03 Aralık 1999 22:00

Genel Kurul ağlama duvarına döndü

Türk-İş Genel Kurulu'nda sendikaları adına kürsüye çıkanların büyük çoğunluğu, hükümetten tahkime, Sosyal Güvenlik Yasası'ndan toplusözleşmelere kadar her konuda yakınmaktan ve şikâyet etmekten öteye gitmeyen konuşmalar yaptılar.

Paylaş
Genel Kurul ağlama duvarına döndü
Türk-İş Genel Kurulu'nda önceki gün başlayan ve büyük çoğunluğu hükümetten tahkime, Sosyal Güvenlik Yasası'ndan toplusözleşmelere kadar her konuda yakınmalardan öteye gitmeyen, sendikalar adına yapılan konuşmalar dün akşam sona erdi. Genellikle cansız geçen genel kurulun dünkü bölümünde Türk Metal Genel Başkanı Mustafa Özbek ile Haber-İş Genel Başkanı Cengiz Teke'nin Bayram Meral'e yüklenmeleri, Meral yanlısı delegelerin tepkilerine yol açtı.
Genel kurulun ikinci günü öğleden sonraki bölümde konuşan Şeker-İş Başkanı Ömer Çelik, Sosyal Güvenlik Yasası'nın çıkmasında hükümetin olduğu kadar Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral'in de katkısı olduğunu belirtti. Çelik'in "Türk-İş dize gelmeseydi, 60 emeklilik yaşı bizim sırtımıza yüklenmezdi" sözlerine, Meral yanlısı delegeler müdahale ederken, Çelik'e Tansu Çiller ile Türk-İş'ten ayrı sözleşme imzalaması hatırlatıldı. Türkiye Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Hasan Hüseyin Kayabaşı ise genel kuruldan birlik ve bütünlük içinde çıkılması gerektiğini ifade ederek, kendilerinin bu yönde tavır koyacaklarını söyledi. Tez Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Sadık Özben de "vatanseverlik ve milliyetçilik" adına ülke çıkarlarının IMF'ye peşkeş edildiğini kaydetti.
İkibinli yılların olası ulusal ve uluslararası sorunlarına işçileri, bir kenara iterek çare bulmanın mümkün olmadığını söyleyen Türkiye Denizciler Sendikası Genel Sekreteri Cemil Yeniay, Türk-İş'in ülke sorunlarında söz sahibi olması gerektiğini dile getirdi. Hükümet gibi Türk-İş'in de deprem sırasında sınıfta kaldığını ifade eden Selüloz-İş Sendikası Genel Başkanı Ergin Alşan da Türk-İş yöneticilerinin deprem bölgesine sadece bir kez gittiğini söyledi.
TGS Başkanı'na sataşma
TGS Genel Başkanı Ziya Sonay ise kıdem tazminatı hakkının vazgeçilemez hak olduğunu, bu hakkı kaldırmaya yönelik her türlü ciddi girişim karşısında işçi sınıfının üretimden gelen gücünü kullanması gerektiğini söyledi. Mevcut ekonomik düzen ve siyasal rejimin çürüdüğünü ifade eden Sonay, "Ancak bunun alternatifi, ne dine dayalı şeriatçı bir rejim, ne ırkçı bir anlayışın hakimeyetindeki diktatörlükler, ne de askeri yönetimlerdir" dedi. Sonay'ın bu sözlerine bazı delegeler, "Kim yazdı o yazıyı" diye bağırarak sataştılar.
Tarım-İş Sendikası Genel Başkanı Bedrettin Kaykaç ise orman işçilerinin sorunlarından söz ederek, kendilerine destek veren Türk-İş yönetimine teşekkür etti. Sendikal örgütlenmeye öncelik verilmesini isteyen Kaykaç, Türk-İş'in yaygın bir örgütlenme kampanyası başlatmasını önerdi.
Denizer suikasti
Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Çetin Altun ise Genel Maden-İş Sendikası eski Genel Başkanı ve Türk-İş eski Genel Sekreteri Şemsi Denizer'in öldürülmesindeki belirsizliğin halen sürdüğünü kaydederek, yeni seçilecek Türk-İş yönetiminin Denizer suikastine hassasiyet göstermesini istedi. Altun, tahkim ve Sosyal Güvenlik Yasası'nın gündeme getirilmesi sırasında oluşturulan "Emek Platformu" mücadelesi sırasında Şemsi Denizer'in öldürülmüş olmasına dikkat çekti.
'İşkollarında birleşme sağlansın'
Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Ekber Güvenç ise Türk-İş'in gelecekteki 4 yılının "ufuksuz ve vizyonsuz" olmaması için konfederasyonun ulusal ve uluslararası düzeyde sermayenin saldırılarına karşı politika üretmesi gerektiğini bildirdi. Üç işçi konfederasyonunun birleşmek için hızla bir araya gelmesini talep eden Güvenç, Türk-İş'in bunun öncülüğünü yapması gerektiğini kaydetti. Güvenç, Seattle'da toplanan Dünya Ticaret Örgütü'nü protesto eden emekçileri de selamlayarak, işçilere dayanışma mesajı gönderme kararının çıkmasını istedi.
Dünkü bölümde söz alan BASS Sendikası Genel Başkanı Turgut Yılmaz ise hükümetlerin Türkiye'nin geleceğini IMF ile olan anlaşmalara endekslendiğini kaydetti. Marmara depreminin düzenin çarpık durumunu göz önüne serdiğini belirten Yılmaz, işçi sınıfı olarak yıllardır dile getirilen bir sistemde bu sonuçların yaşanmayacağını söyledi. Çalışma hayatının 12 Eylül yasalarının kıskacında olduğunu belirten Yılmaz, bu durumun özelleştirmeden sosyal güvenliğe kadar bütün alanları etkilediğini kaydetti.
Kavga güçlükle önlendi
Türkiye Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Cengiz Teke ise, "Mahkemelerde sendikaları kapattırmak isteyen Türk-İş istemiyoruz. Türk-İş'in, emeğin sigortası olduğu günlere dönmesini istiyoruz. İşçinin haklarını koruyacak birlik ve bütünlük içinde hareket edecek bir Türk-İş istiyoruz" dedi. Teke, konuşmasında "Türk-İş'in adı son yıllarda Bayram Bey oldu" deyince tepki gördü. Bunun üzerine Haber-İş delegeleri de tepki gösterenlerin üzerine yürüyünce gerginlik yaşandı. Gerginliği, başta Bayram Meral olmak üzere diğer sendikacılar güçlükle yatıştırdı.
Bu arada Divan Başkanı Nazım Tur'un, "Delege arkadaşlarımız, sakin olsun. Burası Meclis mi ki kavga ediyoruz" sözleri duyuldu. Tartışmaların yatışmasının ardından konuşmasını sürdüren Teke, Türk-İş'in önümüzdeki 4 yılının işçi haklarını koruyacak eylem programı içinde geçirmesi gerektiğini kaydetti.
Özbek şovmenlik yaptı
Türk-Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek, konuşması boyunca sık sık kürsüye vurarak kürsüye asılı Türk-İş ambleminin düşmesine neden oldu. Özbek, Türk-İş yönetimine seçilecek ekibin hükümetle vuruşmaya hazır olması gerektiğini belirterek, bunu yapmayan yönetimi rahatsız edeceklerini öne sürdü. İşçi ve işverenlerin uzlaşması olmadan çıkarılan Sosyal Güvenlik Yasası gidene kadar Türk-İş'in mücadele etmesini isteyen Özbek, "Bu yasanın gitmesi için hükümete varlığımızı ispat edelim, vuruşalım. Sayın Meral, kıdem tazminatının kaldırılması gündeme getirilmesi halinde 'Gökkubbeyi başlarına yıkarız' diyor. Sayın Meral'e soruyorum; Sosyal Güvenlik Yasası'nın çıkmasında ne yaptınız, şimdi ne yapacaksın? Dala çıkmakla eylem yapılmaz. Eylemi ciddi yapacaksın, göstermelik, fuzuli eylem yapmayacaksın. Sayın Meral, bu işi başaramadın, beceremedin, onun için gitmelisin" dedi.
Sosyal Güvenlik Yasası Meclis'te görüşülürken Meral'in korkak davrandığını belirten Özbek "Şalteri çekip oturacaksın, içeri atsınlar o zaman sana sahip çıkalım. Şalteri indirmen gerekiyordu. Ama korktu" dedi. Özbek'in bu sözlerine Meral'in "Ziyaretime geleceğini bilseydim, yapardım" şeklinde yanıt vermesi delegelerin gülüşmelerine yol açtı. Özbek, kendisine yönelik despot, faşist tanımlamalarında bulunulduğunu anımsatarak, "Hitler gibi bir kişinin politikasını benimsemek şerefsizliktir. Ben bayrağımı, vatanımı ve milletimi seviyorum" diye konuştu.
Başoğlu: İkisinden iyi yapırım
Türk-İş Genel Başkan adayı ve Türkiye Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu ise sendikalar ve sendikacıların, çalışanların kazanılmış hakkına yeteri kadar sahip çıkamadıklarını belirterek, yakın bir gelecekte kendilerini toparlayamamaları halinde işçilerin kıdem tazminatı hakkının ellerinden gideceğini söyledi. Ortak ve anlaşılacak bir yönetimin çıkmasına kendisinin hazır olduğunu bildiren Başoğlu, "Her iki adaydan da daha iyi bu işi yapacağımıza inanıyorum. Başoğlu'nun neyini beğenmediniz de desteklemiyorsunuz?" dedi.
Hangi koltuk?
Belediye-İş Başkanı Nihat Yurdakul, sendikaların bugünkü duruma gelişlerinde, siyasal düşüncelerin sendikal düşünceyi belirler olmasından kaynaklandığını söyledi. Sendikaların gittikçe küçüldüğüne vurgu yaparak, "Hangi koltuğu paylaşıyoruz" diyen Yurdakul, sendikacıların emek sermaye çelişkisinden söz etmemelerini eleştirdi. Emek-sermaye çelişkisine dikkat çekerek, ülkede sömürülenlerle sömürenlerin olduğunun altını çizen Yurdakul, yönetim koltuğa oturanların kendileri tarafından denetlenmesi gerektiğine de vurgu yaptı. Türk-İş'in demokratik Anayasa'ya öncülük yapmasını, sendikal örgütlenme faaliyetlerini merkezileştirmesini, sosyal devleti güçlendirici, işsizliği azaltıcı faaliyetler yürütmesini isteyen Yurdakul, Türk-İş'e sendikacılık okulu açmasını, işgüvencesi ve hak grevinin yasallaşması için çabalamasını önerdi.
Uluslararası dayanışma
Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın da, sözlerine Türk-İş'in, Şemsi Denizer'e yeterince sahip çıkmadığı eleştirisiyle başlayarak, bunun sendikacılara yönelik saldırılara cesaret vereceğini belirtti. Küreselleştiği iddia edilen dünyada toplam gelirin şüzde 40'ına 400 ailenin el koyduğunu belirten Öztaşkın, bu sömürüye karşılık ABD'nin Seatlle kentinde yapılan protestoları selamladığını kaydetti. Özelleştirmeden sosyal güvenliğe, sendikaların erimesinden, esnek çalışmaya kadar işçi ve emekçilere yönelik saldırılarda Türk-İş'in gerekli tavrı ortaya koymadığını belirten Öztaşkın, etkili eylem kararları alınması gerektiğini söyledi. İşveren kuruluşları tarafından esnek çalışmanın son yıllarda sıkça dile getirilmeye başlandığına dikkat çeken Musfata Öztaşkın, sendikaları bu saldırılara karşı uluslararası dayanışmayı güçlendirmesi gerektiğini belirtti.
Genel kurulda bugün
Genel kurulda bugün komisyon raporları görüşülecek, genel başkan adayları kürsüye çıkarak son mesajlarını verecek ve aday listeleri kesinleştirilerek Çankaya İlçe Seçim Kurulu'na teslim edilecek.
ÖNCEKİ HABER

Almanya: Avrupa Türkiye'ye karşı

SONRAKİ HABER

Durmuş sınıfta kaldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...