28 Ocak 2000 22:00

Gözden kaçmaması gerekenler

Geçen hafta Ankara'da TÖMER'in düzenlediği "Çocuk Kitapları/Sorunlar ve Çözümler" başlıklı sempozyumda pek çok ayrıntı gözden kaçtı.

Paylaş
Gözden kaçmaması gerekenler
Sennur Sezer
Yurdumuzda gündem öyle sık değişiyor/değiştiriliyor ki, kimi ayrıntılar üstünde duramıyoruz. Geçim derdinin peşinde olduğumuzdan, yazılı ve görsel iletişim araçlarının büyüteç altında tuttuğu sorunlardan başkasını görmüyor gözümüz. Bu göz görmeme kimi zaman kültür haberlerini izleyen bağımsız basın emekçileri için de geçerli olmasa pek diyeceğim yok.
Geçen hafta Ankara'da TÖMER'in düzenlediği "Çocuk Kitapları/Sorunlar ve Çözümler" başlıklı sempozyumda da pek çok ayrıntı gözden kaçtı. Zaten açılış konuşmalarından sonra basının dikkatini çeken bir oturum yoktu neredeyse. Açılışa gelenler kapanış oturumlarına rağbet etmemişlerdi. Oysa, Doç. Sedat Sever'in bildirisi, bence birinci sayfalıktı. Konu mu, Çocuk Esirgeme Kurumu için seçilen çocuk kitapları. Talim Terbiye Kurulu'nun tavsiye ettiği listeden seçilen bu kitaplar, nasıl olduysa bir kontrol için TÖMER'e/ Dorç. Dr. Sedat Sever'e gönderilmiş.
Sedat Hoca kitaplardan ikisini gösterdi önce. İki renkli basılmış kitapçıklar. Kırmızı-siyah, yeşil-siyah. Sonra bölümler okudu. İslam tarihinden alınmış bölümler. Hind'in Hz. Hamza'yı öldürdükten sonra ciğerini yemesi, ayrıntılarıyla anlatılıyordu örneğin. Bir inancın ahlak değerleri yönünden değil de, savaşa ve şiddete özendiren bölümlerle anlatılmasına en ilginç örneklerdendi okunanlar. Bir de bu kitapların okul öncesi dönem için seçildiği düşünülünce, durum, Osmanlıca anlatmak gerekirse, "vahimleşiyordu".
Salon bir an dondu demek abartılı olurdu. Salondaki yazar ve öğretmen kalabalığından kaçı şaştı duyduklarına bilemem. Talim Terbiye Kurulu'nun tavsiye ettiği kitapların çağdaşlıkla, eğitimle, ruhbilimle yakın ilgisini (!) bilmeyen mi vardı? Günün sorusunu Nur İçözü sordu: "Biz yazar olarak ne yapabiliriz?" Bu sorunun yanıtı ne olabilirdi sizce? Bence, yazar olarak, anne baba ya da okuryazar olarak yapılacak şey tek, çocuklarımıza öğütlenen kitapları gözden geçirmek. Örgütlenmek, çağdışı, eğitim dışı yayınlara elbirliği ile karşı durmak. Talim Terbiye Kurulu'nun listesinde yer almayan kitapların okullara girmesinin de, ders kitabı olsa bile çocukların yanlarında bulunmasının da yasak olduğunu anımsayıp, hangi kitapların bu listede yer aldığını denetleyecek kurullar oluşturmak. Böyle bir örgütlenme size, yaşam koşullarımızda lüks mü geliyor? Gelmesin. Biz bu görevi ya kendimiz yapacağız ya öğretmen ya da yazar örgütlerinden isteyeceğiz. Yoksa bu işe el koymaya kalkışanların olayı nasıl çarpıtacaklarını, geçmiş deneylerimizden biliyoruz.
Emeğiyle geçinenlerin, Yeni Dünya Düzeni'nin, Mistik Yeşil Kuşak'ın saldırılarından korunması, çocuklarını koruması şart. Dil kirlenmesine, bilinç kirlenmesine karşı olmak, sömürüye karşı olmanın önemli bir yanı. Bu yüzden ayrıntılara dikkat etmek zorundayız. Genç gazetecilerden, özgür basından da bu dikkati beklemek çok şey istemek mi olur?
ÖNCEKİ HABER

İşkence her yerde

SONRAKİ HABER

Hizbullah'ın finansörleri açıklansın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...