16 Ocak 2000 22:00

Askeri vakfa, süngü zoruyla bağış

Cunta dönemlerinde kurduğu vakıflara, insanlardan toplanan ve "bağış" olarak kamuoyuna lanse edilen paralarla büyük kaynak aktaran...

Paylaş
Askeri vakfa, süngü zoruyla bağış
Cunta dönemlerinde kurduğu vakıflara, insanlardan toplanan ve "bağış" olarak kamuoyuna lanse edilen paralarla büyük kaynak aktaran, kimi zaman da başta "heykel yaptırma" olmak üzere çeşitli konulara ilişkin bağış kampanyaları açan generallerin gözü bugünlerde askeri personellerinin maaşlarına dikildi.
Ordunun bünyesinde oluşturulan ve 1 Ocak 2000 tarihinden itibaren faaliyete geçen Türk Silahlı Kuvvetler Dayanışma Vakfı (TSKDV)'na gelir sağlamak amacıyla subay, astsubay ya da sivil memur ayrımı yapılmaksızın tüm askeri personelin maaşlarından yılda iki kez "bağış" adı altında kesinti yapılması kararlaştırıldı. Kesinti uygulaması ocak ve temmuz aylarında yapılacak. Kesinti miktarı, ilk kesinti dönemi olan bu yılın ocak ayı için 5 milyon 750 bin lira olarak belirlendi. Temmuz ayı kesinti miktarı ise temmuz ayı başında ayrıca belirlenecek. Vakıf için ilk kesintiler, önceki günden itibaren ödenmeye başlayan ocak maaşlarından yapıldı.
Bordroda bağış hanesi
5 milyon 750'şer bin liralar, askeri personelin maaşlarından mutemetler tarafından kesilecek ve vakfın bankalarda açtığı hesaplara aktarılacak. Maaşlardan yapılan kesintiler, bordrolarda, "TSKDV Bağış" hanesi ile gösterilecek. Maaşlarından kesinti yapılan personelin listeleri, emekli sandığı sicil numaraları da belirtilerek, bilgisayar ortamında hazırlanarak disketle 31 Ocak 2000 tarihine kadar vakfa gönderilecek. Genelkurmay Başkanlığı tarafından tüm askeri birlik ve kuruluşlara gönderilen 5 Ocak 2000 tarihli emirde, TSKDV'nin, "Türk Silahlı Kuvvetleri Personeli arasında yardımlaşma ve dayanışmayı geliştirmek, öncelikle 10 yılın altında hizmeti bulunan ve sosyal güvenlik kuruluşlarının kapsamı dışında tutulan subay, astsubay, sivil memur, uzman erbaşlar da dahil olmak üzere, her ne sebep ve suretle olursa olsun vefat edenlerin varisleri ile sakat kalanlara maddi destek sağlamak" amacıyla kurulduğu belirtildi. Kuvvet komutanlıkları ve Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde bulunan tüm yardım sandıklarının faaliyetlerinin 1 Ocak 2000 tarihinden itibaren durdurulduğunun bildirildiği emirde, TSKDV'nin ana gelir kaynağının personelden toplanan bağışlar olduğu kaydedildi.
Bu kez niye zorunlu?
Güçlendirme vakıfları ve yardım sandıkları ile bağış toplama konusunda önemli deneyimi bulunan ordunun, yeni kurulan TSKDV'ye gelir sağlamak için zorunlu bağış yöntemini seçmesi ilgiyle karşılandı. TSKDV'ye gelir sağlamak için başlatılan uygulamanın, bugüne kadar bir benzeri bulunmuyor. Ordu bünyesinde daha önce yapılan bağış toplama çalışmaları ya da yardım sandıklarına üye olma konusu kişinin isteğine bırakılıyordu.
Vermeyenler fişlenecek
Maaşından TSKDV için kesinti yapılmasını istemeyenler ise bağlı bulundukları birlik mutemetlerine ya da saymanlıklarına dilekçe ile başvurarak, maaşlarından kesinti yapılmamasını isteyebilecekler. Ancak bu yola başvuranların dilekçeleri ile kimlikleri, bağlı bulundukları kuvvet komutanlıklarına ayrıca bildirilecek. Bu durumda bağışa karşı çıkanlar, merkezi düzeyde fişlenmiş olacak. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Öğrenciler hasarlı yurt binasında
   kalmaya zorlanıyor
Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde yeni eğitim öğretim dönemine bugün başlanacak olması, yurt sorununu da gündeme getirdi. Üniversite öğrencilerinin bir bölümünün, 8 katlı hasarlı yurt binasında kalmaları istendi. İzzet Baysal Üniversitesi'nin çeşitli bölümlerinde okuyan ya da yeni kayıt yaptıran kız öğrencilerden bir bölümü çadırkentlere yerleştirilirken, bir bölümüne de depremde hasar gören Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun 8 katlı hasarlı binasında kalmaları gerektiği bildirildi.
Yazı alınıyor
Kredi ve Yurtlar Kurumu Bölge Müdürlüğü yetkilileri, söz konusu yurt binasında kaydı bulunan öğrencilerin çadırkentlerde barınmasına izin vermezken, az hasarlı 78 katlı binaya almak istedikleri öğrencilerden de "Müdürlüğünüz kayıtlı öğrencisiyim. Kendi isteğimle binaya giriyorum" yazılı dilekçe alıyor.
Öğrencilerin isyanı
8 katlı binada kalmak istemeyen bazı öğrenciler; daha önce yurtta kalmayan, evlerde barınan öğrencilerin çadırkentlere yerleştirildiğini, yurtta kalan eski ve yeni öğrencilerin ise az hasarlı söz konusu binada kalmak için zorlandığını dile getirdiler.
Sokak gösteriliyor
"Hiçbir kimsenin tek katlı evine dahi girmeye cesaret edemediği bölgede, kendilerini 8 katlı az hasarlı bir binaya sokmaya çalışan yurt yönetimine isyan ettiklerini" dile getiren öğrenciler, sorunun çözülmesini istediler. Yurt binasında kalmaya zorlananlardan "Kendi isteğimle binaya giriyorum" yazısı alındığını, bu yazıyı imzalayıp vermeyenlerin yurda sokulmadığını anlatan öğrenciler, bunun "binaya girmeye çekinen öğrencilerin sokakta kaldığı" manasına geldiğini kaydettiler.
"Bizler sokakta kaldık. Binaya girmek istemiyoruz" diyerek tepkilerini dile getiren öğrenciler, "Çadırkentte kalamıyoruz, ya imzayı at binaya gir ya da sokakta kal, siz hangisini seçerdiniz..." dediler.
ÖNCEKİ HABER

EMEP ilçe kongrelerini tamamlıyor

SONRAKİ HABER

Ermeni türkülerindeki çokseslilik

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa