15 Şubat 2000 22:00
Deprem bölgesinde sağlık da çöktü
GÜNÜN YAZILARI
Deprem bölgesinde sağlık da çöktü
Muzaffer Özkurt
Deprem sonrası yaşanan sağlık sorunlarının temelinin deprem öncesinde aranması gerektiğini söyleyen İstanbul Tabip Odası Basın Sözcüsü Dr. Rıfat Yücel, bölgede yaşayan sağlık çalışanlarının ortada bırakıldığını belirtti.
"Deprem öncesi bölgede yeterli, nitelikli ve çağdaş bir temel sağlık hizmeti örgütlenmesinin eksikliği, yaşanmakta olan sorunun temel nedenidir" diyen Yücel, insanların sağlık haklarının korunmasının, sağlık ocakları ve dispanserler üzerinden basamaklandırılmış bir kamu sağlık sistemi ile mümkün olabileceğini anlattı. 1982 Anayasası ile devletin sağlık konusundaki görevini sadece koordinasyona indirgediğini belirten Yücel, "Sosyal hukuk devletinin olmazsa olmaz ilk koşulu vatandaşının sağlık ve eğitim hakkını gözetmek, korumak ve geliştirmek olmalıdır. Bu durum deprem gibi olağan dışı koşullarda daha da önemli olmaktadır" dedi.
Durum iç karartıcı
Devletin sağlığa bütçenin yüzde 2.4'ünü ayırdığını ve bunun de ancak yüzde 1'inin koruyucu sağlığa gittiğini belirten Dr. Rıfat Yücel, "Böyle bir Sağlık Bakanlığı olan bir ülkenin deprem gibi olağandışı koşullarda toplumun sağlık sorunlarını çözebileceğini düşünmek, toplumdan gerçekleri saklamaktır" görüşünü dile getirdi.
"Kış mevsiminde barınma koşullarının hâlâ yetersiz olduğu, verem gibi aşıların yeterli yapılmadığı düşünülür, sağlık kurumlarının ve emekçilerinin de depremden ciddi bir şekilde etkilendiği göz önüne alınırsa, bölgenin sağlık açısından görünümü iç karartıcıdır" diyen Yücel, bölgede hayatın normale döndüğü şeklinde demeçler veren bakanların gerçekleri saptırdığını ve sağlığa yönelen tehtidleri örtbas etmeye çalıştıklarını anlattı.
Sosyal güvenlik şart
Depremin hemen ardından İstanbul Tabip Odası'nın (İTO) yaptığı uyarıların dikkate alınmadığını belirten Yücel, sosyal güvenliğin en gerekli olduğu koşulların olağan dışı durumlar olduğuna dikkat çekerek, depremzedelerin bir an önce sosyal güvenlik kapsamına alınması gerektiğini söyledi. Yücel, sağlık hizmetlerinin ücretsiz verilmesi gerektiğini de ekledi.
Sivil toplum balonu
Depremin ardından sivil toplum balonunun şişirildiğini belirten İstanbul Tabip Odası Basın Sözcüsü Dr. Rıfat Yücel, "Deprem gibi doğal bir afetin oluşturduğu hasarın panzehiri dünyanın hiçbir ülkesinde sivil toplum olmamıştır. Bu balon sanırım devletin görev ve sorumluluğunu gizlemek amacıyla medya tarafından şişirildi o günlerde" diye konuştu.
Sağlık çalışanları desteklenmeli
Doğal afet sonrası üzerine titrenmesi gereken mesleklerin başında sağlık işkolunun gelmesi gerektiğini anlatan Yücel, deprem sonrası sağlıkçıların ortada bırakıldığına üzülerek tanık olduklarını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Hekimler ve sağlık emekçileri kötü, su geçiren ve yırtık çadırlarda kalmak zorunda kaldılar. Depremin şokunu üzerinden atamadan sağlık hizmeti sunan hekimlerin en temel ihtiyaçları dahi karşılanmadı. Yetkililer yüzleri kızarmadan, hekimlere dönerek, 'tuvalet ihtiyacınızı denizde giderin' bile diyebildiler."
Muzaffer Özkurt
Deprem sonrası yaşanan sağlık sorunlarının temelinin deprem öncesinde aranması gerektiğini söyleyen İstanbul Tabip Odası Basın Sözcüsü Dr. Rıfat Yücel, bölgede yaşayan sağlık çalışanlarının ortada bırakıldığını belirtti.
"Deprem öncesi bölgede yeterli, nitelikli ve çağdaş bir temel sağlık hizmeti örgütlenmesinin eksikliği, yaşanmakta olan sorunun temel nedenidir" diyen Yücel, insanların sağlık haklarının korunmasının, sağlık ocakları ve dispanserler üzerinden basamaklandırılmış bir kamu sağlık sistemi ile mümkün olabileceğini anlattı. 1982 Anayasası ile devletin sağlık konusundaki görevini sadece koordinasyona indirgediğini belirten Yücel, "Sosyal hukuk devletinin olmazsa olmaz ilk koşulu vatandaşının sağlık ve eğitim hakkını gözetmek, korumak ve geliştirmek olmalıdır. Bu durum deprem gibi olağan dışı koşullarda daha da önemli olmaktadır" dedi.
Durum iç karartıcı
Devletin sağlığa bütçenin yüzde 2.4'ünü ayırdığını ve bunun de ancak yüzde 1'inin koruyucu sağlığa gittiğini belirten Dr. Rıfat Yücel, "Böyle bir Sağlık Bakanlığı olan bir ülkenin deprem gibi olağandışı koşullarda toplumun sağlık sorunlarını çözebileceğini düşünmek, toplumdan gerçekleri saklamaktır" görüşünü dile getirdi.
"Kış mevsiminde barınma koşullarının hâlâ yetersiz olduğu, verem gibi aşıların yeterli yapılmadığı düşünülür, sağlık kurumlarının ve emekçilerinin de depremden ciddi bir şekilde etkilendiği göz önüne alınırsa, bölgenin sağlık açısından görünümü iç karartıcıdır" diyen Yücel, bölgede hayatın normale döndüğü şeklinde demeçler veren bakanların gerçekleri saptırdığını ve sağlığa yönelen tehtidleri örtbas etmeye çalıştıklarını anlattı.
Sosyal güvenlik şart
Depremin hemen ardından İstanbul Tabip Odası'nın (İTO) yaptığı uyarıların dikkate alınmadığını belirten Yücel, sosyal güvenliğin en gerekli olduğu koşulların olağan dışı durumlar olduğuna dikkat çekerek, depremzedelerin bir an önce sosyal güvenlik kapsamına alınması gerektiğini söyledi. Yücel, sağlık hizmetlerinin ücretsiz verilmesi gerektiğini de ekledi.
Sivil toplum balonu
Depremin ardından sivil toplum balonunun şişirildiğini belirten İstanbul Tabip Odası Basın Sözcüsü Dr. Rıfat Yücel, "Deprem gibi doğal bir afetin oluşturduğu hasarın panzehiri dünyanın hiçbir ülkesinde sivil toplum olmamıştır. Bu balon sanırım devletin görev ve sorumluluğunu gizlemek amacıyla medya tarafından şişirildi o günlerde" diye konuştu.
Sağlık çalışanları desteklenmeli
Doğal afet sonrası üzerine titrenmesi gereken mesleklerin başında sağlık işkolunun gelmesi gerektiğini anlatan Yücel, deprem sonrası sağlıkçıların ortada bırakıldığına üzülerek tanık olduklarını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Hekimler ve sağlık emekçileri kötü, su geçiren ve yırtık çadırlarda kalmak zorunda kaldılar. Depremin şokunu üzerinden atamadan sağlık hizmeti sunan hekimlerin en temel ihtiyaçları dahi karşılanmadı. Yetkililer yüzleri kızarmadan, hekimlere dönerek, 'tuvalet ihtiyacınızı denizde giderin' bile diyebildiler."
Evrensel'i Takip Et