03 Şubat 2000 22:00

DTCF davası başladı

Bilimsel, özerk, demokratik mücadele talebini dile getirdikleri için ülkücü ve polislerin saldırdığı öğrenciler, şimdi de hapis cezası istemiyle yargılanıyor.

Paylaş
DTCF davası başladı
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (DTCF)'nde 28 Mayıs 1999 tarihinde faşistlerin bıçaklı saldırısıyla başlayan ve polisin müdahalesiyle devam eden olaylarda gözaltına alınan öğrencilerden 30'u hakkında açılan davaya dün başlandı.
4 yıla kadar hapis isteniyor
Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada öğrenciler hakkında 1 yıl 2 ay ile 4 yıl 6 ay arasında hapis cezası isteniyor. Çevik Kuvvet Şube Müdür Yardımcısı Ahmet Cemil Bezci ile polis memurları Adem Uncu, Alpaslan Duran ve Atakan Taşçı'nın suç duyurusu üzerine açılan davada öğrenciler, "görevli memurlara darp, memura mukavemet, öğretim özgürlüğünü engelleme" suçlamasıyla yargılanıyor.
Polis saldırdı
Duruşmada ifadesi alınan sanıklardan Halit Sinan Alınak, olayın nasıl başladığını bilmediğini dile getirerek, olaylarla birlikte polisin ilgili ilgisiz herkesi gözaltına aldığını kaydetti. Nevzat Benli de ödev vermek için geldiği fakültede polis tarafından tartaklanarak gözaltına alındığını ifade etti.
"Bahçede ders çalışıyorduk, polis uyarıda bulunmadan saldırdı. Hakaretlerde bulundu, şiddete başvurdu" diyen Ahmet Kerim Gültekin'den sonra ifade veren Gökhan Akarken ise yaka paça gözaltına alındıklarını anlatarak, polisin saldırısına uğradıklarını ve iddianın aksine kendilerinin mağdur durumda olduğunu söyledi.
'Sırtımızda cop kırıldı'
Aslan Çakır da olaylar üzerine görevlilerce kilitli tutuldukları kütüphanenin, olaydan yaklaşık yarım saat sonra boşaltılması esnasında gözaltına alındığını kaydetti. Mahkeme başkanının sorusu üzerine, polise mukavemet etmediğini, kendisinin mukavemete maruz kaldığını belirten Çakır, "Polis otobüsünde coplarla dövüldüm. Sırtımda iki cop kırıldı. Hastaneye götürüldüm. Adli Tıp'tan raporum var" dedi. Bilal Yürük de "eğitimi engellemek" suçlamasına tepki göstererek, esas kendi eğitim haklarının engellendiğini vurguladı.
Öğrencilerin çoğunun okulun boşaltılması esnasında gözaltına alındıklarına dikkat çektikleri duruşma sonunda yargılamaya 21 Nisan 2000 tarihinde devam edilmesine karar verildi. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Enerjide dışa bağımlılık artıyor
Türkiye'nin, enerji alanındaki dışa bağımlılığı, uyguladığı enerji politikaları sayesinde her yıl artıyor. Emperyalist ülkeler arasındaki çatışma ve kavganın en önemli nedeni olan ve bu nedenle ülkeler, enerji kaynaklarını elde tutmak ve dışa bağımlılıklarını azaltmak için çaba gösterirken, Türkiye, enerji tekellerinin çıkarına politikalar sayesinde kendi enerji kaynaklarını atıl bırakıp yabancı kaynaklara yöneldi.
Çok başlılığın egemen olduğu ve planlama anlayışının olmadığı Türkiye'de, politikacılar, dışa bağımlılığı sürekli artırdılar. Yerli enerji üretiminin toplam tüketimi karşılama oranı 1950 yılında yüzde 93 seviyesinde iken, bu oran 1960 yılında yüzde 84'e, 1970 yılında yüzde 77'ye, 1980 yılında yüzde 54'e, 1990 yılında yüzde 48'e düştü. 1995 yılında ise 64 milyon TEP civarındaki toplam enerji tüketimi içinde yerli kaynaklardan sağlanan enerji oranı yüzde 42'ler seviyesine indi. İthalatın toplam tüketime oranı ise yüzde 7'den yüzde 58'e yükseldi.
Uzmanlar bu oranın yüksekliğinin nedenini ise petrol tüketimindeki artışa bağlıyor.
1950'lerden itibaren tek bir demiryolu hattı yapmayıp tersine Marshall planları çerçevesinde "Türkiye'yi karayollarıyle ören" anlayışın sayesinde, Türkiye'nin petrol tüketimi dolayısıyla dışa bağımlılığını artırdı. Petrolün 1950 yılında toplam tüketim içinde yüzde 8'i bulmayan payı, 1995 yılına gelindiğinde yüzde 46'yı aştı. 1995'te yerli petrol üretimi tüketiminin yalnızca yüzde 13'ünü karşılıyordu. Emperyalist ülkeler, yerli kaynaklar yetmediğinde ucuz enerji kaynaklarına yönelirken, Türkiye ise kendi doğal enerji kaynaklarını atıl bırakıp, emperyalist enerji tekellerinin çıkarları doğrultusunda ithal enerji kaynaklarına ağırlık verdi. Son dönemde yapılan düzenlemelerle ise enerji sektörü, tamamen yerli ve yabancı sermayenin istekleri doğrultusunda biçimlendiriliyor.
ÖNCEKİ HABER

ANAP'tan "Demirel'i seçmeyiz" mesajı

SONRAKİ HABER

Güle Güle

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...