27 Ocak 2000 22:00

İpekçi davasında skandal

Abdi İpekçi cinayeti davasında, 'yeni delil' diye sunulan ve gıyabi tutuklu olarak aranan Yalçın Özbey'e ait ifade metni üst yazısız, imzasız, nereden ve kimden geldiği belli olmayacak bir şekilde gönderildi.

Paylaş
İpekçi davasında skandal
Milliyet Gazetesi Başyazarı Abdi İpekçi'nin cinayeti ile ilgili devam eden davada 'yeni delil' diye sunulan ve davanın sanıklarından Yalçın Özbey'e ait olduğu sanılan 32 sayfalık metnin üst yazısız ve imzasız olduğu, nerden geldiği, kimin getirdiği ve görüşmeyi yansıtıp yansıtmadığının bilinmediği açıklandı. İpekçi davası avukatları, Özbey'in ifadesini alan emniyet görevlileri hakkında, yalancı tanıklık yapma, savcıdan gizli ifade alma ve aldıkları ifadeyi imha etmelerinden dolayı suç duyurusunda bulunacaklarını söylediler.
Milliyet Gazetesi Başyazarı Abdi İpekçi'nin suikast sonucu öldürülmesi ile ilgili süren ve zamanaşımı tehlikesi ile karşı karşıya kalan davasında 'yeni delil' tartışmasını aydınlatmak amacıyla İpekçi ailesi avukatları Turgut Kazan, Uğur Yetimoğlu, R. Uğur Ozan ve Taner Oğuzgiray İstanbul Adliyesi baro odasında dün basın toplantısı düzenlediler. Basın toplantısına İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi de katıldı. Avukat Turgut Kazan, uzun süredir mahkemeye gönderilmesi beklenen ve geçtiğimiz günlerde devam eden davaya gönderilen belgenin bir skandalı ortaya koyduğunu söyledi.
İpekçi cinayeti faillerinden biri olarak aranan ve hakkında gıyabi tutuklama kararı verilen Yalçın Özbey, Fransa'da uyuşturucudan yakalanmış, PKK ve uyuşturucu ilişkileriyle, İpekçi cinayeti üzerine ifade vermek istemiş, durumu öğrenen Emniyet Genel Müdürlüğü, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na haber vermeden iki MİT görevlisi ile gidip 2, 3, 4, 5 ve 6 Şubat 1995 tarihlerinde 4 gün Yalçın Özbey'in ifadesini tespit etmiş bu ifadeden Savcılığı haberdar etmedikleri gibi ifade örneğini de mahkemeye göndermemişti. Zamanaşımı tehlikesi ile karşı karşıya bulunan İpekçi davasına geçtiğimiz günlerde gönderilen bu belge ile davanın çözüleceği yönünde bir hava yaratılmıştı.
Kazan, kendilerinin yıllarca Özbey'e ait ifadeyi Emniyet Genel Müdürlüğü'nden istediklerini, ancak emniyetin kendilerine bambaşka dosyalar gönderdiğini, mahkemenin yazdığı yazı sonucunda Emniyet'in bu ifadeyi MİT'e sorduğunu, ancak MİT'in bu bantların imha edildiğini söylediğini hatırlattı. Kazan'ın yaptığı diğer hatırlatma ise Özbey'in ifadesini alan emniyet mensubu Nail Aydın'la MİT görevlisi Z.G., ve Z.A.B'nin mahkemeye verdikleri ifadelerde ise olaydan haberdar olmadıkları yönündeki ifadeleri oldu. Avukat Turgut Kazan, Yalçın Özbey'in ifadesini alan görevliler hakkında, yalancı tanıklık yapma, savcıdan gizli ifade alma ve aldıkları ifadeyi imha etmelerinden dolayı suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
İmzasız metnin nerden geldiği belli değil
Yıllardır beklenen belgenin geçtiğimiz günlerde, devam eden İpekçi davasına gönderildi. Özbey görüşmesine ait bant çözümü olduğu sanılan 32 sayfalık metin ile ilgili konuşan Kazan, metnin üst yazısı ve imzası olmadığını, nerden geldiği, kimin getirdiği ve görüşmeyi yansıtıp yansıtmadığının bilinmediğini, hatta metnin tamam mı, bir kısmı mı olduğunun bilinmediğini söyledi.
İşlenen suç örtülmeye çalışıldı
Olayı skandal olarak değerlendiren Kazan, konuşmasına devam etti: "Savcıdan gizli ifadeye gidiyorsunuz. Dönünce aldığınız ifadeyi 'imha' ediyorsunuz. Soruşturma söz konusu olunca, her nasılsa dosyaya girmiş diyerek 'üst yazısız' ve 'imzasız' bir 'ifade' icat ediyorsunuz. Doğrusu inanılır gibi değil!.. Olacak şey değil! Kesinleşmiş mahzene kaldırılmış dosya için, mahkemeye yazı yazıp evrak gönderiyorsunuz! Altını çizerek söylüyoruz, bu bir rezalettir. Hepimizle oyun oynuyorlar. İfade tespitinde işlenen suçu örtmeye çalışıyorlar."
Susurluk çetesinin ilk işlerinden biri
Gönderilen evrakların işlenen bir suçun kanıtı olarak karşılarında durduğunu belirten Kazan, İçişleri Bakanlığı'na yazılan Dışışleri Bakanlığı yazısında Özbey'in İpekçi olayı hakkında da bilgi verebileceğinin belirtildiği ve bu cinayetin ayrıntılarını bilen bir yetkilinin görevlendirilmesinin istendiğini hatırlattı. Dönemin Emniyet Genel Müdürü Halil Tuğ'un Dışışleri Bakanlığı'na yazdığı yazıda "İpekçi cinayetinin aydınlatılması açısından... konusuna vakıf kişi olarak Nail Aydın'ın görüşmeyi gerçekleştireceği yönündeki bilgiyi de aktaran Kazan, ancak Nail Aydın'ın mahkemede verdiği ifadesinde kendisinin görüşmede bulunmadığını ve İpekçi cinayeti hakkında bilgisi olmadığını söylediğini, görüşmede bulunan diğer iki MİT'çinin ise Özbey'in İpekçi cinayetinden arandığını bilmediklerini söylediklerini aktardı. "Böylece, Emniyet Genel Müdürlüğü'nden gönderilen evrak, yalancı tanıklık yapıldığını açıkça gösteriyor" diyen Kazan, bu davada yaşananların demokrasi ve hukuk devleti açısından kendilerini korkuttuğunu söyledi. İpekçi cinayetinin Susurluk çetesinin ilk işlerinden biri olduğunu, hedefi belirleyip cinayeti işletenlerin, failleri koruduğunu belirten Kazan, soruşturmayı tıkayanlardan hesap sorulması gerektiğini belirtti.
Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi ise, "20 yıldır babamın yaşama hakkını hiçe saydılar ve benim onun katillerini arama hakkımı, bizleri (gazetecileri) bu hakkı savunmaktan yoksun bıraktılar" dedi.
ÖNCEKİ HABER

'Çiftçi tütünü yüzde 25 enflasyonla

SONRAKİ HABER

Çadırlar buz tuttu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...