, Breker'in eserlerini ucuz fiyatla satın almak için dünyanın her yerinden koleksiyoncuların geldiğini söylüyor. Nöhring, "Breker'in Nazi sanatçısı olmasıyla ilgilenmiyorum. İşin politik yönü beni ilgilendirmez. Sanatta önemli olan, sanatçının yetenekli olup olmadığıdır" gibi içi boş bir savunmada da bulunuyor.
Bu yaklaşım, daha önce Breker'in eserlerini gösterime açma girişiminde bulunan sanatçılarınkinin tam tersi. 1981'de, Berlinli bir mobilya tüccarı bu dışlanmış sanatçının Nazi 'süpermen' figürlerinden oluşan bir gösteri düzenlemişti. Binin üzerinde anti-Nazi, gösteri yerine gelip eylem yapmış ve polisle aralarında da bir çatışma yaşanmıştı.
Tony Paterson - Daily Telegraph
Üçüncü Reich sırasında üretilmiş güzel sanatlar, sinema ve edebiyat eserlerinin kamu gösterimlerine açılmasını engelleyen tabunun kırılmaya uğramasıyla, Nazi kültürü yeniden ortaya çıkmaya başlıyor. Son zamanlarda Almanya sanat çevrelerinde yayılan oyunlar, kitaplar ve filmler bir zamanlar Naziler tarafından kullanılmış teknikleri içerirken, galeri sahipleri de bizzat Hitler tarafından 'takdis edilmiş' ressamların tablolarını gösterime açıyorlar. Bu hareketlerin, Nazi sanatının propaganda etkisinden çok, sanatsal düzlemde bir yeniden değerlendirilmesi sürecinin parçalarını teşkil ettikleri iddia ediliyor. Tabunun kırılmasını destekleyen Münihli sinema yönetmeni Thomas Schüly, sanat ve estetik konusuna çok çelişkili bir yerden baktığını ispatlarcasına, "Olayların 50 yıl ardından, estetik ve politikanın birbirinden ayrıştırılması mümkün olmak zorundadır" dedi.
'Nasyonal sosyalist dokunaklılık'
Schüly, "İradenin Zaferi" adlı Nazi propaganda filmini yöneten, dışlanmış sinema yönetmeni Leni Riefenstahl üzerine yeni bir belgesel hazırlıyor ve "her an Nazilerce katledilmiş altı milyon Yahudi'yi düşünmek zorunda kalmadan" çalışmasını sürdürmek istediğini söylüyor. Riefenstahl üzerine yapılmış iki "siyasi olmayan" belgeselin dışında, eleştirmenler tarafından "nasyonal sosyalist dokunaklılık" içerdiği söylenen bir tiyatro oyunu ve Nazi heykeltıraşı Arno Breker'in çalışmalarından oluşan bir sergi de bu yeni eğilimin getirdiklerinin arasında bulunuyor.
Bunlar, yılbaşı gecesi Berlin'de sergilenmiş olan ve Hitler dönemini anımsattığı şeklinde eleştirilen projektör gösterisinin ve geçen yıl Weimar'da gösterime açılan Nazi sanatına adanmış serginin ardı sıra yaşanan gelişmeler. Berlin'deki ışık gösterisinin tasarımcısı olan Gerd Hof, Nazi tarzı sanata karşı takınılan apolitik tavra değiniyor. 48 yaşındaki Doğu Almanyalı Hof, yılbaşı gecesi ikinci bin yılı kutlama gösterileri kapsamında, başkentte bulunan 'Zafer Sütunu' heykelinde düzenlenen dev projektör gösterisinin tasarımını yapmıştı. Gösterinin planları; '30'lardaki Nazi yürüyüşlerinin ve 1936'daki Olimpiyat oyunlarının kutlamaları için, Hitler'in mimarı Albert Speer'e hazırlattığı şaşaalı ışık gösterilerinin neredeyse aynısı olarak görülerek tepki almıştı. Hof, sonunda tepkileri dindirebilmek için gösterinin bazı kısımlarını yeniden tasarlamak zorunda kalmıştı. Ama gösteri planlandığı gibi sahnelendi. Hof, tasarladığı gösterinin Speer'in çalışmalarına benzetilmesine, "Ben Üçüncü Reich'ta yaşamıyorum" diyerek yanıt verdi.
Bu yeni eğilimin en sapkın ürünlerinden biri ise, Alman ve Hollywood film yıldızlarını Nazi askeri üniforması içinde gösteren parlak fotoğrafların yer aldığı albüm. 'Naziler' isimli kitabın içinde yazı bulunmuyor.
Tarihsel bir leke
Bütün bu eğilim Almanya'nın Sosyal Demokrat Hükümeti'nin; Nazi dönemini, reddedilmesi gereken bir sapkınlık ve dünyanın geri kalan kısmının yaptığı gibi Almanların da lanetlemelerinin gerektiği tarihsel bir leke olarak tanımladığı yaklaşımla zıt durumda. Almanya'nın Nazi dönemiyle uzlaşması evrensel anlaşmayla da çelişiyor. Ülkenin Nobel Ödüllü yazarı Günter Grass, ışık şovu gibi Nazi sanatı eğilimli projelerin yeni bir dönemin başındaki birleşik bir Almanya hakkında "yanlış mesajlar yolladığını" belirtiyor. Haftalık popüler dergi Der Spiegel yeni eğilim taraftarı sanatçıları "Nazi estetiğinin cazibesiyle oynayan yönetmenler ve yapımcılar" olarak tanımladı.
Schüly; "Nasyonal sosyalizm, Hıristiyanlığı baş aşağı çevirdi. Riefenstahl, Nazi partisi kongresini kara bir kalabalık olarak portre etti. Bunun inanılmaz bir çekiciliği var" dedi. Berlin'deki Volksbühne tiyatrosunda sahnelenmiş olan "Çalınmış Tanrı" adlı oyunda, Doğu Almanyalı oyun yazarı Thomas Bischoff bir süper yaratık oluşturmaya çalışan ağabey-kızkardeş arasındaki ensest ilişkiyi anlatıyor. Oyun, baş karakterler sahnede askerler gibi kasıla kasıla yürürlerken Nazi tarzı bir ışık gösterisiyle sona eriyor. Etkiyi artırmak için, tiyatronun girişine de alev alev meşaleler yerleştirilmiş. Berlin Tagesspiegel gazetesi, "oyundaki ağır ciddiyetin ve bastırılmış beden dilinin nasyonal sosyalistlerce kullanılmış olan dokunaklılığı sergilediğini" ifade etti. Bischoff, oyunu yazarken kısmen, yeni ve daha iyi bir insan tipini yaygınlaştırma idealinin yaygın olduğu komünist Doğu Almanya'nın felsefesini canlandırmak istediğini söylüyor ama şunu da ekliyor: "Bana Nazi denmesine şaşırmıyorum. Hiçbir zaman o kadar Alman hissetmedim kendimi."
Nazi sanatının ticari boyutu
Nazi sanatı finansal ödüle giden en kestirme yol kuşkusuz. Geçen yıl, Siegfried Nöhring, Kirchheim'daki bir kasabada küçük bir galeri açarak Breker'e ait, şimdiye dek tabu olarak kalmış eserleri sergiledi. Nöhring, serginin başarısıyla hayrete düştüğünü, sergiye, Breker'in eserlerini ucuz fiyatla satın almak için dünyanın her yerinden koleksiyoncuların geldiğini söylüyor. Nöhring, "Breker'in Nazi sanatçısı olmasıyla ilgilenmiyorum. İşin politik yönü beni ilgilendirmez. Sanatta önemli olan, sanatçının yetenekli olup olmadığıdır" gibi içi boş bir savunmada da bulunuyor.
Bu yaklaşım, daha önce Breker'in eserlerini gösterime açma girişiminde bulunan sanatçılarınkinin tam tersi. 1981'de, Berlinli bir mobilya tüccarı bu dışlanmış sanatçının Nazi 'süpermen' figürlerinden oluşan bir gösteri düzenlemişti. Binin üzerinde anti-Nazi, gösteri yerine gelip eylem yapmış ve polisle aralarında da bir çatışma yaşanmıştı.
Evrensel'i Takip Et