31 Ocak 2000 22:00

Konferans mücadeleye ışık tuttu

EMEP İstanbul İl Konferansı, ilçelerden ve birimlerden gelen delegelerin katılımıyla yapıldı.

Paylaş
Konferans mücadeleye ışık tuttu
EMEP İstanbul İl Konferansı EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel'in de katılımıyla yapıldı. Konferansta konuşan partili işçiler işyerlerindeki deneyimlerini, parti faaliyetlerini anlattılar ve EMEP'in işçilerin ana gövdesini nasıl bir çalışmayla kucaklayabileceğini tartıştılar. Tüzel, konferansın mücadeleye ışık tutacak konuşmalarla geçtiğini belirtti.
Devrimci kalabilmek için...
Önceki gün EMEP Ümraniye İlçe Örgütü'nde yapılan konferans bir dakikalık saygı duruşu ve işçilerin hep bir ağızdan Enternasyonel Marşı'nı söylemesiyle başladı. Gündemin açıklanmasıyla devam eden konferansın ilk konuşmasını "İşçiler partiye parti iktidara" sloganlarıyla konferans salonuna giren EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel yaptı.
Tüzel, yaklaşık iki aydır bütün birimlerde partinin dört yıllık çalışmasıyla hangi noktaya geldiğinin tartışıldığını belirtti ve devrimci bir parti için tartışmanın önemini vurgulayarak "Her daim devrimci kalmak için bundan vazgeçmeyeceğiz. Tartışmalarımızda hatalarımıza karşı acımasız olduk. Böyle olduğu için de EMEP işçi ve emekçiler içinde yer edindi" dedi. Yabancı sermayenin kurtaracağını söyleyerek geri kalmış ülkeleri işgal ettiğini ve Türkiye'nin de bu ülkeler arasında olduğunu açıklayan Tüzel, Ecevit'in 53 projeyi koltuğunun altına alarak, ülkeyi pazarlamak üzere Davos'a gittiğini belirtti. Tüzel, sermayenin kendini yenileyebilmek amacıyla büyük bir bilinç bulanıklığı yarattığını belirtti ve bu bilinç bulanıklığını göz önünde bulundurarak emekçilere yönelik çalışmanın hassas bir biçimde yürütülmesi gerektiğini anlattı.
EMEP'in Emek Platformu'nun kurulmasındaki rolünün büyük olduğunu ve partinin her zaman emekçileri birleştirme çabası içinde olacağını kaydeden Tüzel, DSP-MHP-ANAP ortaklığıyla kurulan hükümetin ortaya 'Enflasyon yüzde 25 olacak' diye bir program attığını, ama enflasyon hedefinin gerçekçi olmadığı gibi bu programın yükünün de emekçilere çıkarıldığını açıkladı.
Sermayeyi sarsmalıyız
Sermayenin tahkim, MAI gibi IMF'yle hazırladığı saldırı programlarını hayata geçirmek üzere her yerde yeni adımlar attığını da belirten Tüzel, bu saldırılara karşı duran tek onurlu sesin EMEP olduğunu vurguladı. Bu saldırıları geri püskürtmek için halkın gözlerindeki bağın kaldırılması gerektiğini söyleyen Tüzel, "Bunun için işe büyük fabrikalardan başlamalıyız" dedi.
Başta kadınlar olmak üzere bütün partilileri daha ileri görevler almaya davet ettiğini de vurgulayan Tüzel, her ilçe örgütünün de kendine has bir çalışma programı olmasının zorunluluğundan bahsetti. Çalışmaların sermayeyi sarsma hedefiyle yapılması gerektiğini ifade eden Tüzel, "Biz sözümüzün eri olacağız. Değer bildiğimiz her şeyi düzene karşı savunmakta geri durmayacağız. 13 Şubat'ta yapılacak EMEP İstanbul Kongresi'nin dosta düşmana emeğin inancının, boyun eğmezliğinin, kararlılığının bir göstergesi olacağına inanıyorum" diyerek konuşmasını bitirdi.
'Pislikleri biz temizleyeceğiz'
Tüzel'in konuşmasının ardından emekçiler kürsüye çıkarak işyerlerinde yaşandıkları deneyimleri, parti çalışmasında gördükleri eksiklikleri ve geleceğe yönelik önerilerini sundular. Eski bir SASA işçisi olan Ali Rıza Hatiç kendi işyerlerinde sendikal örgütlenmenin nasıl yapıldığını anlatarak "Bana göre insanları refaha ulaştırmanın yolu bu partiden geçer" dedi. 34 yıldır işçilik yapan Bekir Yıldırım da "Ben büyük işletmelerde çalışmaya başladığımda, müzik olmayınca, tuvalete saatli gidince sömürüldüğümün farkına vardım. Sendikal faaliyete başladım. Ama yıllar geçtikçe ekonomik mücadelenin yetmediğini ve politik mücadelenin gerektiğini anladım. Hakkımızı alıyorduk ama Meclis'te bizden yana adam olmadığı için sonra kaybediyorduk" dedi. Emekli olduğu halde çalışmak zorunda olduğunu söyleyen Yıldırım, "Bütün güzellikleri yaratan, bütün pislikleri de partinin öncülüğüyle temizleyecek olan biziz" diyerek alkışlarla kürsüden indi.
Kadın çalışması
Eğitimci Mustafa Yılmaz, hiç bir partinin EMEP kadar aydınlatma faaliyeti yapmadığını söyleyerek partinin pratik mücadelesini 'sermaye saldırıları kadar gözü kara değil' diyerek değerlendirdi. İl Kadın Konferansı'ndan çıkan sonuçları aktaran Hatice Görgü de, kadın mücadelesinde geri kalındığını vurgulayarak "Neden? Çünkü kadınlar kendi sorunlarına sahip çıkmadılar" dedi. Bahçelievler Emek Gençliği adına konuşan Ebru Yokarıbaş ise, partinin gençlere görev verirken onların yeteneklerini ve ilgi alanlarını göz önünde tutması gerektiğini belirtti. Kadıköy İlçe Örgütü adına konuşan Ayla Ekrem de, gazete abonelik sisteminin başlatılmasından sonraki çalışmalarını aktararak "Kongreye kadar da 150 aboneyi hedefliyoruz" dedi.
Konferansta bir üye
Ambar işçisi İhsan Karakuş, parti mücadelesinde geri kaldıklarını belirtti. Parsat işçisi Mehmet Bayrak da "İşçiler iktidara gidecekse Parsat'tan gidecek. Çünkü biz onları öyle örgütledik" diye konuştu. Enerji Yapı Yol-Sen İstanbul Şube Başkanı Gürsel Ümit Sever de, özelleştirme dalgalarına daha güçlü ve derinden topluca karşı koymak gerektiğini belirtti. Konferansa katılan delegeleri taşıyan Taner Karakulaç adlı bir şoför ise divana mesaj yollayarak, konferansın gözünün önündeki perdeyi kaldırdığını ve artık EMEP'li olduğunu belirtti. Ümraniye Organize Sanayi Bölgesi'nde çalışan Hülya Çobantepesi de, ev ziyaretlerinin çoğaltılması gerektiğini belirtti. İl yöneticilerinin pratik faaliyetlere daha sıkı sarılmasını da isteyen Çobantepesi "Kimse ilde kalıp iş yapamaz bence" dedi.
Daha cesur olmalıyız
İl yönetimi için belirlenen listeyi sunmak üzere tekrar kürsüye çıkan Tüzel, konferansın mücadeleye ışık tutucu olduğunu belirtti. Tüzel, birimlerden başlayan değerlendirmeler sonucu İstanbul il başkanlığına uygun görülen Memet Kılınçaslan'la birlikte, il kongresine sunulacak listede yer alan il yöneticilerini kürsüye davet etti.
Kılınçaslan, günlük politikalarla yola çıkılacağını belirterek, "Avrupa Birliği'ni savunan Sakıp Sabancı Meclis'ten 'gece baskını' istiyor. Rahmi Koç, 'Dalgayı yakaladık' diyor. Bunlar, AB'yi savunanlar işçi ve emekçi haklarını gasp edenlerdir. Bunlardan mı bekleyeceğiz demokrasiyi, özgürlüğü? Buna karşı ne yapacağız? 1. Kongremizin ardından birim örgütlerimizi, il yönetimimizi oluşturup, 'Tamam böyle gideriz' dedik. Ama Sosyal Güvenlik eylemleri sürecinde gördük ki öyle olmuyor. Örneğin tahkime karşı aydınlatma faaliyetimiz iyi. Şimdi sendikalarda tartışılıyor. Ama eylem yok. Çünkü eylemi yapacak fabrikalarda gücümüz az. Bunu değiştireceğiz. Parsat'ta iki partili işçi, 30 işçiyle işyeri kongresi yapıyorsa bununla yetinmeyecek, o işçileri parti üyesi yapacak. SASA'da 1 işçi 196 işçiyi sendikalı yapıyorsa onlara cesaretle 'Burası senin partin' diyeceğiz. Bundan sonra eylemlerde de daha cesur olmalıyız" diye konuştu. "Günlük gazetemizi her gün okuyacağız, kendimizi onunla eğiteceğiz diyen Kılınçaslan, eylem yapmanın amaç olmadığını bir hedefe varmak için araç olduğunu söyledi. Kılınçaslan sözlerini, "Bu yönetimle sizlerin yardımıyla her şey yapılır, inancım tamdır" diyerek bitirdi.
ÖNCEKİ HABER

Kadın Oyunları Öykü Yarışması

SONRAKİ HABER

Ankara'da mum ışığında konferans

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...