07 Şubat 2000 22:00

Avrupa ordusuna ABD'den tepki

Almanya'nın Münih şehrinde yapılan 36. Güvenlik Politikası Konferansı'nda Avrupa ordusunu kurması fikri, Almanya ile ABD'nin arasını açtı.

Paylaş
Avrupa ordusuna ABD'den tepki
Münih şehrinde 36.'sı düzenlenen ve iki gün süren Uluslararası Güvenlik Politikası Konferansı, önceki gün sona erdi. Güvenlik politikasının Davos'u olarak adlandırılan konferansa aralarında NATO, ABD ve Avrupa Birliği (AB) üst düzey politikacılarının, müsteşarların ve askeri uzmanların da yer aldığı 200 kişi katıldı.
Almanya-ABD kapışması
Konferansın ana gündemini NATO'nun yanında oluşturulacak AB Ordusu ve Avrupa'nın savunma ve güvenlik politikası oluşturdu. NATO'nun doğuya açılması, silahlanma, nükleer silahlarla ilk müdahale, yeni düşmanlar ve askeri işgaller gibi konuların ele alındığı konferansın ilk gününde ABD Savunma Bakanı William Cohen, AB'yi uyararak Avrupa'nın, NATO'dan bağımsız bir güvenlik ve savunma politikası belirleyemeyeceğini söyledi. Cohen, böylesi bir politikanın "NATO içindeki birliği zedeleyeceğini" kaydederek, Avrupa'nın NATO içinde daha fazla sorumluluk alması gerektiğini ve tüm yükün ABD'ye yüklenemeyeceğini söyledi. Cohen'in "Avrupa, NATO'dan bağımsız olarak savunma politikası geliştiremez" uyarısına cevap niteliği taşıyan konuşmalarda ise Avrupalı hükümet sözcüleri, "Biz şimdi, düne kadar ABD'nin bizden istediklerini yaşama geçiriyoruz" dediler.
Konferansta bir konuşma yapan Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, "Avrupa'nın Savunma ve Güvenlik Kimliği'ni tanımlamak ve geliştirmek zorundayız. Bu kimlik Avrupa'nın dış politika ve güvenlik politikasında bir birlik olarak hareket etmesini sağlamalı. Ve bu Avrupa'nın askeri ve siyasi olarak daha fazla sorumluluk üstlenmesine yol açacak" diye konuştu. Almanya Savunma Bakanı Rudolf Scharping de, yaptığı konuşmada, Avrupa'nın kendi politikasını ve ordusunu kurarak dünyadaki gelişmelere müdahale edebilecek bir konuma gelmesi ve manevra yeteneğinin gelişmesi gerektiğini söyledi. Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer ise, ABD'nin tehlike anında ilk olarak nükleer silahları kullanma yetkisinde Avrupa'nın da söz sahibi olması gerektiğini dile getirdi. 'Anti-Balistik Füze Anlaşması (ABM)'nda ABD lehine değişiklikler yapılmasına Savunma Programı'na karşı çıkan Fischer, uluslararası silahsızlanma projesinin sadece ABD çıkarları doğrultusunda gerçekleşemeyeceğini belirtti.
1972 tarihli ABM'de değişiklik yapılmasına yönelik eleştirileri beklenenden sert bir dille cevaplandıran William Cohen, "Washington Zirvesi'nin ardından nükleer silahların kullanımı üzerine tartışmak ve polemik yapmak ve nükleer silahların ne zaman ve nasıl kullanılacağı üzerinde varılan uzlaşmada değişiklikler talep etmek çok yanlış" diye konuştu. Cohen, bu sözlerle, ABM'de değişiklik yapılırsa nükleer silah politikalarını gözden geçireceklerini söyleyen Rusya'yı hedef aldı.
Sakinleştirme girişimleri
Cohen'in bu sert çıkışı üzerine yeni NATO Genel Sekreteri İngiliz George Robertson, "Hiç kimse birliğin dağılmasını ve bölünmesini istemiyor. Bu bir saçmalıktır" dedi. AB'nin Güvenlik ve Savunma Politikası Sorumluluğu'na getirilen NATO eski Genel Sekreteri Javier Solana da, gerginliği yumuşatmaya yönelik bir konuşma yaparak, "Avrupa, yıllardır ABD'nin kendisinden istediğini yapmaya çalışıyor. NATO üyesi Avrupa ülkeleri ekonomik olarak daha fazla sorumluluklar üstlenmeli ve NATO harcamaları için bütçelerinden daha fazla pay ayırmalılar" dedi.
ABD'nin sert çıkışının ardından bir açıklama yapma gereği duyan Almanya Dışişleri Bakanı Fischer, ABD'nin askeri olarak Avrupa kıtasında temsil edilmesini her NATO üyesi Avrupa ülkesinin arzuladığını, Avrupa'nın iç güvenliğinin sağlanmasında Amerika'nın önemli bir konumu olduğunu söyledi.
Rusya'dan sert tavır
Konferansın "NATO'nun doğuya açılma" gündeminde de, ABD, Rusya ve Doğu Avrupa ülkeleri karşılıklı olarak birbirlerini suçladı. Rusya, NATO'nun eski Sovyetler Birliği ülkelerini NATO üyesi yapma girişimlerine izin vermeyeceğini açıkladı. Rusya Savunma Bakanı Yardımcısı Yevgeni Gusarov, "Kırmızı Çizgi İlkesi"ne işaret etti. Bu ilkeye göre hiçbir eski Sovyetler Birliği ülkesinin NATO üyesi olamayacağını savunan Gusarov'a yanıt, Ukrayna ve Gürcistan'dan geldi. Ukrayna Dışişleri Bakanı Boris Tarasujuk, ülkesinin bu ilkeyi tanımadığını açıkça ilan etti. Ukrayna'nın "bağımsız" bir ülke olarak istediği birliğe girme hakkının olduğunu söyleyen Gusarov'a Polonya ve Romanya destek verdi. İki ülke adına yapılan konuşmalarda, Moskova'nın izlediği dış politikanın, eski Varşova Paktı ülkelerinin çıkarlarına ve ihtiyaçlarına cevap vermediği belirtildi.
Bilindiği gibi Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan, önümüzdeki aylarda NATO üyesi olacaklar. Romanya ve Slovenya da, konferansta en kısa zamanda NATO üyesi olmak istediklerini tekrarladı.
'Ortak' strateji
Konferansın ikinci gününde ağırlıklı olarak dünya genelinde patlak veren iç savaşlar ve yeni askeri güçlere karşı belirlenecek 'ortak' strateji tartışıldı. ABD Savunma Bakanı William Cohen, İngiltere Savunma Bakanı Geoffrey Hoon ve AB Savunma ve Güvenlik Politikası Danışmanı Javier Solana ile Almanya Savunma Bakanı Rudolf Scharping, yaptıkları konuşmalarda dünya devi olma yolunda ilerleme kaydeden Çin, Hindistan, Japonya gibi ülkelere karşı alınacak tavır üzerine görüşlerini dile getirdiler. Latin Amerika ve Asya'daki gerginliklere dikkat çekilen konuşmalarda, bu bölgelerde son zamanlarda başgösteren halk ayaklanmalarına karşı emperyalist güçler tarafından askeri müdahalelerin "daha planlı" bir şekilde yapılması gerektiği savunuldu.
Dengeleri altüst edecek gelişmelerin çok yakından takip edilmesi gerektiğini söyleyen konuşmacılar, bu bölgelerdeki silahlanmanın da denetim altına alınması gerektiğini ileri sürdüler.
Pazar günü sona eren konferansta, NATO Genel Sekreteri de Kosova Savaşı'nın bir değerlendirmesini yaptı. Rusya'nın Çeçenya saldırısı ise, Rusya'nın İstanbul'daki AGİT Zirvesi'ndeki sert çıkışının ardından ana gündem maddesi yapılmadı. Rusya'da yapılacak devlet başkanlığı seçimleri de gözetilerek, konferans boyunca bu ülkeye karşı ılımlı bir tavır takınıldı.
Çin'den ABD'ye uyarı
Güvenlik Konferansı'na katılan Çin de, ABD'ye yönelik Avrupa eleştirilerine destek verdi. Konferansta bir konuşma yapan Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Wang Guangya, ABD'nin kendi toprakları üzerinde bir füze savunma kalkanı oluşturmasının, yeni bir silahlanma yarışını başlatacağını belirtti.
Wang, ayrıca, "Güvenlik ve işbirliği programına Tayvan Boğazı'nı katmayı planlayan ülkeleri" de uyardı. Tayvan'a silah satan batılı ülkeleri eleştiren Wang, bu ülkelerin "Soğuk savaş mantalitesini bırakamadıkları" eleştirisinde bulundu. Gözlemciler, bu eleştirinin esas olarak Japonya'ya yönelik olduğunu dile getirdiler.
ÖNCEKİ HABER

Her öğün patates!..

SONRAKİ HABER

NATO savaş suçu işledi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...