12 Şubat 2000 22:00
Bu duyarsızlık bitsin artık
TÜMTİS üyesi ambar işçilerinden Nak-Kargo işçileri, yaklaşık 40 gündür Çamdibi'nde direniyorlar. İşçiler, patron ve polisin yıldırma girişimlerine direniyor.
Bu duyarsızlık bitsin artık
Erol Teslim
Onları pek çoğumuz yakından tanırız. Nerde bir hak alma mücadelesi olsa, onlar orda. Nerde emekçilere yönelik bir saldırı olsa onları görürüz karşılarında. Demokratik kitle örgütlerini, kardeş sendikaları ve kamu emekçilerini alanlarda hiç yanlız bırakmadılar, hatta en önde yürüdüler.
Onlar ki; iş, ekmek ve gelecekleri için örgütlü mücadele veren TÜMTİS üyesi ambar işçileri.
TÜMTİS üyesi ambar işçilerinden Nak-Kargo işçileri, yaklaşık 40 gündür Çamdibi'nde direniyorlar. Patron ve polis direniş yerini terk etmeyen işçileri; kimlik kontrolü yaparak, direniş yerine kamyon çekerek, hatta zaman zaman gözaltına alarak yıldırmaya çalışıyor. Ama nafile. Nak-Kargo işçileri; "Biz çoluğumuzun çocuğumuzun ekmeğini istiyoruz" diyerek kararlılıklarını dile getiriyorlar.
Ancak Nak-Kargo işçileri, demokratik kitle örgütleri ve sendikaların duyarsızlıklarından rahatsızlar. Sendika ve diğer emek örgütlerinden yeteri kadar destek alamadıklarını söyleyen işçiler, zaman zaman EMEP ve İzmir Demokrasi Platformu'nun kendilerine destek verdiğini dile getiriyorlar.
İşçi sendikaları yanlız bıraktı
Kendilerine destek veren EMEP ve İzmir Demokrasi Platformu'nu kastederek; "Onları gördüğümüz zaman onurlanıyoruz, onlarla gurur duyuyoruz" diyen ambar işçilerinden Gazi Karakuş (işyeri temsilcisi), işçi sendikalarından kendilerine güçlü bir destek gelmediğini söylüyor.
Karakuş, "İşçi sendikalarının bu süreci daha iyi değerlendirmeleri açısından bir dayanışma bekliyorduk. Ancak şimdiye kadar böyle bir şey olmadı" sözleriyle üzüntüsünü dile getiriyor.
İzmir Demokrasi Platformu sözcüsü ve aynı zamanda kamu emekçisi olan Bahri Akkan'ın, kendilerine desteğe geldiğini anlatan Karakuş, Bahri Akkan'ın şu sözlerini aktarıyor; "TÜMTİS KESK'in sendikalaşma sürecinde bizleri yanlız bırakmadı. Bundan dolayıda bizler ambar işçilerinin direnişinde, mücadelesinde dayanışma içerisinde olduğunu bildiriyoruz. Mücadelemiz bizim mücadelemizdir. Buradaki direnişi kendi kurumlarımız ve ilişkide olduğumuz diğer kitle örgütlerine ulaştıracağız."
Banka mı soyduk?
"Biz çoluğumuzun çocuğumuzun hakkını arıyoruz, işimizi geri istiyoruz" ifadesiyle beklentilerini özetleyen ambar işçilerinden Beyler Budak sözlerine şöyle devam ediyor; "Özellikle DİSK Ege Bölge Temsilcisi Musa Çam, miting alanında insanlara yanında bulunmaları gerektiğini söylüyor. Ama hiç uğradığı yok. Bu onların zayıflığı. Artık sermayenin baskısından mı kaynaklanıyor bilemiyorum."
Muzaffer Küleş adlı ambar işçisi ise, "Direnişin başlangıcından beri işçi sendikaları ve kitle örgütlerinden destek gördüğümüzü söyleyemem. Demokrasi platformunun desteğiyle büyük gurur duyduk. Bu ziyaretlerin artmasını istiyoruz" sözleriyle düşüncelerini dile getiyor.
"Tüm amacımız direnişi sürdürmek. İşimizi ekmeğimizi alana kadar sürdürmek. Sanki biz dağdaki teröristmişiz gibi sanki banka soymuşuz gibi bize baskı yapılıyor. Böyle bir devlet olmaz" diyen Küleş anlatmaya devam ediyor; "Biz hırsızlık yapmıyoruz, çoluğumuzun çocuğumuzun ekmeğini istiyoruz."
Hüseyin Taşdal adlı işçi de, "Bizim başımıza gelen herkesin başına gelir" uyarısında bulunduktan sonra şöyle diyor; "Bu duyarsızlık bir an önce bitmelidir"
Savaş Özkan adlı işçi ise normal mesai saatiyle birlikte direnişe başladıklarını ve bunun akşama kadar sürdüğünü söyledi. TÜMTİS İzmir Şube Başkanı Hasan Yayık ise işçilerin haklı mücadele verdiğini belirterek, haklarını alana kadar ve işe geri dönene kadar direneceklerini vurguladı.
Erol Teslim
Onları pek çoğumuz yakından tanırız. Nerde bir hak alma mücadelesi olsa, onlar orda. Nerde emekçilere yönelik bir saldırı olsa onları görürüz karşılarında. Demokratik kitle örgütlerini, kardeş sendikaları ve kamu emekçilerini alanlarda hiç yanlız bırakmadılar, hatta en önde yürüdüler.
Onlar ki; iş, ekmek ve gelecekleri için örgütlü mücadele veren TÜMTİS üyesi ambar işçileri.
TÜMTİS üyesi ambar işçilerinden Nak-Kargo işçileri, yaklaşık 40 gündür Çamdibi'nde direniyorlar. Patron ve polis direniş yerini terk etmeyen işçileri; kimlik kontrolü yaparak, direniş yerine kamyon çekerek, hatta zaman zaman gözaltına alarak yıldırmaya çalışıyor. Ama nafile. Nak-Kargo işçileri; "Biz çoluğumuzun çocuğumuzun ekmeğini istiyoruz" diyerek kararlılıklarını dile getiriyorlar.
Ancak Nak-Kargo işçileri, demokratik kitle örgütleri ve sendikaların duyarsızlıklarından rahatsızlar. Sendika ve diğer emek örgütlerinden yeteri kadar destek alamadıklarını söyleyen işçiler, zaman zaman EMEP ve İzmir Demokrasi Platformu'nun kendilerine destek verdiğini dile getiriyorlar.
İşçi sendikaları yanlız bıraktı
Kendilerine destek veren EMEP ve İzmir Demokrasi Platformu'nu kastederek; "Onları gördüğümüz zaman onurlanıyoruz, onlarla gurur duyuyoruz" diyen ambar işçilerinden Gazi Karakuş (işyeri temsilcisi), işçi sendikalarından kendilerine güçlü bir destek gelmediğini söylüyor.
Karakuş, "İşçi sendikalarının bu süreci daha iyi değerlendirmeleri açısından bir dayanışma bekliyorduk. Ancak şimdiye kadar böyle bir şey olmadı" sözleriyle üzüntüsünü dile getiriyor.
İzmir Demokrasi Platformu sözcüsü ve aynı zamanda kamu emekçisi olan Bahri Akkan'ın, kendilerine desteğe geldiğini anlatan Karakuş, Bahri Akkan'ın şu sözlerini aktarıyor; "TÜMTİS KESK'in sendikalaşma sürecinde bizleri yanlız bırakmadı. Bundan dolayıda bizler ambar işçilerinin direnişinde, mücadelesinde dayanışma içerisinde olduğunu bildiriyoruz. Mücadelemiz bizim mücadelemizdir. Buradaki direnişi kendi kurumlarımız ve ilişkide olduğumuz diğer kitle örgütlerine ulaştıracağız."
Banka mı soyduk?
"Biz çoluğumuzun çocuğumuzun hakkını arıyoruz, işimizi geri istiyoruz" ifadesiyle beklentilerini özetleyen ambar işçilerinden Beyler Budak sözlerine şöyle devam ediyor; "Özellikle DİSK Ege Bölge Temsilcisi Musa Çam, miting alanında insanlara yanında bulunmaları gerektiğini söylüyor. Ama hiç uğradığı yok. Bu onların zayıflığı. Artık sermayenin baskısından mı kaynaklanıyor bilemiyorum."
Muzaffer Küleş adlı ambar işçisi ise, "Direnişin başlangıcından beri işçi sendikaları ve kitle örgütlerinden destek gördüğümüzü söyleyemem. Demokrasi platformunun desteğiyle büyük gurur duyduk. Bu ziyaretlerin artmasını istiyoruz" sözleriyle düşüncelerini dile getiyor.
"Tüm amacımız direnişi sürdürmek. İşimizi ekmeğimizi alana kadar sürdürmek. Sanki biz dağdaki teröristmişiz gibi sanki banka soymuşuz gibi bize baskı yapılıyor. Böyle bir devlet olmaz" diyen Küleş anlatmaya devam ediyor; "Biz hırsızlık yapmıyoruz, çoluğumuzun çocuğumuzun ekmeğini istiyoruz."
Hüseyin Taşdal adlı işçi de, "Bizim başımıza gelen herkesin başına gelir" uyarısında bulunduktan sonra şöyle diyor; "Bu duyarsızlık bir an önce bitmelidir"
Savaş Özkan adlı işçi ise normal mesai saatiyle birlikte direnişe başladıklarını ve bunun akşama kadar sürdüğünü söyledi. TÜMTİS İzmir Şube Başkanı Hasan Yayık ise işçilerin haklı mücadele verdiğini belirterek, haklarını alana kadar ve işe geri dönene kadar direneceklerini vurguladı.
YAZARLAR
Pınar Öğünç
BAĞLANTILAR-9 | Ticaretten afetlere, güvenlikten tiny house'a konteyner çağı
T. Gül Köksal
Kent hakkı bağlamında çocuklar
Ayşen Şahin
Mahsus selamlar
İzzettin Önder
Servet vergisi
Şenay Aydemir
Atış Serbest!
Adnan Özyalçıner
Geride kalan
İsmail Gökhan Bayram
İşlevini arayan alet: Yapay zekâ
Evrensel Bilgin
Gordion Düğümü
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
