28 Ocak 2000 22:00

En tehlikeli yöntem atık yakma

Türkiye'nin ilk klinik ve tehlikeli atık yakma tesisi olan İZAYDAŞ'ın yarattığı tehdit sürüyor. Emperyalistlerce kullanılmayan sisteme verilen geçici iznin bitirilmemesi, Türkiye'nin, teknoloji çöplüğü olmaya devam edeceğini gösteriyor.

Paylaş
En tehlikeli yöntem atık yakma
Sibel Hürtaş
Emperyalist ülkeler, temiz üretim aşamasına geçmişken Türkiye'nin ilk klinik ve tehlikeli atık yakma tesisi olan İzmit Atık ve Artıkları Arıtma Yakma ve Değerlendirme AŞ (İZAYDAŞ)'ye verilen 'geçici' izin hâlâ sona erdirilmedi. Nükleer santral tartışmalarının ardından Çevre Bakanlığı'nın İZAYDAŞ'a verdiği geçici izin süresini uzatması, Türkiye'nin, tüm tepkilere rağmen emperyalist ülkelerin teknoloji çöplüğü olmaya devam edeceğini gösteriyor. Bakanlığın izin verdiği atık yakma sisteminin atıkları yok etmek için kullanılan en pahalı ve tehlikeli sistem olduğu belirtiliyor.
Greenpeace tarafından atık yakma sistemine ilişkin hazırlanan raporda, atık yakma tesislerinin çevre ve insan üzerindeki zararlarına dikkat çekilerek, "Geleceğimiz tehdit altında" denildi. Greenpeace'in "Tehlikeli Atık Yakma Tesisleri ve Kalıcı Organik Kirleticilerin İmhası" raporu ile "Atık Yakmak Neden Tehlikelidir?" broşürüne göre atıkları yakmaktansa, temiz üretim aşamasına geçilmesi gerekiyor.
Neden tehlikeli?
Rapora göre birçok atığın yakılması, bu atıkların geri dönüşümü ile elde edilecek enerji tasarrufunu ortadan kaldırırken, bir yandan da dizaynları nedeniyle daha fazla toksik maddenin oluşmasına neden olabilmekte. Toksik maddelerin insan ve çevre sağlığı üzerinde tehlikeler oluşturduğu belirtilen raporda, "Yakma işleminin sonunda bilimsel olarak tehlikeli atık olarak kabul edilen toksik küller oluşur. Filtreler tarafından tutulan bu toksik küller ise daha sonra gömülmekte ve zaman içerisinde, altı ne kadar iyi sıvanmış olursa olsun, gömüldükleri deponi alanlarında oluşan çatlaklardan sızarak yeraltı sularını zehirlemekte. Atıklardan kurtulmak amacıyla harcanan onca paranın ardından gerçekten yapılan şey, toksik maddelerin atmosfere, dolayısıyla ciğerlerimize, tarım alanlarına, yani besinlerimize ve gömülen zehirli küllerle de içme sularımıza karışmasına neden olmaktır" denildi.
Raporda, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP)'nda da atık yakma sistemlerinden kaynaklanan KOK (Kararlı Organik Kirleticileri)'ların insan sağlığını ciddi bir tehdit olarak tanımlandığı belirtildi. Raporda KOK'ların insan sağlığı üzerindeki etkileri ise şöyle sıralandı: Gelişme ve bağışıklık sistemlerini bozabilir. Üreme, bağışıklık ve sinir sistemleri ciddi hasarlara uğrayabilir. Ayrıca KOK'lardan kaynaklanan hormon bozuklukları ana rahmindeki bebek sakatlığına da sahip olabilir.
'Geleceğimiz tehdit altında'
Dünyanın birçok yerinde atık yakmanın tehlikelerinin her gün biraz daha iyi anlaşıldığı ve yeni tesislerin yapılmadığı, yapılan tesislerinse kapatıldığının belirtildiği raporda, Türkiye'nin batının bu kirli teknolojisinin çöplüğü olmaması için mücadele edilmesi gerektiği söyleniyor.
İlk adımın, yaratılan atık miktarında önemli azalmalar sağlayacak bir Temiz Üretim Programı'nın geliştirilmesi olduğu belirtilen raporda, buharlı sterilizasyon gibi klinik atıkların bertarafı için halen kullanılmakta olan alternatif sistemlere vurgu yapıldı. Evsel atıklar için kaynakta atık azaltımı, geri dönüşüm, kompost sistemlerinin kurulması gibi yöntemlerin hem daha ekonomik hem de güvenli olduğunun belirtildiği raporda, tehlikeli atıklar için gerçek çözümün sanayilerin toksik madde kullanmadan ve tehlikeli atık yaratmadan üretim yapmalarını sağlayan Temiz Üretim Sistemleri'nin hayata geçirilmesi olduğu vurgulandı.
ÖNCEKİ HABER

Şimdi seferberlik zamanı!

SONRAKİ HABER

ABD'li 'düşünce kuruluşları'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa