29 Kasım 1999 22:00
Özelleştirme, lokal mücadeleyle
engellenemez
Özelleştirme, lokal mücadeleyle
engellenemez
Petrol-İş Sendikası Aliağa Şube Başkanı İskender Büyükçolak, IMF direktifleriyle hareket eden hükümetin 2000 yılını 'özelleştirme yılı' ilan ettiğini hatırlatarak, lokal mücadelelerle özelleştirmelerin karşısında durmanın mümkün olmadığını, ancak bir araya gelinirse başarı kazanılabileceğini söyledi.
Özelleştirme ile karşı karşıya olan kamu kuruluşlarından birinin de sendikalarının örgütlü olduğu Petrol Ofisi olduğunu belirten İskender Büyükçolak, daha önceki hükümetlerin Petrol Ofisi'ni özelleştirmeye çalışırken duvara tosladıklarını ifade ederek, "Bunun en önemli sebebi sendikamızın ciddi bir karşı duruşu olmasıydı. Türk Bank ihalesiyle bu durum çakıştığında ortaya çok pis kokular yayıldı. Hükümet oldukça demorilize hale geldi. Özelleştirmelerin en önemli yanı toplumun ikna edilmesiydi. Kirli sermayeler yani kaynağı belli olmayan kişilerin ve grupların özelleştirme sürecine girmesiyle, çete-mafya-özelleştirme ilişkilerinin açığa çıkması tabii ki toplum için önemli mesajlar içeriyordu" dedi.
'Hükümet cesaret aldı'
Hükümetin seçimler sonrasında yeni bir özelleştirme programıyla karşılarına çıktığını belirten Büyükçolak, bunu yaparken de, kitlesel mücadelelere rağmen sosyal güvenlik ve tahkim yasalarının Meclis'ten geçmiş olmasından cesaret aldığını vurguladı. "Çok açık bir şekilde deklare ettiler. 2000 yılında programlarını büyük ölçüde gerçekleştirmeyi hedefliyorlar" diyen Büyükçolak, şöyle devam etti: "Hatta bugüne kadar yapılmayan bir şeyi yaptılar. Bütçeye özelleştirmeden elde edilecek gelirle katkı koyacaklarını belirterek, bize ne kadar ciddi olduklarını göstermeye çalışıyorlar."
SEKA'nın akıbetinin hâlâ belli olmadığını, demirçelik fabrikalarının özelleştirme kapsamı içerisinde olduğunu, henüz devri yapılamayan enerji santrallerinin devrinin gündemde olduğunu, Telekom'da devirlerin söz konusu olduğunu, Sümerbank'ın İstanbul'daki bazı fabrikaları özelleştirmek için üniversitelere devredildiğini kaydeden Büyükçolak, şunları anlattı:
Tüpraş ve Petkim sırada
"Bizim örgütlü olduğumuz sektör için en önemlisi Petrol Ofisi'nin özelleştirilmek istenmesi. Sayın Bakan Yüksel Yalova, basına verdiği bir demeçte 'İsdemir'in özelleştirilmesinden itibar, Petrol Ofisi'nin özelleştirilmesinden ise para bekliyoruz' dedi. Ve doğruda söyledi. Kamu içinde tabii ki en kârlı olanını özelleştirebileceklerinin farkındalar. Özel sektör Türkiye'de kamu kuruluşlarını gerçekten ekonomik anlamda çalıştırma niyetiyle almıyor. Bugüne kadarki özelleştirmelere baktığımızda bunu açık bir şekilde görüyoruz. Eğer çalıştıracaksa da piyasada tekel oluşturmuş yüksek kâr hacmi oluşturan Petrol Ofisi gibi kuruluşlar onlar için çok cazip. Bununla da kalmayacak; Tüpraş ve Petkim sırada. Bunlara dönük özelleştirmenin altyapısı diyebileceğimiz çalışmalar devam ediyor ve tahminen Petrol Ofisi'nin özelleştirilmesi takvimiyle çakışacak bir zamanlamayla yine kamuoyunun gündemine oturtulacak. Petrol Ofisi'nde 17 Kasım'da başlayan ve 2000 yılı Haziran ayı içerisinde sonuçlandırılacak bir takvim Özelleştirme İdaresi Bakanlığı tarafından kamuoyunun önüne konuldu."
"Herkes bulunduğu yerden mücadele verirse özelleştirmenin karşısında duramayız, bu artık çok açık bir şekilde görüldü" diyen Büyükçolak, özelleştirme saldırısına ancak en geniş şekilde bir araya gelinerek karşı konulabileceğini belirtti. Büyükçolak, bunun için en uygun platformun da Emek Platformu olduğunu vurguladı.
engellenemez
Petrol-İş Sendikası Aliağa Şube Başkanı İskender Büyükçolak, IMF direktifleriyle hareket eden hükümetin 2000 yılını 'özelleştirme yılı' ilan ettiğini hatırlatarak, lokal mücadelelerle özelleştirmelerin karşısında durmanın mümkün olmadığını, ancak bir araya gelinirse başarı kazanılabileceğini söyledi.
Özelleştirme ile karşı karşıya olan kamu kuruluşlarından birinin de sendikalarının örgütlü olduğu Petrol Ofisi olduğunu belirten İskender Büyükçolak, daha önceki hükümetlerin Petrol Ofisi'ni özelleştirmeye çalışırken duvara tosladıklarını ifade ederek, "Bunun en önemli sebebi sendikamızın ciddi bir karşı duruşu olmasıydı. Türk Bank ihalesiyle bu durum çakıştığında ortaya çok pis kokular yayıldı. Hükümet oldukça demorilize hale geldi. Özelleştirmelerin en önemli yanı toplumun ikna edilmesiydi. Kirli sermayeler yani kaynağı belli olmayan kişilerin ve grupların özelleştirme sürecine girmesiyle, çete-mafya-özelleştirme ilişkilerinin açığa çıkması tabii ki toplum için önemli mesajlar içeriyordu" dedi.
'Hükümet cesaret aldı'
Hükümetin seçimler sonrasında yeni bir özelleştirme programıyla karşılarına çıktığını belirten Büyükçolak, bunu yaparken de, kitlesel mücadelelere rağmen sosyal güvenlik ve tahkim yasalarının Meclis'ten geçmiş olmasından cesaret aldığını vurguladı. "Çok açık bir şekilde deklare ettiler. 2000 yılında programlarını büyük ölçüde gerçekleştirmeyi hedefliyorlar" diyen Büyükçolak, şöyle devam etti: "Hatta bugüne kadar yapılmayan bir şeyi yaptılar. Bütçeye özelleştirmeden elde edilecek gelirle katkı koyacaklarını belirterek, bize ne kadar ciddi olduklarını göstermeye çalışıyorlar."
SEKA'nın akıbetinin hâlâ belli olmadığını, demirçelik fabrikalarının özelleştirme kapsamı içerisinde olduğunu, henüz devri yapılamayan enerji santrallerinin devrinin gündemde olduğunu, Telekom'da devirlerin söz konusu olduğunu, Sümerbank'ın İstanbul'daki bazı fabrikaları özelleştirmek için üniversitelere devredildiğini kaydeden Büyükçolak, şunları anlattı:
Tüpraş ve Petkim sırada
"Bizim örgütlü olduğumuz sektör için en önemlisi Petrol Ofisi'nin özelleştirilmek istenmesi. Sayın Bakan Yüksel Yalova, basına verdiği bir demeçte 'İsdemir'in özelleştirilmesinden itibar, Petrol Ofisi'nin özelleştirilmesinden ise para bekliyoruz' dedi. Ve doğruda söyledi. Kamu içinde tabii ki en kârlı olanını özelleştirebileceklerinin farkındalar. Özel sektör Türkiye'de kamu kuruluşlarını gerçekten ekonomik anlamda çalıştırma niyetiyle almıyor. Bugüne kadarki özelleştirmelere baktığımızda bunu açık bir şekilde görüyoruz. Eğer çalıştıracaksa da piyasada tekel oluşturmuş yüksek kâr hacmi oluşturan Petrol Ofisi gibi kuruluşlar onlar için çok cazip. Bununla da kalmayacak; Tüpraş ve Petkim sırada. Bunlara dönük özelleştirmenin altyapısı diyebileceğimiz çalışmalar devam ediyor ve tahminen Petrol Ofisi'nin özelleştirilmesi takvimiyle çakışacak bir zamanlamayla yine kamuoyunun gündemine oturtulacak. Petrol Ofisi'nde 17 Kasım'da başlayan ve 2000 yılı Haziran ayı içerisinde sonuçlandırılacak bir takvim Özelleştirme İdaresi Bakanlığı tarafından kamuoyunun önüne konuldu."
"Herkes bulunduğu yerden mücadele verirse özelleştirmenin karşısında duramayız, bu artık çok açık bir şekilde görüldü" diyen Büyükçolak, özelleştirme saldırısına ancak en geniş şekilde bir araya gelinerek karşı konulabileceğini belirtti. Büyükçolak, bunun için en uygun platformun da Emek Platformu olduğunu vurguladı.
YAZARLAR
A. Cihan Soylu
‘Boş tencere’ iktidarın neresinde?
Şebnem Korur Fincancı
Tehlike nedir?
Sultan Özer
Yeni anayasa tartışmaları, AKP’ye can suyu olur mu?
Hediye Levent
Erdoğan'ın Irak ziyaretinin 3 sebebi ve değişim rüzgarı!
Arif Nacaroğlu
Özgürlükçü Anayasa
Erkan Aydoğanoğlu
1 Mayıs ve sonrası
Mehmet Özyazanlar
Galatasaray kaparak, Fenerbahçe kaptırmayarak…
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
